Analist Milyarlarca Dolarlık Alımlar ile Kripto Paralar Yeni Bir Finansal Dönem Başlatacak Diyor!

Presto Araştırma Başkanı Peter Chung’a göre, halka açık şirketlerin kripto varlıkları rezerv olarak tutmaya başlaması yeni bir finansal dönemi başlatabilir.
Son dönemde özellikle ABD merkezli şirketler, hissedar değerini maksimize etmek amacıyla milyarlarca dolar toplayarak kripto para birikimi yapmaya başladı. Strateji firmasının öncülüğünde başlayan bu model, operasyonlarını durdurmuş firmalar, SPAC’lar ya da boş şirketleri yeniden yapılandırarak, kripto birikim araçlarına dönüştürüyor.
Chung, bu trendi “1980’lerdeki kaldıraçlı satın almalar (LBO) veya 1990’lardaki borsa yatırım fonları (ETF) gibi finansal mühendisliğin yeni bir aşaması” olarak tanımlıyor. Ancak kamuoyunda sıkça dile getirilen “yeni bir balon” korkularının biraz abartılı olduğunu düşünüyor.
Chung, şirketlerin kripto rezervlerini genellikle teminatsız borçlanma yöntemleriyle finanse ettiğini vurgulayarak, teminat tasfiyesi riskinin önceki dönemlere göre çok daha düşük olduğunu belirtiyor. Presto’nun verilerine göre, 12 büyük firmanın topladığı veya toplamayı planladığı 44 milyar doların yalnızca üçte biri borç finansmanlı ve bunun %87’si teminatsız. Bu nedenle büyük çaplı tasfiye riskinin sınırlı olduğunu öne sürüyor.
Aktivist yatırımcıların şirketlerin net varlık değerinden (NAV) düşük işlem görmesi durumunda likidasyonu zorlayabileceği riskine dikkat çeken Chung, genellikle aktivistlerin hisse geri alımları gibi daha az sert yöntemleri tercih ettiğini ifade ediyor.
Michael Saylor’ın öncülüğündeki Strategy’nin modeliyle başlayan bu akım, Trump Media, GameStop gibi tanınmış şirketlerin katılımıyla genişlemeye devam ediyor. Proof-of-Stake (PoS) varlıklarının, staking ödülleri sayesinde cazip hale gelebileceğini belirten Chung, bunun kripto rezerv şirketleri için varlık büyümesini destekleyerek değerlemeleri yukarı çekebileceğini söylüyor.
Yine de Chung, deneyimsiz şirketlerin likidite yönetiminde başarısız olmaları durumunda sıkıntılar yaşayabileceğine ve bu nedenle her şirketin nakit akış ihtiyaçlarını iyi yönetmesinin kritik olduğuna dikkat çekiyor. Chung’a göre piyasa riskleri değil, şirketlerin kriz yönetimi becerileri belirleyici olacak.