ABD’de 18 Cumhuriyetçi başsavcı, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nu (SEC) dijital varlıkları düzenleme yetkisini aşmakla suçlayarak SEC’ye dava açtı.
Perşembe günü ABD Kentucky Doğu Bölge Mahkemesi’ne yapılan başvuruda, Kentucky, Nebraska, Tennessee, Batı Virginia, Iowa, Teksas, Mississippi, Montana, Arkansas, Kansas, Missouri, Indiana, Utah, Louisiana, Güney Carolina, Oklahoma ve Florida eyaletlerinin başsavcıları ile merkeziyetsiz finans (DeFi) Eğitim Fonu’nun bu davada yer aldığı belirtildi.
Bu hamle, Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesiyle kripto sektörü genelinde yaşanan rallinin ardından geldi. Trump, seçim kampanyasında kendini kripto endüstrisinin bir savunucusu olarak tanıtmıştı. Birçok kripto yorumcusu, Trump yönetiminin ABD’deki kripto firmalarına zarar verdiği düşünülen “uygulama yoluyla düzenleme” politikasını tersine çevireceğine inanıyor.
Başsavcılar, mahkemeden “bir dijital varlık işleminin yatırım sözleşmesi olmadığının” belirlenmesini ve SEC’nin, dijital varlık platformlarının borsalar, bayiler, brokerlar veya takas kurumları olarak kaydolmamış olmaları nedeniyle suçlama getirmesinin engellenmesini talep etti.
SEC, kripto konusunda yetkisini aşıyor mu?
Şikayet dilekçesinde, eyaletlerin kripto konusunda kendi düzenleyici alanlarını oluşturdukları ve endüstrinin büyümesini teşvik ettikleri ifade edildi. Başsavcılar ve DeFi Eğitim Fonu, “SEC, bu yetki tahsisini göz ardı ediyor” dedi.
Şikayette, SEC’nin Kongre’den yetki almadan dijital varlık endüstrisini hedef alan bir dizi uygulama yoluyla eyaletlerin düzenleme yetkisini tek taraflı olarak ele geçirmeye çalıştığı iddia edildi. SEC’nin, kripto varlık alım-satımlarının neredeyse tamamını “yatırım sözleşmesi” olarak değerlendirdiği ve dolayısıyla bu işlemleri menkul kıymet işlemi olarak kabul ettiği belirtildi. Şikayette ayrıca SEC Başkanı Gary Gensler ve komisyon üyeleri de davalı olarak yer aldı.
Gensler, kripto paraların çoğunun menkul kıymet olduğunu öne sürerken, kripto şirketlerinin SEC’ye kayıt yaptırması ve kurallara uyması gerektiğini savunuyor. SEC, yıllar içinde Coinbase ve Kraken gibi büyük firmalara karşı bir dizi dava açmıştı.
Dava, dijital varlıkların menkul kıymet olup olmadığını belirlemek için kullanılan 1946 tarihli Howey Testi’ne de atıfta bulunuyor. Başsavcılar, SEC’nin bu testi kripto firmalarına karşı uygulamasını eleştirerek, bir varlık ile “sürekli yükümlülükler” arasında fark olduğuna dikkat çektiler. Şikayet dilekçesinde, “Bu ayrım mantıklıdır, çünkü bir varlığın satışını böyle bir taahhütle birleştirerek bir portakal bahçesindeki arazi veya bir misk faresi, bir portakal yetiştirme şirketindeki bir hisse veya bir kürk ticaret şirketine dönüşür. Ancak bu birleşim olmadan, bir varlık sadece bir varlıktır” denildi.
SEC sözcüsü, bu dava hakkında yorum yapmayı reddederken, “Eyalet menkul kıymet düzenleyicileri, kripto piyasalarında suistimalleri ortaya çıkarmak ve cezalandırmak konusunda güçlü ortaklarımız olmuştur” ifadesini kullandı.