Bitcoin piyasası, 2024 yılı Haziran ayından bu yana dalgalı bir konsolidasyon dönemine girdi. Bu süreçte özellikle kısa vadeli yatırımcılar, satın aldıkları fiyatın altında işlem gören varlıklarıyla önemli ölçüde baskı altında kaldılar.
MVRV Oranı’nın (Market Value to Realized Value) yüzde 1’in altına düşmesiyle birlikte, Bitcoin’in spot fiyatı, kısa vadeli yatırımcıların maliyet bazının altında seyretmeye başladı. Bu durum, özellikle son aylarda piyasaya giren yatırımcıların büyük bir kısmının, yatırımlarında realize edilmemiş zararlar yaşadığını gösteriyor. Ancak, bu zararların büyüklüğü, Mart 2020’deki COVID krizi veya 2021 ortasındaki satış dalgasına kıyasla daha hafif düzeyde kalmış durumda.
Özellikle 1 hafta ile 1 ay arasında Bitcoin tutan yatırımcılar, son fiyat düşüşlerinden en fazla etkilenen kesim oldu. Bu yatırımcı grubunun maliyet bazları hızla düşerken, daha eski coin sahiplerinin (1-3 ay arası) maliyet bazları daha yavaş bir düşüş gösterdi. Bu farklılık, sermaye akışlarının olumsuz yönde seyrettiğine işaret ediyor.
ABD Merkez Bankası (FED) tarafından gerçekleştirilen yüzde 0,5’lik faiz indiriminin ardından, Bitcoin önemli bir toparlanma göstererek kısa vadeli yatırımcıların maliyet bazını yeniden kazandı. Son verilere göre, Bitcoin’in fiyatı yaklaşık 61.900 dolar seviyesindeki kısa vadeli yatırımcı maliyet bazının üzerine çıkarak kritik bir eşiği aştı.
Glassnode ekibi, “Bu rallinin teknik açıdan daha da önemli hale gelmesi için Bitcoin fiyatının, 63.900 dolar seviyesindeki 200 günlük hareketli ortalama üzerinde kalması gerekiyor.” dedi.
Sermaye akışlarının yönü
Piyasa düşüşlerinde, kısa vadeli yatırımcıların maliyet bazlarının hızla düşmesi, sermaye çıkışlarının yönünü belirginleştiriyor. Özellikle 1 haftalık ile 1 aylık coin sahiplerinin maliyet bazlarının daha hızlı gerilemesi, piyasanın kısa vadeli yatırımcılar için olumsuz bir dönemde olduğunu ortaya koyuyor. Bu trend, yeni sermayenin piyasadan çıkış yaparak, coinlerin daha düşük fiyatlardan yeniden fiyatlandığını gösteriyor.
Ancak piyasanın bu negatif trendine rağmen, bazı analistler bu durumun uzun vadeli bir toparlanma sürecinin başlangıcı olabileceğini öne sürüyor. Sermaye çıkışlarının yavaşlaması ve maliyet bazlarının dengelenmesi, piyasanın bir dönüm noktasında olabileceğine dair sinyaller veriyor.