Bitcoin gün içinde yüzde 1,8 yükselerek 103 bin dolar seviyesinde işlem görüyor ancak ekim ayında ulaştığı 126 bin dolarlık zirveden bu yana teknik olarak düşüş trendinde kalmayı sürdürüyor.
CoinDesk analisti Omkar Godbole, Bitcoin’in (BTC) çarşamba günü kısa süreli olarak 100 bin doların altına inmesinin ardından yeniden 103 bin dolar civarına toparlandığını belirtti. Godbole’e göre, en büyük 20 kripto paranın ortalaması son 24 saatte yüzde 1,8 artarken Bitcoin’in piyasa hakimiyeti yüzde 60’a çıktı. Bu artış, altcoin piyasasındaki zayıflığın devam ettiğine işaret ediyor.
ENA ve APT gibi önde gelen altcoin’ler bu hafta yüzde 20’den fazla değer kaybetti. Godbole, doların güçlenmesi ve Fed’in faiz indirim sürecine dair belirsizliklerin kripto piyasasında satış baskısını tetiklediğini vurguladı.
Omkar Godbole: 300 Milyon Dolar Tasfiye, ZEC’te Short Baskısı Artıyor
Godbole’in verilerine göre, son 24 saatte 300 milyon dolardan fazla kaldıraçlı pozisyon tasfiye edildi ve bu tasfiyelerin çoğu short pozisyonlardan geldi. Zcash (ZEC) vadeli işlemlerinde açık pozisyon oranı (open interest) hızla yükselirken, fonlama oranlarının hâlâ negatif seyretmesi, yatırımcıların potansiyel bir düzeltmeye karşı korunma eğiliminde olduğunu gösteriyor.
Ayrıca Deribit’teki kısa vadeli Bitcoin ve Ethereum opsiyonlarında aşağı yönlü endişe öne çıkıyor. Godbole, bazı yatırımcıların 80 bin dolarlık Bitcoin put opsiyonları aldığını ve bunun piyasada artan düşüş beklentisine işaret ettiğini bildirdi.
Francisco Rodrigues: Hyperliquid’de HIP-5 Gerilimi
CoinDesk analisti Francisco Rodrigues ise merkeziyetsiz borsa Hyperliquid’de gündeme gelen HIP-5 adlı yönetişim teklifine dikkat çekti. Bu teklif, platform gelirlerinin yüzde 5’inin yeni projeleri desteklemek için kurulacak AF2 adlı fona aktarılmasını öngörüyor.
Fon, PURR, Kinetiq ve Felix gibi ekosistem içi projelerin token’larını satın alarak gelişimlerine katkı sağlamayı hedefliyor. Ancak Rodrigues, toplulukta bu öneriye dair görüşlerin ikiye bölündüğünü belirtiyor. Bazı üyeler bu modelin “rüşvet ve çıkar ilişkilerine” yol açabileceğini savunurken, diğerleri bunun geliştirici ilgisini artıracağını ve yönetişim katılımını güçlendireceğini düşünüyor.