Günümüzde küresel ısınmayı ve beraberinde iklim değişikliğini meydana getiren karbon salınımı, dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamak için hızla artan üretimle birlikte giderek yükseldi ve çözülmesi gereken bir sorun haline geldi. Karbon salınımın önlenmesi üzerine yakın zamanda yapılan toplantılarda otoriteler bir araya gelerek çözüm önerileri oluşturmaya başladı. Bu noktada, son yıllarda ele alınan blockchain ve dijital para teknolojileri ile karbon salınımını azaltmak ve gezegeni sürdürülebilir bir kalkınma haline getirmek için adımlar atılmakta.
Dünya Ekonomik Forumu’nun bu yıl en çok konuşulan konusu gezegenin nasıl kurtarılacağı oldu. İklim değişikliği ile mücadelenin önemli bir yer tuttuğu Forum’da İngiltere’den Prens Charles, küresel ekonomiyi karbondan arındırmanın yollarını tespit edebilmek ve sürdürülebilir piyasalara geçiş yapabilmek amacıyla Dünya Ekonomik Forumu iş birliğiyle Sürdürülebilir Piyasalar İnisiyatifi’nin kurulduğunu duyurdu. Bir yandan Microsoft CEO’su Satya Nadella, veri gizliliğinin temel bir insan hakkı olarak görülmesi gerektiğini belirtti.
Dünya Ekonomik Forumu Blockchain ve Dijital Para Birimi Sorumlusu Sumedha Deshmukh, yayınladığı bir makalede sürdürülebilir kalkınma planlarına yönelik olarak üretim, yönetim ve tedarik zinciri alanlarında geleneksel yaklaşımları değiştirmenin ve doğru bir kullanımla blockchain teknolojisini bu alanlarda kullanmanın gelecek için önemli faydalar sağlayabileceğini aktardı.
Sumedha Deshmukh’a göre sürdürülebilir kalkınma amaçlarına yönelik olarak blockchain teknolojisi; esnek ve şeffaf tedarik zincirleri oluşturmak, daha güçlü ve hesap verilebilir kamu kurumları yaratmak ve bilinçli bir kaynak kullanımını teşvik etmek konularında etkili olabilir.
2020’de Blockchain ve Dijital Paranın Ayak Sesleri Duyulmaya Başlandı
Covid-19 salgınıyla birlikte küresel çapta bir dijitalleşme rüzgarının esmeye başladığı 2020 yılında, sürdürülebilir gelecek planlamaları kapsamında blockchain teknolojisinin aslında bazı noktalarda hayata geçirilmeye başlandığına değinen Sumedha Deshmukh; bu yılın, dijital para ve dijital kimlik konularının temelini atmak için önemli bir yıl olduğunu vurguladı.
Global Digital Finance Code (Küresel Dijital Finans) ve Presidio Principles (Presidio İlkeleri) gibi çalışmaların, blockchain teknolojisinin standartlaştırılması üzerine önemli adımlar olduğunu söyleyen Desmuhk, bu çalışmaların nihayetinde gerçekçi olması ve tüketicilerin korunması ilkelerine dayanması gerektiğini belirtti.
Yazıda ayrıca İnsan Hakları Vakfı ve Amerikan Kızıl Haçı gibi bazı kuruluşların uzun süredir kripto para birimleri ile yapılan bağışları kabul ettiğinden bahsedilirken sürdürülebilir gelecek planlamalarının dijital para kullanımında da bir artış görüldüğü aktarıldı. Bu doğrultuda UNİCEF de yakın zamanda Kripto Fonu’nu duyurdu.
Dünyada merkez bankalarının dijital paralar ve itibari paralar üzerine tartışmaları sürerken blockchain kullanımının giderek yaygınlaştığını belirten Desmuhk, Dünya Gıda Programı’nın Yapı Taşları projesinde kimlik doğrulamak amacıyla blockchain teknolojisinin kullanılmasını örnek gösterdi.
Gelecekte blockchain ve dijital kimlik teknolojilerinin sürdürülebilir kalkınma planlarında etkili olacağını söyleyen Desmuhk, henüz erken aşamalarda olan mevcut girişimlerin gelecekteki başarılara giden yolda birer yapı taşı niteliği taşıyacaklarını belirtti.
Üzerine Çalışılması Gereken 3 Ana Odak:
Esnek ve şeffaf tedarik zincirleri kurmak
Dünya Ekonomik Forumu Blockchain ve Dijital Para Birimi Sorumlusu Sumedha Deshmukh’a göre, günümüzde tüm dünyada etkisini gösteren Covid-19 salgınıyla birlikte küresel tedarik zincirlerinin aksayan yanları ve güvenlik açıkları gözle görülür bir şekilde ortaya çıktı. Bu sorunlarla başa çıkabilmek adına blockchain araştırmalarına başlayan veya mevcut çalışmalarını hızlandıran girişimler oldu. Bunlara örnek olarak Asya Kalkınma Bankası ve İnter-Amerikan Kalkınma Bankası gibi çok uluslu kalkınma bankaları blockchain araştırmalarına başladı. UNICEF İnovasyon Fonu, Hindistan’da yaptığı bir aşı dağıtımını izlemek adına blockchain teknolojisini kullandı. Ayrıca AB InBev şirketi de Zambiya’da yerel mahsülleri fiyatlandırmada şeffaflık sağlamak amacıyla blockchain kullandı.
Yapılan araştırmaların ve denemelerin sonucunda tedarik zincirindeki sorunların tamamen çözülemediğini aktaran Sumedha Deshmukh’a göre küresel tedarik zincirinin çalışma yapısı etkili bir biçimde yeniden ele alınmalı, üretim ve dağıtım ağında önemli şekilde iş birliği sağlanmalı ve veri bütünlüğü konusu mutlaka dikkate alınmalı.
Güçlü ve şeffaf kamu kurumları oluşturmak
Kamu kurumları, hükümetlerin harcamalarındaki en büyük kaynaklardan biri olduğunu söyleyen Deshmuk’a göre bu bağlamda dünya çapındaki resmi yolsuzluğun en büyük kaynağı da yine kamu kurumları olarak karşımıza çıkmakta. Karmaşık ve yeterince şeffaf olmayan bir yapıya sahip olan kamu kurumları, hesap sorulabilir bir konuma tam olarak koyulamadığından savurganlığın merkezi haline gelebilmektedir. Bu konuda dış gözetimi arttırmak için blockchain teknolojisinin kullanılabileceğini vurgulayan Deshmuk, blockchainin tek başına yeterli olmasa da Transparency International ve Partnership for Transparency Fund tarafından oluşturulan izleme modelleri ile güçlü bir araç olabileceğini belirtti.
Bilinçli kaynak kullanımını teşvik etmek
Dünya Ekonomik Forumu’nun bu yılki gündemini belirleyen iklim değişimi ve insan hakları konuları ele alındığında üretimde ve tüketimde bilinçli bir davranış sergilemenin öneminin ortaya çıktığını aktaran Deshmuk; karbon emisyonlarının takibi, tedarik zincirinin şeffaflığı ve etik kaynak kullanımı için blockchain teknolojisinin araştırılmaya ve yer yer kullanılmaya başlandığına değindi.
Bu odaklar doğrultusunda yapılacak hamlelerin dikkatli ve iyi niyetli bir şekilde yapılması gerektiğini belirten Deshmuk, son olarak sürdürülebilir gelecek planlarının gelecekte başarıya ulaşacağına inandığını açıkladı.