Cambridge Üniversitesindeki Mansoor Ahmed, Ilia Shumailor ve Rose Anderson gibi bazı akademisyenler, kripto para hırsızlıklarıyla mücadele etmek için birkaç farklı metot öneriyorlar.
Kripto para sektöründeki hırsızlık vakaları zaman zaman bir hayli korkutucu olabiliyor. Şu ana kadar çalınan Bitcoinlerin toplam değeri bilinmese de AMBCrypto gibi kaynaklara bu sayının 1 milyar dolara yakın olduğunu söylüyorlar.
Çalınan bu Bitcoinleri takip etmek pek kolay olmuyor çünkü bu koinler, ABD Doları ve Türk Lirası gibi itibari paraların aksine herhangi bir seri numarasına sahip değiller. Tekil Bitcoinler numaralandırılmadıkları için bu koinlerin kökenini takip etmek bir hayli zor.
Mansoor Ahmed, Ilia Sumailor ve Rose Anderson gibi Cambridge Üniversitesi akademisyenleri ise bu durumu tersine çevirmeyi düşünüyorlar. Bu isimlere göre çalıntı koinlerin ne şekilde dağıtıldıklarını takip etmek, bu koinlerin kökenini bulmak anlamına gelebilir.
Bu isimler tarafından yayınlanan bir makaleye göre kripto para hırsızlıklarına ve para aklama durumların sıklıkla “tekilden çoğula” tarzındaki cüzdanlara rastlanıyor. Bu cüzdanlar, tekil bir cüzdandan çoğul adreslere aynı anda para aktarmaya imkan tanıyor ve bireysel kullanıcılar tarafından pek kullanılmıyorlar. Cambridge akademisyenlerine göre ise bu cüzdanlar, tam da kripto para ile para aklayan kişilerin kullandıklarına benziyor.
Bu akademisyenler ayrıca FIFO (ilk giren ilk çıkar) olarak bilinen, eski bir takip metodunun faydalı olabileceğini düşünüyorlar. Bu takip metodu şu ana dek hukuk, finans gibi çeşitli alanlarda kullanıldı ve araştırmacılar kripto paraların da bu şekilde takip edilebileceklerini düşünüyorlar.
Bu sistem sayesinde her bir Bitcoin, satoshi olarak bilinen birimlere ayrılıyor. FIFO algoritması daha sonra bu satoshilerdeki verileri kullanarak köken adrese erişim sağlayabiliyor.