A16z Crypto, ABD Hazine Bakanlığı’na gönderdiği mektupta, yeni stablecoin düzenlemelerinde merkeziyetsiz varlıkların denetim dışında tutulması gerektiğini savundu.
ABD merkezli risk sermayesi devi Andreessen Horowitz’in kripto birimi a16z Crypto, 4 Kasım tarihli mektubunda Hazine Bakanı Scott Bessent’e çağrıda bulunarak, bu yıl yürürlüğe giren GENIUS Stablecoin Yasası kapsamında yapılacak yeni düzenlemelerde “merkeziyetsiz stablecoin” tanımına açıklık getirilmesini istedi. Şirket, merkezi bir kuruluş tarafından yönetilmeyen bu varlıkların yeniliği teşvik etmek adına denetim dışında tutulması gerektiğini belirtti.
Yasa, “ödeme stablecoin’leri” için bir çerçeve oluştururken, tüketici koruması, kara para aklama ve finansal istikrar konularında düzenleyicilere geniş yetkiler tanıyor. Ancak a16z Crypto, merkeziyetsiz modellerin bu yasal çerçevenin dışında bırakılmasının hem teknolojik gelişimi hem de rekabeti koruyacağını vurguladı. Firma, Ethereum tabanlı LUSD’yi örnek göstererek, bu tür varlıkların “otonom akıllı sözleşmelerle” üretildiğini ve dolayısıyla yasa kapsamında “bir kişi tarafından ihraç edilmediğini” savundu.
“Denetim, kontrol temelli bir çerçeveye oturtulmalı”
a16z, önerisinde 2025 Dijital Varlık Piyasası Netlik Yasası’nda yer alan kontrol-temelli modelin benimsenmesini tavsiye etti. Bu model, düğüm çalıştırma, doğrulama ve non-custodial cüzdan geliştirme gibi faaliyetleri aracılık kapsamından çıkarıyor.
Şirket ayrıca, stablecoin ihraççıları arasında adil rekabet ortamı oluşturulması ve kara para aklama (AML) ile müşterini tanı (KYC) kurallarının inovasyonu engellemeyecek şekilde güncellenmesi gerektiğini ifade etti.
A16z’den “merkeziyetsiz dijital kimlik” önerisi
a16z Crypto’nun düzenleyici işlerden sorumlu yöneticisi Michele Korver, FinCEN’e gönderilen ayrı bir yanıtta, merkeziyetsiz dijital kimlik sistemlerinin yasadışı finansı önlemede etkili bir çözüm olabileceğini söyledi.
Korver, “Gizliliği koruyan kriptografi ile inşa edilmiş merkeziyetsiz kimlik sistemleri, hem ulusal güvenliği güçlendirir hem de bireylerin verilerini korur” ifadelerini kullandı. Bu sistemlerin, sıfır bilgi ispatı (ZKP) ve çok taraflı hesaplama teknolojileriyle kişisel verileri ifşa etmeden kimlik doğrulaması yapabildiğini belirtti.
Korver, yeniden kullanılabilir dijital kimliklerin dolandırıcılığı azaltabileceğini, yasadışı faaliyetleri tespit etmeyi kolaylaştırabileceğini ve kurumlar için maliyetleri düşürebileceğini ekledi.
