Amerika’da faaliyet gösteren St. Louis Federal Rezerv Bankası, Bitcoin ve itibari para birimleri arasındaki benzerliklere dikkat çekti.
Bu yılın başında Amerikan Vergi Dairesi, kripto paralardan elde edilen gelirlerin de, aynı diğer gelirler gibi vergiye tabii tutulması gerektiğini belirtmiş ve Bitcoin ile itibari para birimlerinin vergilendirilmesinde pek de bir fark olmadığının altını çizmişti.
Konuyla ilgili değerlendirme yapan St. Louis Federal Rezerv Bankası ise, bunu bir adım ileri taşıyarak daha net ifadeler kullandı. Bankanın resmi internet sitesinde yer alan bir blog yazısında, Bitcoin ve bildiğimiz, geleneksel itibari para birimleri arasındaki üç temel benzerliğe dikkat çekildi. İşte onlar:
1-) Gerçek Bir Değeri Yok
Blog yazısının başında, ne Bitcoin’in ne de itibari paraların gerçek bir değeri olmadığı belirtildi. Bitcoin’in karakterizasyonu ve bir para birimi olarak nereye koyulması gerektiği tartışmalarına kendilerinin bakış açısıyla yanıt arayan yetkililer, şu ifadeleri kullandı:
”Kripto paralar birer veri olarak mevcudiyetini sürdürüyor. Yine cüzdanınızda yer alan para da bildiğimiz bir kağıt parçası. İkisinin de gerçek manada bir değeri yok.”
Bankanın belirttiği gerçek bir değeri yok ifadesi açıkçası bazı otoriteleri fazlasıyla şaşırttı. Özellikle son yıllarda artık iyice ortaya çıkan ve başta internette paylaşılanlar olmak üzere birçok kişinin canının yandığı veri güvenliği olayına sunduğu çözümle, kripto paraların gerçk bir değeri olduğunu savunan otoriteler, bu ifadeye katılmadıklarını belirtti.
2-) Arzın Limitleri Var
Herhangi bir paranın değerini koruyabilmesi için en temel şeylerden birisi de kesinlikle arzının sonsuz olmamasıdır. Yani buna, bir nevi kıtlık yaratma deniyor. Bunu şöyle düşünebiliriz: Diyelim ki elinizde 10 dolar var ve tüm dünyada dolaşan dolar miktarı 100 dolar. Yani, bu durumda siz tüm dünyada dolaşan doların yüzde 10’unu tek başınıza elinizde bulundurmuş olursunuz. Ancak trilyonlarca dolar olursa, bu kez iş sizin de tahmin edebileceğiniz üzere başka bir hal alacaktır.
Blog yazısı FED’in bu konu ile ilgili değişiklik yapma hakları ile devam ederken, şu bilgi ise ilgi çekici: 21 Mart itibariyle dünyada dolaşımda olan dolar miktarı 1.63 trilyon dolar. Bunun 1.59 trilyon doları ise FED tarafından bizzatihi çıkarılmış. Yani ortada pek bir kıtlık olduğunu söylemek mümkün değil.
Ancak öte yandan Bitcoin’e bakacak olursak işler çok daha farklı. Herhangi bir banka ile hiçbir şekilde bağı yok ve sayısı 21 milyon ile sınırlandırılmış. Bunun ötesine çıkılma şansı yok. Yani üstte bahsedilen sistemi tam anlamıyla hayata geçirebilmiş bir proje, tam da karşımızda duruyor.
3-) Aracılara Yer Yok
St Louis Federal Rezerv Bankası’nın söylediği son şey ise iki para tipinde de aracılara yer verilmemesi. Banka meramını şöyle açıklıyor:
”İtibari para, gönderim için herhangi bir üçüncü şahsa ihtiyaç duymaz. Kredi kartı ya da uygulamadan farklı olarak hesabınıza üçüncü bir şahıs müdahil olamaz.”
Aslında teorik olarak kimsenin buna bir itirazı yok ancak gerçekler biraz daha farklı. Örneğin dünya üzerinde en son ne zaman 100 milyon dolarlık bir para transferi aracısız olarak gerçekleştirildi? Elbette ki pazarda alışveriş yaparken ya da bir ceket alırken yaptığımız kişiden kişiye küçük miktarlarda para transferlerinde bir sorun yok ve bunlar gerçekten bir aracı gerektirmiyor ancak günümüz ekonomi dünyası bundan çok çok daha karmaşık bir hal aldı bile. Zaten tüm bunları söylerken eyaletten eyalete ya da ülkeden ülkeye para transferlerini söylemiyoruz bile. Bunların hepsinde zaten aracı şart. O yüzden teoride doğru olan bu bilgi, güncel hayata gelindiğinde ise anlamını yitiriyor.
Bitcoin’e aynı konu hakkında bakacak olursak ise, esasın ne olduğu açıkça görülebiliyor. Bitcoin whitepaperında şu ifadeler yer alıyor:
”Tamamen kişiden kişiye para transferi vaad eden bu para; herhangi bir finansal kuruluşa gerek duymadan direkt olarak parayı birinden ötekine aktarır.”