Bundan kısa bir süre öncesine kadar ortalama bir girişimin, Bitcoin veya Ethereum, Ripple, Stellar gibi diğer kripto paralar ile alakalı neredeyse hiç konuşmadığını gözlemlemeniz mümkündü.
Ancak, durum son dönemde tersine dönmüş gibi görünüyor. Bitcoin fiyatları düşse de, Blockchain sisteminin uluslar arası alanda kazandığı ivme, piyasalar açısından olumlu bir gelişme olarak görülüyor. Eskiden Bitcoin’in adını ağzını almaya tenezzül dahi etmeyen firmalar, artık yavaş yavaş Blockchain temelli sistemlere geçişin yollarını arıyor.
Tabii ki herkes Blockchain sistemi veya Bitcoin konusunda olumlu düşünmüyor. Bunun, bir felaket olacağını düşünenlerin sayısı hiç de az değil. Ancak önemli olan, dünyanın en önemli finans kuruluşlarının, olumlu ya da olumsuz şekilde Bitcoin hakkında bir görüş belirtmesi ve işe katılması.
2017 yılı büyük kurum ve kuruluşların kripto paralar hakkında konuşmaya başladığı yıl olarak görülse de, bazı yeni girişimlerin yeni uygulamalarında veya erken dönem satış zamanlarında kripto para kullanmaya başlaması, henüz gerçekleşen bir durum.
Bu yavaş ama derinden ilerleyen trendin yolunun artık iyidenb iyiye açılması ise an meselesi. 140 milyar dolarlık IBM şirketinin yöneticileri, yaptıkları açıklamalarda, birçok emtia ticaret platformları, büyük şirketler ve de en önemlisi merkez bankaları ile, kripto paraların kendilerine nasıl yarar getirebileceğini tartıştıklarını belirtti.
Bilgisayar devi IBM’in Wells Fargo’dan transfer edip, şirketin Blockchain geliştirme biriminin başına getirdiği ve kripto para odaklı çözümleri şirkete sunmasını beklediği Jesse Lund, yaptığı açıklamada yönetim genelinde kripto para çıkarma konusunda yoğun bir isteğin bulunduğunu söyledi.
Şu aşamada kripto para çıkarımı net olmasa da, zaten geçen Ekim ayından beri IBM, Stellar’ın halka açık ağını kullanarak ödeme kabulüne başlamıştı.
Ancak Lund, yaptığı açıklamada bu ortaklığın son olmayacağını belirtirken, şirketin kripto paralar ve Blockchain odaklı genişleme hareketini birkaç yerde daha yapacağını ifade etti.
Lund, şu ifadeleri kullandı:
”Burada olan şey, dünya ekonomi piyasasında oluşan yeni bir sektör ya da segment gibi görülebilir. Daha da önemli olan, bu yeni oluşan şeyin dünya ekonomi piyasasındaki en büyük rollerden birini almaya hazırlanması. Bu konuda çalışmalarımız sürüyor.”
Merkez Bankaları İle Çalışmalar Sürüyor
Lund, geçtiğimiz yıl boyunca 20 adet Merkez Bankası yetkilisi ile görüştüğünü söylerken, görüşmelerin ana amacının da Blockchain sistemi üzerinde şirketin kendi kripto parasını çıkarmasının zararları ve yararları hakkında olduğunu belirtti.
Lund’a göre, Merkez bankaları da kendi kripto paralarını çıkarabilir. ”Bir merkez bankası tarafından çıkarılacak kripto para, dünya genelinde kullanılabilir ve arkasında merkez bankası olduğu için insanlar da buna güven duyacaktır.” diyen Lund, yine de bunun için birçok prosedür bulunduğunun da farkında olduğunu söyledi.
Lund, hangi ülkelerin merkez bankaları ile görüştüğü sorusunu yanıtsız bıraksa da, bazı tahminlere göre Lund ve ekibi esas olarak Çin, Rusya, Birleşik Devletler, İngiltere, Almanya, Fransa gibi G20 ülkelerinin merkez bankalarıyla görüştü.
Merkez bankalarının da bir yerde müşteri olduğunu belirten Lund, kendi kripto parasını çıkaracak ilk merkez bankasının muhtemelen görece küçük ölçekli ekonomiye sahip olan bir ülkenin olacağını da sözlerine eklerken, özellikle Asya’da ve Güney Amerika’da bu konu hakkında ciddi bir istek bulunduğunu ve buradaki halkın da böylesi bir şeye çılgınca talep göstereceğini ifade etti.
