Sürekli olarak duymakta olduğumuz Bitcoin, Ethereum ve diğer ünlü dijital paraların nasıl gelişmekte oldukları, neler yapmakta oldukları gibi haberler arasında kaybolan kripto para birimi piyasasındaki diğer birimler, IOTA gibi yükselen bir öneme sahip olsalar dahi, gözümüzden kaçabilmekte. IOTA an itibariyle 5 milyar $‘lık bir piyasa değerine sahip olarak en değerli 11’inci kripto para birimi olmakta. IOTA’yı diğerlerinden ayıran bir başka özellik ise Tangle adı verilen kendine özgü bir Blockchain teknolojisi kullanması. Ayrıca platformun öne çıkan bir başka özelliği ise işlem ücreti almaması.
IOTA’nın doğum yerinin Almanya’nın başkenti olması cebi dolu birçok şirketin dikkatini üzerine çekmişti. Misal Volkswagen Grubunun Dijital işler yöneticisi Johann Jungwirth, IOTA Foundation’ın yönetim kurulu üyesi olmakta. Bosch grubu ise risk sermayesini kullanarak şirkete açıklanmayan bir miktarda yatırım yaptığını ve IOTA foundation ile çalışmakta olduklarını duyurmuştu.
Bloomberg ile yaptığı bir röportajda IOTA’nın kurucu üyesi Dominik Schiener, bu yeni ortaklıklar sonucunda IOTA’nın büyümeye devam edeceğine inandığını belirtmişti. Son zamanlarda kripto topluluğu arasında çıkan bir söylenti ise IOTA’nın akıllı kontratlar benzeri bir özellik sunabileceğinden bahsetmekte. IOTA’nın son zamanlarda dünya çapında Kanada, Japonya, Norveç ve Güney Kore gibi birçok ülkede birden fazla ofis açmasının sebebi olarak ise şirketin yapacağı bir değişiklik veya yenilik sonucunda çok hızlı bir büyüme için hazırlandığı gösterilmekte.
IOTA Foundation tarafında işe alınan geliştiriciler ve matematikçiler maaşlarını geleneksel para birimi üzerinden değil IOTA token üzerinden almakta. Dominik yaptığı açıklamada IOTA’nın kullanıcılar tarafından yapılan bağışlar sonucunda birikmiş 300,000€‘dan fazla fonu bulunmakta olduğunu belirtti.
Schiener’in kripto para birimleri ile ilk imtihanı 2013 yıllarına dayanmakta. O zamanlar henüz daha 17 yaşında olan genç girişimci kendi dijital ticaret borsasını yaratma girişiminde bulunmuştu. Fakat proje henüz hayata geçmeden başarısız olmuştu ve Schiener’in 500,000€‘luk sermayesi ile birlikte batmıştı. Röportajda, yapmış olduğu girişiminin batmasının ana sebeplerinde biri olarak o yıllarda sanal para birimlerinin göreceli olarak daha henüz olgunluğa erişmemiş bir durumda bulunması olduğuna inandığını söyleyerek şunları ekledi:
“O zamanlar kripto para birimleri denince akla hemen uyuşturucu ticareti ve diğer illegal işler geliyordu. Bu yüzden hiçbir banka şirketim için hesap açmama izin vermedi.”
2015 yılına gelindiğinde Dominik, David Sønstebø, Sergey Ivancheglo ve Serguei Popov ile birlikte Berlin’de IOTA’yı kurmuştu. Bu yıllara gelindiğinde ise özellikle Bitcoin başta olmak üzere diğer kripto para birimleri kitleler tarafından daha saygın ve tanınır bir hale gelmişti. 2016’dan 2017’ye kadar yavaş bir şekilde yükseliş gösteren IOTA’nın genç girişimcisi Dominik’in hedefinde ise IOTA’yı zamanımızın en değerli para birimi yapmaktan başka bir şey bulunmamakta.