George Soros ve aile şirketinin kripto para piyasalarına giriş yapmayı planladığı haberini birçok kişi sevinçle karşıladı çünkü bu akacak olan sermaye fiyat artışı anlamına geliyordu.
Yaklaşık 26 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin insanları arasında yer alan Soros’un piyasaya girişi demek elbette ki güzel bir haber ancak; daha da önemlisi onun herhangi bir sektörde ne düşündüğü ve nasıl hareket ettiği. Yani, piyasanın onsuz ve onla nasıl işlediğine getirdiği yorum.
Bu dev adamı halen tanımayanlarımız elbette ki olabilir. Genelde ismini komplo teorilerinden ve birkaç gazeteciden sıklıkla duyduğumuz Soros, dünya ekonomi piyasasında İngiltere Merkez Bankası’nı yıkan adam olarak biliniyor. Tarihe Kara Çarşamba olarak geçen 16 Eylül 1992 tarihinde tam 1 milyar dolar kazanan Soros (yanlış değil, bir günde bir milyar dolar kazanmaktan bahsediyoruz) ekonomi piyasasında bu denli büyük bir oyuncu.
Peki Soros yatırımlarına nasıl yön veriyor, bu soru burada çok önemli. Kendisine has bir yöntemi olan Soros buna reflexivity diyor ve bu, hayli felsefik terim. Basitçe açıklanacak olursa bu iş gerçeğin kendisinden çok; algılanma yöntemine göre yatırımları değerlendirme metodu anlamına geliyor.
Soros’un teorisinin iki ana bileşeni var: Objektif (doğruluğu gün be gün ortada olan) realite, ve de subjektif (yani kişiden kişiye göre değişen) realite. Soros subjektif kısmı, yatırımın kafada çağrıştırdığı şey olarak uyarlarken, objektif kısmı ise karşıdaki gerçeklik olarak yorumluyor.
İşte Soros’un bu devasa yatırım dünyasında bu iki realite türü birbirleri ile sürekli olarak etkileşim halinde. Hem objektif hem de subjektif realiteden kaynaklanana aksiyonlar, yatırımcının bakış açısını etkiliyor ve bu da haliyle fiyatlara yansıyor. Soros, 2008 ekonomik krizine de bu teorisi ile açıklık getiriyor.
Soros’a göre piyasa dediğimiz şey gerçeklikten sürekli bir şekilde sapma eğiliminde olan ve karşımızda duran gerçekleri bize yansıtma konusunda pek de başarılı olmayan bir şey. Soros’a göre piyasalar bize asla net bir şekilde doğru veriyi göstermeyi başaramazken, sapma seviyelerinin ise dönemden döneme değişiklikler gösterdiğini belirtiyor. Bu konuya değinen Soros, bir yazısında şunları söylüyor:
”Bu sapma hali bazen gerçekten önemsiz olabilirken bazen de gerçekten belirgin hale geliyor. Burada dikkat edilmesi gereken her balonun iki adet parçası olduğudur. Birinci parça, gerçekliğin önüne geçmiş bir trend halidir ki insanlar buna ulaşmak ister ve bu esnada gerçeği hiçe sayar; ikinci parçası ise bu trendin yol açtığı yanılgı ve yanlış kanıdan oluşur.”
Yani trend ve bu yanlış kanıya varılma arasında bir pozitif geri bildirim oluşursa, işte o anda fiyatlarda oynaklıklar başlar. Yükseliş döneminin ardından ise bu kez negatif geri bildirimler hakim hale geçer ve bu kez de düşüş başlar. Eğer ürün; bu iki dönemi de ortadan kaybolmadan atlatabilirse, birinci döngü yeniden başa sarar.
Kripto Paralara Nasıl Uyarlanabilir?
Peki Soros’un tüm bu dediği karmaşık ve anlaması zor şeyleri, kripto para piyasasına nasıl uyarlayabiliriz?
Eğer basitçe açıklamak gerekirse şöyle bir örnek vermek mantıklı olacaktır: Bitcoin hakkında olumlu fikir sahibi olan insanların sayısı artmaya devam ettikçe, fiyat yükselecektir. Ancak olumsuz görüşler baskın hale gelirse (Soros’un negatif geri bildirim kısmı) fiyat düşecektir. Az önce okuduğunuz bu cümlelerin birebir aynısı geçen yıl yaşandı. Bitcoin fiyatı bir anda çılgınlar gibi yükseldi, birçok yatırımcı sektöre geldi ve sonra düşüş yaşandı.
Bir akıllı kontrat girişimi olan Firmo Network’ün CEO’su ve aynı zamanda Kopenhag Üniversitesi’nde akademisyen olan Omri Ross’a göre ise, kripto para piyasaları aynı diğer piyasalar gibi manipülasyonlara, yanlı fikirlere ve kasıtlı kötülüklere açık.
Ross, kripto para camiasının kendine has özelliklerinin de tüm bu etkilerin gücünü arttırdığını söylerken, şu ifadeleri kullanıyor:
”Açıkçası Soros’un fikirleri ile kripto para sektörüne baktığımız zaman insanların bakış açısının ne denli enteresan olduğunu görebiliyoruz. Birçok projenin ardında yatırımcıdan ziyade taraftar olan insanlar var ve onlar körü körüne projeyi destekliyorlar. Bununla ilgili her gün yüzlerce örnek görülebilir. Bu gerçekten çok enteresan bir durum.”
Soros’un bu felsefesinin uygulanabileceği bir başka alan ise elbette ki ICO’lar. GECKO Governance CEO’su Shane Brett’e göre, ICO’larda da fiyatı arttıran yegane şey yakalanmış momentum.
Brett şöyle konuşuyor:
”Sahtekarlık ve dolandırıcılık vakaları bir yana, birçok büyük yatırımcı artık bu yasal düzenleme ve uyum süreçleri sebebiyle de ICO yatırımları yaparken iki kez düşünmeye başladı. Yine de piyasaya yatırım yapmayı çok istiyorlar çünkü burası, kar vaadi yüksek bir yer.”
Tabii ki kimse Soros’un bakış açısının kripto para piyasasındaki uzun dönem etkisini asla tahmin edemeyecek. Soros için elbette ki en önemli şey para ve bu yönde sözünü yemiş olmak da pek umrunda değil. Daha bundan sadece aylar önce Davos’ta katıldığı bir toplantıda Bitcoin’i balon olarak nitelendiren Soros, şimdi ise büyük bir yatırıma hazırlanıyor.
Ancak Soros ne yaparsa yapsın, ona dünyanın en büyük ekonomik gücünü sunan bu sebep sonuç ilişkisinin bileşenlerini iyi anlamak ve bu yeni gelişen piyasada uygulamaya çalışmak çok önemli. En azından yatırım yaparken arkada mantıklı bir desteğin olması ve tüm realite bileşenlerinin doğru bir şekilde yorumlanması, yapılacak hataları en aza indirgeyecek önemli bir hamle olacaktır…