Bitcoin maksimalisti ve milyarder Michael Saylor, Bitcoin (BTC) madenciliğinin enerji tüketimine ve çevreye etkileri üzerine sıkça sorulan soruları yanıtladı.
Michael Saylor 14 Eylül tarihinde sosyal medya hesabı üzerinde yaptığı paylaşımda, son zamanlarda piyasalarda dolaşan yanlış bilgi ve propagandalara karşı Bitcoin madenciliğinin çevreye etkilerini ele alan bir yazı yayınladı. Saylor yazısında genel olarak enerji tüketimi, enerji verimliliği ve karbon salınımı konularına değindi.
Saylor yazısında Bitcoin’in dünyadaki enerjinin yalnızca %0,15’ini kullandığını ayrıca büyük nüfuslu bölgelerdeki madencilerin kwH başına yaklaşık 5-10 kat daha fazla para ödediklerini belirtti. Bitcoin madenciliğinin %59,5’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanan enerji ile sürdürüldüğünü ifade eden Saylor, enerji verimliliğinin yıldan yıla %46 arttığını iddia etti. Bitcoin Madencilik Konseyi’nin (BMC) 2022 yılının ikinci yarısına ait madencilik raporunu referans alarak Bitcoin’in enerji verimliliğinde her yıl %18 ila 36 oranında istikrarlı bir iyileşme sağladığını ve başka hiçbir sektörün bu oranları yakalayamayacağını öne sürdü.
Saylor, 420 milyar dolarlık bir ağda her gün 12 milyar doların güvenliği ve transferi için yıllık 4-5 milyar dolarlık güç kullanıldığını, bunun çıktı değerinin yaklaşık %1’ine denk geldiğini belirtti. CEO, bu oranların geleneksel 20. yüzyıl endüstrilerinden 1-2 kat daha düşük olduğuna işaret etti.
Yazısında, Elon Musk’ın söylemleriyle popülerlik kazanan karbon emisyonu konusuna değinen Saylor, dünyadaki karbon emisyonlarının %99,92’sinin Bitcoin madenciliği dışındaki endüstriyel enerji kullanımlarından kaynaklandığını belirtti. Bitcoin’in karbon emisyonu probleminin ne sebebi ne de çözümü olabileceğini ifade eden CEO, bunun menkul kıymet niteliği taşımayan PoW’a karşı bir propaganda olduğunu iddia etti.
Michael, Bitcoin’in dünyada mahsur kalan metan gazı varyasyonlarından enerji elde etmek için kullanılabileceğine dair artan bir farkındalığın var olduğuna dikkat çekti. Öte yandan Saylor, Bitcoin madenciliğinin esnek bir endüstri olduğunu, gereken anda bu kadar esnek biçimde kapasiteyi rahatça artırıp düşürebilecek başka bir sektör olmadığını belirtti.
CEO’nun yazısında ele aldığı bir başka konu ise Bitcoin’in eşitlikçi yapısı oldu. Saylor’a göre küresel kurumsal şirketler zaman içerisinde Orta Afrika’ya veya diğer yaptırım altındaki bölgelere hizmet veremezken Bitcoin herhangi bir uyduya bağlı ve enerji fazlası olan her bölgede kısıtlamalara ve yaptırımlara takılmadan dünya halklarına hizmet vermeye devam edebilecek.
Öte yanda Saylor’un yazısında değindiği diğer bir ilginç nokta tüm bu propagandanın aslında İş Kanıtı (PoW) sistemine karşı yürütüldüğünü iddia etmesi oldu. Hisse Kanıtı (PoS) sistemlerine dayalı kripto paraların menkul kıymet niteliği taşıdığını ve manipülasyona açık olduğunu belirten Saylor, politika yapıcıların çeşitli yollardan insanları kripto paralardan uzaklaştıramasa dahi kurumların yetkisi altına rahatça alınabilecek kripto paralara sevk ettiğini iddia etti.