Lale sektörü, 1600’lü yıllarda Hollanda için inanılmaz bir anlam ifade ediyordu ve bu örnek; halen güncel piyasalarda çok sık olarak karşımıza çıkan bir tarihi gelişme olarak yerini aldı. Lalelerin ülkeye girip bir anda anlam verilemeyecek derecede fiyatının artmasının ardından 1637 Şubatı’nda o anın ifadesiyle ‘balonun patladığı’ ve her şeyin yerle yeksan olduğu belirtilir. Bitcoin’i eleştiren insanlar da, bu örneği çok sık kullanıp Bitcoin’i 21. yüzyılın balonu olarak nitelendirse de, aslında sürecin o kadar basit olmadığı çok çok açık.
Ortası Yok (mu?): Bitcoin Ya Bir Balon, Ya da Geleceğin Para Birimi
Bu noktada, 2008 Mortgage krizini önceden gören ve o dönem için piyasaların durumuna ilişkin yaptığı tespitlerin hepsi doğru çıkan Amerikalı ekonomist Hyman Minsky’e kulak verelim. Minsky’e göre, piyasa şartlarında ‘balon’ olarak nitelendirilen bir çılgınlığın ya da daha doğru bir ifadeyle ürünün tam 5 safhası var. Minsky, balonun şişmeye başlayıp patladığı noktaya kadar geçen süredeki bu beş safhayı ise; yerine gelme, yükseliş, öfori ve neşe, kar elde etme ve panik.
Bu bakış açısı altında, Federal Rezerv Bankası’nın (FED) San Fransisco şubesinde yasal danışman olarka çalışan Josef van der Burgt, Bitcoin’in aslında bir balon olduğunu belirtti. Başarılı ekonomiste göre insanlar ise balonun şu andaki kar elde etme evresinde. Henüz panik evresinin gelmediğini belirten van der Burgt, buna karşın o dönemin de gayet yakın bir süre içinde geleceğini savundu.
Balonun ilk evresinin Bitcoin white paper’ının yayınlandığı Ekim 2008 döneminde başladığını iddia eden van der Burgt, o dönemde Bitcoin’deki gelişmelerin yavaş yavaş gündeme gelmeye başladığını belirtiyor. Bu gelişmenin bir gecede gerçekleşmediğini ve yavaş ilerleyen bir süreç olduğunu belirten van der Burgt, Bitcoin’in 2013 yılına dek 100 doları geçemediğini de hatırlatıyor.
Van der Burgt’a göre, bir sonraki ‘yükseliş’ evresi ise şu şekilde gerçekleşiyor:
”Bu yükseliş evresi en başta fiyatın yavaş yavaş artması ile başladı. Daha sonra momentum giderek arttı ve yeni insanlar da bu işe giriş yapmaya başladı. Sonra süreç öyle bir hal aldı ki, insanlar bilinçsizce ama bir yandan da treni kaçırmamak için hamleler yapmaya başladı.”
Bu noktada birçok kurumsal ve bireysel yatırımcının sektöre kar elde etme amacı ile girdiğini belirten başarılı ekonomist; bazı şirketlerin Blockchain ile uzaktan yakından alakası olmadığı halde piyasaya girdiğini belirtti. Bu şirketlerin, sırf yatırımcılardan para toplamak için ismine Blockchain eklediğini belirten van der Burgt, bu durumun absürdlüğüne de dikkat çekti.
Bu şirketlerin ardından Steven Seagal ve Floyd Mayweather gibi isimlerin yine aynı amaçla pastadan bir pay alabilmek için yeni kripto paralar geliştirmeye çabaladığını aktaran başarılı ekonomist; bu tarz işlerin genelde ise başarısızlıkla sonuçlandığını ve bu tarz ünlülerin en sonunda dolandırıcı ya da sahtekar damgası yiyerek işleri terk etmek zorunda kaldığını da aktardı.
Günümüze doğru gelindiğinde ise van der Burgt’a göre Bitcoin balonu yavaş yavaş ‘öfori’ sürecine girmeye başladı. Bu sürecin 2008 ekonomik krizi ile benzerlikleri olduğunu savunan van der Burgt, şu ifadeler ile tezini güçlendirdi:
”Öfori evresi dediğimiz evrede insanlar bir anda ellerinde olmayan paralar ile sırf kar elde edenlerden geri kalmama özentisi ile sektöre girerler. Zaten bazı anketler de maalesef benim dediğimi doğruluyor. Yatırımcının yüzde 18’i kredi kartı ya da eş dosttan borç alarak bu sektöre giriyor ki bu çok ölümcül bir hata. Bu borçları ödemek de çok zor ki ankete katılıp bu şıkkı seçenleden yüzde 22’si henüz borcunu kapatamamış.”
Van der Burgt, Bitcoin’in 2017 Aralık ayından beri değerinin yarısından fazlasını kaybettiğini de hatırlatarak; artık piyasanın kar realizasyonu yaptığını belirtiyor ve düşüşün bir kısmından da bu süreci sorumlu tutuyor. Sektöre erken dönemlerde giren akıllı yatırımcıların artık yavaş yavaş karlarını alıp çıktıklarını aktaran van der Burgt, şu anda bazı insanların da çok fena bir şekilde ‘terste’ kaldığını belirityor. Bu noktadan sonra artık önümüzdeki dönemin bir panik evresi olacağından dem vuran van der Burgt’a göre, bu evreden sonra ise Bitcoin’in balonu patlayacak.
Ancak Bitcoin’e karşı savaş açan birçok analistin aksine van der Burgt, bu tezinde yanılma ihtimalinin de hayli yüksek olduğunu açık bir şekilde ifade ediyor. Bitcoin’in çok yüksek volalitesine rağmen halen dünyadaki yeni para birimi olma şansının da olduğunu aktaran van der Burgt, konuyla ilgili şu ifadeleri kullanıyor:
”Elbette tüm bunlar benim fikrim ancak; tabii ki Bitcoin’in daha önce gördüklerimizden çok farklı çıkma ihtimalini de göz ardı etmek yanlış olur. Belki de bundan 10 yıl sonra Bitcoin fiyatları ve işlem hacmi hiç hayal etmediğimiz seviyelere çıkabilir ve Bitcoin yeni bir global para olabilir.”
Joey van der Burgt’ün de aralarında bulunduğu birçok analist, geçmişten pek de haksız sayılmayacak örnekler verip Bitcoin’in bir balon olduğunu aktarmaya çalışsa da, gerçekte ne olacağını kestirmek şu aşamada çok çok güç. Lale balonu ya da dat com balonundan Bitcoin’i ayıran en önemli parametrelerden biri, hiç kuşkusuz ki Blockchain teknolojisi. Dünyaya gerçek manada katma değer katan ve birçok dev firmanın daha şimdiden kullandığı ya da kullanmak için çalışmalar yaptığı bu teknoloji sayesinde Bitcoin ya da bir başka kripto para, gelecekte dünyaca kabul edilen bir para birimi olabilir. Bakalım hangi taraf haklı çıkacak? Bu konuda tek kıstas ise, her zaman olduğu gibi yine zaman olacak…