ABD Merkez Bankası (Fed), cuma günü bankacılık sistemine 29,4 milyar dolar likidite enjekte etti. Bu hamle kripto topluluğunda “yeni bir genişleme sinyali” olarak algılansa da uzmanlara göre olağan bir kısa vadeli işlem.
Fed, iki taraf arasında bir gecelik borç verme işlemi olan repo operasyonları aracılığıyla 2020 pandemi döneminden bu yana yapılan en büyük kısa vadeli nakit enjeksiyonunu gerçekleştirdi. Amaç, son haftalarda sıkışan likidite koşullarını gevşetmek ve kısa vadeli faiz oranlarını normale döndürmekti. Bu işlem, bankaların nefes almasını sağlayarak sistemdeki rezerv dengesini geçici olarak destekledi.
Likidite daralması ve Fed müdahalesi
Son haftalarda bankaların rezervleri 2,8 trilyon dolara gerileyerek “yeterli seviye” eşiğinin altına düştü. Bunun nedenleri arasında Fed’in bilanço küçültme programı (QT) ve Hazine Bakanlığı’nın Fed’deki nakit hesabını (TGA) artırması yer alıyor. Bu durum piyasada “borç verilebilir nakit” kıtlığı yaratınca repo faizleri yükseldi ve Fed devreye girerek SRF (Standing Repo Facility) üzerinden 29 milyar dolarlık likidite sağladı.
Bu kısa vadeli likidite enjeksiyonu, sistemdeki nakit akışını geçici olarak artırdığı için Bitcoin (BTC) gibi riskli varlıklar için destekleyici bir etki yaratıyor. Ancak bu adım, piyasada yanlış anlaşıldığı gibi “para basma” yani kalıcı bir genişleme (QE) anlamına gelmiyor. Fed sadece geçici bir stres yönetimi uyguladı.
Damped Spring Advisors CEO’su Andy Constan, sosyal medya platformu X’te yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bu sadece küçük bir bankalar arası yeniden dengeleme. Biraz kredi stresi var ama sistem kendi kendine toparlanacaktır.”
Constan’a göre Fed’in daha agresif bir müdahalesine gerek yok, ancak durum kötüleşirse repo tesisinin büyümesi gerekebilir.
Fed’in 29,4 milyar dolarlık hamlesi, piyasalarda kısa süreli rahatlama sağladı ama bu bir “QE” başlangıcı değil. Kripto piyasaları için kısa vadede pozitif, ancak kalıcı bir etkiden söz etmek için erken.