Citadel Securities’in DeFi protokollerinin ABD’de borsa ve aracı kurum olarak regüle edilmesini talep eden mektubu sektörde büyük tepki topladı.
Citadel Securities, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) gönderdiği kapsamlı mektupta, tokenize ABD hisseleri ile işlem yapan merkeziyetsiz finans (DeFi) protokollerinin borsa ve aracı kurum tanımlarından muaf tutulmaması gerektiğini savundu. Şirket, akıllı sözleşmeler aracılığıyla alıcı ve satıcıları bir araya getiren sistemlerin, teknik mimarisi farklı olsa da geleneksel piyasa altyapısıyla benzer işlevler gördüğünü belirtti.
Citadel’e göre geniş kapsamlı muafiyetler, piyasa gözetimi, şeffaflık, adil erişim ve yatırımcı koruması gibi temel prensiplerde zafiyet yaratabilir. Bu nedenle SEC’in DeFi’ye özel bir istisna tanımak yerine, resmi bir kural koyma sürecine gitmesi gerektiği vurgulandı.
Mektubun kamuya yansımasıyla birlikte kripto sektöründe sert tepkiler yükseldi. Uniswap kurucusu Hayden Adams, Citadel CEO’su Ken Griffin’i yıllardır DeFi’yi hedef alan söylemlerle lobi yapmakla suçladı. Adams, DeFi protokollerinin adil erişimi kısıtladığı yönündeki iddianın “ironik” olduğunu belirtti ve açık kaynak, izin gerektirmeyen altyapıların tam aksine erişimi genişlettiğini söyledi.
Blockchain Association CEO’su Summer Mersinger ise Citadel’in yaklaşımını “fazlasıyla geniş ve uygulanamaz” olarak nitelendirdi. Mersinger, yazılım geliştiricilerin finansal aracılar gibi regüle edilmesinin ABD’nin yenilikçilik kapasitesini zayıflatacağını ve geliştiricileri ülke dışına iteceğini savundu.
DeFi İçin Düzenleme Tartışmaları Neden Alevlendi
SEC, özellikle eski başkan Gary Gensler döneminde DeFi’nin menkul kıymet yasaları kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini sık sık vurgulamıştı. Trump yönetimi sonrası daha yumuşak bir ton görülse de DeFi’nin nasıl sınıflandırılacağına ilişkin tartışmalar, tokenizasyonun hızla büyüdüğü bir dönemde yeniden kritik önem taşıyor.
Citadel’in çıkışı, geleneksel piyasa devleri ile merkeziyetsiz protokoller arasındaki gerilimi artırırken, sektörde düzenleyici sınırların nasıl çizileceğine yönelik tartışmaların hız kesmeden süreceğini gösteriyor.