Suç örgütleri son zamanlarda kripto para işlemleri için Bitcoin’i (BTC) değil TRON’u (TRX) tercih ediyor.
Reuters tarafından 27 Kasım günü sunulan habere göre suç örgütleri, kripto para transferleri için ilgi odaklarını Bitcoin’den TRON’a çevirdi. Yedi mali suç uzmanı ve blokzinciri soruşturma uzmanıyla yapılan görüşmelere dayandırılan haberde TRON ağı, İsrail, ABD ve diğer ülkeler tarafından terör örgütü olarak belirlenen gruplarla ilişkili kripto transferlerinde birinci sıraya yükseldi.
TRON ağının terör örgütleri tarafından bu denli yoğun şekilde kullanılması ABD’nin kripto para borsası Binance’den sonra gözünü TRON’a dikebileceği yönündeki endişeleri de beraberinde getirdi. ABD Adalet Bakanlığı (DOJ) tarafından Binance’e sunulan suçlamalar arasında özellikle terör örgütlerinin finansmanına dolaylı yoldan yardımcı olmak gibi ciddi bir madde yer alıyordu.
Sunulan habere göre İsrail Ulusal Terör Finansmanıyla Mücadele Bürosu (NBCTF), Temmuz 2021 ile Ekim 2023 arasında “belirlenmiş bir terör örgütü” ile bağlantılı olduğuna veya “ciddi bir terör suçu” için kullanıldığına inandığı 143 TRON cüzdanını dondurdu.
Dondurulan TRON cüzdanları arasından 56’sının HAMAS ile bağlantılı olduğu belirtildi. NBCTF özellikle HAMAS ve Hizbullah’ın TRON ağına karşı ilgisini son zamanlarda ciddi şekilde artırdığını savundu.
Reuters geçen yıl İranlı grupların ve şirketlerin 2018-2022 yılları arasında 8 milyar dolarlık işlem için TRON ağını kullandığını bildirmişti.
New York merkezli blockchain analiz firması Merkle Science’ın CEO’su Mriganka Pattnaik konu hakkında yaptığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Daha önce Bitcoin’di ve şimdi verilerimiz bu terör örgütlerinin giderek TRON’u tercih etme eğiliminde olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar TRON ağının ucuz, hızlı ve istikrarlı yapısının bu tür gruplar tarafından tercih edilmesinde en önemli faktörler olduğunu dile getirdi.
TRON sözcüsü Hayward Wong, dolar dahil tüm para birimlerinin teorik olarak terör finansmanında kullanılabileceğini söyledi ve bu tür işlemler üzerinde direkt bir kontrollerinin olmadığını savundu.