Lund, yaptığı görüşmeler arasında en vizyoner ve en verimli geçen görüşmenin İsveç merkez bankası Riksbank ile olduğunu belirtti. Hatırlanacağı üzere, Aralık 2017’de bir metin yayınlayan Riksbank yetkilileri, ülkenin para sistemini bir dijital platforma geçirme yolunda ilerlemek istediklerini söylemiş; ancak spesifik olarak Blockchain’in ismini vermemişti.
Lund, merkez bankalarının kripto paralarını çıkarmasını beklediği en yakın tarih olarak bu yıl içini işaret ederken, bazı merkez bankalarının bu konuda adım atmasını beklediğini söyledi ve bunun da kontrol edilebilecek, geriye döndürülebilecek adımlar olacağını belirtti.
Olay Sadece Kripto Para Değil
IBM’in şirket olarak ortaya koyduğu vizyon, merkez bankalarının kripto para basmasını sağlamaktan çok çok daha fazlası.
Stellar ile yaptıkları ortaklık anlaşmasından sonra, birçok yeni girişimin de bu platformu kullanmaya başlamasının ardından, IBM’in aynı zamanda diğer tokenleri de araştırdığı biliniyordu.
Lund, IBM’in araştırdığı yeni tokenleri üç sınıfa ayırdı: Buna göre, birinci grup tokenler senetli tokenler olarak karşımıza çıkarken bunların özelliği, kullanan kişi veya kuruma bir hisse vermesi. İkinci grup tokenler faydalı tokenler olurken, bunların esas olayı da kullanıcılarına belirli bir hizmeti sağlaması. Üçüncü grup da emtia tokenleri olurken, buradaki espri ise kullanıcılara farklı ürünler sunabilmesi.
Lund, şirkete çok çeşitli iş kollarından birçok yatırım şirketinin, kaldıraç firmalarının ve enerji firmalarının başvurduğunu ve bu firmaların kendi işlerinide tokenize etme konusunda hayli istekli olduklarını belirtti.
Yine IBM’e başvuru yapan bir diğer farklı kol da yeni başlayan girişimler. Lund’a göre bu girişimler IBM’e başvurarak daha fazla yatırım almak istiyor ancak bu durum, şirket için pek de ilgi çekici değil.
Lund, yeni girişimlerin bu iş tekliflerini kibarca niçin reddettiklerini, şöyle ifade ediyor:
”Açıkçası IBM olarak bu tarz girişimler ile iş yapma konusunda pek de hevesli olmadığımızı söylemeliyim. Çalıştığımız veya gelecekte çalışmayı düşündüğümüz müşterilerimizin biraz daha sektörde tecrübeli, ne yaptığını daha iyi bilen ve daha olgun, oturmuş kurumlar olmasını tercih ediyoruz.”
Stellar ile İş Birliği
IBM’in şu aşamaya kadar kripto paralar ile yaptığı en önemli iş, elbette ki Stellar platformu üzerinden XLM kullanılarak ödeme alınan ortaklık.
Stellar platformundaki 9 nodu tek başına işgal eden IBM, bu para transferlerini onaylamak için Avustralya, Brezilya, Hong Kong ve Amerika Birleşik Devletleri gibi dünyanın çeşitli yerlerlerindeki nodları kullanıyor.
Ancak şirket, uzun vadede sadece Stellar ile değil; diğer Blockchain sistemleri ile de birlikte çalışma konusunda hayli hevesli. Özellikle Hyperledger Indy firmasının arkasındaki güç olarak da bilinen Sovrin Vakfı ile ciddi görüşmeler yaptığı iddia edilen şirket, bu iş detayları hakkında bir açıklama yapmamıştı.
Lund da, aynı şirket gibi bu iş birliğinin kurulup kurulmayacağı yönündeki soruları yanıtsız bırakırken, yine de kar amacı gütmeyen bir kurum ile ortaklık yapma konusunda pozitif olduklarını belirtti.
IBM’in bu saatten sonra artık diğer birçok kripto para ile iş birliğini arttırması beklenirken, bunu da izin verilmiş bloklar üzerinden yapmayı planladığı belirtiliyor.