Ethereum (ETH) kurucusu Vitalik Buterin, Ethereum Name Services (ENS) domain hizmetinin uzun vadeli sahiplik mekanizmasını değiştirmek için yeni teklifler sundu.
Geçtiğimiz günlerde Vitalik Buterin tarafından paylaşılan bir makalede Etherem Name Services (ENS) domain sahiplik sisteminin uzun vadeli sahiplik mekanizmasında yapıcı yenilikler ve ücret çözümleri için detaylara yer verildi. 2017 yılından beri hizmet veren ENS alan adı hizmeti, son dönemlerde popülerlik kazanıp yeni hesap sayısında rekorlar kırmaya devam ederken kurucu Buterin uzun vadeli sahiplik sisteminde yanlış olan noktaları işaret etti.
ENS alan adları bugün çok ucuz. Beş harfli bir alan adını kaydetmenin ve sürdürmenin maliyeti yılda yalnızca 5 dolar. Bunun yanı sıra neredeyse hiç 5 harfli alan adı kalmadı. ENS DAO, bu alan adlarını bu kadar ucuza satarak, potansiyelinden çok daha az gelir elde ediyor ve bu da ekosistemi geliştirmek için harekete geçme kabiliyetini kısıtlıyor.
Bu noktada Buterin’in alan adlarının devam eden uzun vadeli sahipliği için yeni çözüm arayışlarında bulunduğu görülüyor. Bu çözüm önerileri sistemin güvenliğini, DAO (Merkeziyetsiz otonom organizasyon) tarafının daha fazla kazanç elde etmesini ve sistemin en aktif şekilde kullanacak insanlara ulaşmasını sağlamanın yollarını arıyor.
Problem 1: Mülkiyet hakları üzerindeki sahiplik adaleti sağlanabiliyor mu?
Buterin bu konuda örnek olarak 5 harfli ve yüksek değerli isimleri işaret ediyor. Bir kullanıcının “tesla” alan adını satın alıp çok ucuz fiyatlar karşılığında 100 yıl boyunca elinde tutmasının hem ağın sürdürebilirliği için hem de adaleti için iyi sonuçlar yaratmayacağı öne sürülüyor. Ve bu noktada yinelenen yıllık ücretlerin farklı bir algoritma ile çalışması gerektiğini ifade ediyor:
Domain adreslerinin, mantıksız bir şekilde inatçı ve sahip olduğu alan adlarından vazgeçmeye istekli olmayan biri tarafından elde tutulduğunu varsayalım. ENS ve geleneksel DNS’deki yinelenen ücretler, bir kez öde sonsuza kadar sahiplen modelinin en kötü aşırılıklarına karşı sağlıklı bir hafifletmedir; en azından yinelenen ücretler, hiç kimsenin yanlışlıkla bir alanı unutkanlık veya dikkatsizlik yoluyla sonsuza dek kilitleyemeyeceği anlamına gelir.
Problem 2: Spekülatörler aslında etkin piyasalar yaratmazlar
ENS yıllık vergilendirme sistemi için tartışılan ilk fikirlerden bir tanesinin Harberger vergileri olduğu biliniyor. Piyasa talebine dayalı bir çözüm olan Herberger sistemi her ne kadar ilk bakışta mantıklı görünse de kurucu Buterin’e göre sürdürülebilir bir fikir değil. Sistem şu şekilde işliyor: alan adı sahibi zimmetindeki adresi 10 Ethereum’a markette satışa listeliyorsa, gelen tekliflere veya satılıp satılmamasına bakmaksızın listeleme fiyatı üzerinden %0,5‘lik vergi kesintisi yapılıyor. Bu, satış yapmayı kabul etmeyen alan adı sahiplerinin zoraki olarak her yıl para kaybetmesine sebebiyet verecek. Fakat bu sistemin tıkandığı nokta, art niyetli kullanıcıların suistimal etme olasılığı olarak düşünülebilir.
Örneğin, coinbase.eth‘in gerçek sahibi Coinbase olmayabilir ve yalancı alan ad sahibi Coinbase tarafından yönetildiğini iddia edilen sahte bir bağış kampanyası veya ICO oluşturup insanlardan bu adrese paralarını göndermelerini isteyen bir dolandırıcı olabilir. Bu sebepler doğrultusunda Harberger vergi sistemi rafa kaldırılıyor ve alternatif arayışlar başlıyor.
Alternatif çözüm 1: Talebe dayalı yinelenen fiyatlandırma
Vitalik Buterin tarafından topluluğa sunulan ilk teklif talebe dayalı yinelenen fiyatlandırma sistemi olarak adlandırılıyor. Bu sisteme göre ise, satıştaki ENS adresine gelen en yüksek teklif üzerinden yapılacak senelik bir vergilendirme öne sürülüyor. Gerçek piyasa talebine bağlı bu düzenleme, teklifin olmadığı durumlarda vergi ücretinin belirlenen sabit bir oranda düşmesine dayanıyor.
Belirli bir alan adı için herkes teklif verebilir ve teklif yeterli zaman diliminde geçerliliğini korumaya devam ederse, örnek olarak 4 hafta, alan adının değeri o fiyat üzerinden vergilendirilir. Bu oran net olmamakla birlikte söz konusu vergilendirme teklif edilen en yüksek değerin %0,05’i olarak ayarlanabilir. Burada alan adı sahibinin teklifi aldıktan sonra iki seçeneği olacaktır: teklifi kabul edebilir veya daha yüksek bir fiyat ödemeye başlama durumunu göze alarak geri çevirebilir.
Alternatif çözüm 2: Zamana dayalı mülkiyet garantisi
Söz konusu ikinci çözüm ise kullanıcının sahip olduğu alan adını uzun vadeli zaman dilimleri içerisinde değişen vergilendirmeler ile koruyabilmesini sağlıyor. Bir noktada koşulsuz garanti sağlayan bu sistem kullanıcının sabit orana yakın bir para ödeyerek bu işlemi tamamlamasına olanak tanıyor.
Örneğin, eğer 7 yıl sonra 5 dolarlık bir teklif alırsanız, yıllık ücret 5 dolara yükselir ancak 7 yıl sonra 10 dolarlık bir teklif alırsanız, yıllık ücret yalnızca 7 dolara yükselir. Belirli bir süre boyunca (örneğin tam bir yıl) ücreti maksimuma çıkaran hiçbir teklif verilmezse, vergilendirme oranı sıfırlanır. Söz konusu tutarların, bir alan adının o yıl boyunca elde tutulmasını garanti etmek için ödenen teorik maksimum değerler olduğunu unutmamak gerekiyor. Pratikte, neredeyse hiçbir alan adında çok yüksek meblağlar teklif edilmediği için hemen hemen tüm alan adlarının sahipleri maksimumdan çok daha az ödeme yapacaklardır.
Harici tekliflerden gelen talep, bir alan adının ne kadar değerli olduğu (ve bu nedenle bir sahibin, alan üzerinde kontrolü sürdürerek diğerlerini ne ölçüde dışladığı) hakkında açık bir şekilde bazı sinyaller sağlar. Bu nedenle, bir alan adını korumak için hangi düzeyde ücret alınması gerektiğine ilişkin görüşleriniz ne olursa olsun, talebe dayalı ücretler için bazı parametre seçeneklerini çekici bulmanız gerektiğini savunuyorum.
Vitalik’in bu önerileri topluluk tarafından tartışılmaya devam edilirken hangisinin gelecekte uygulmaya sokulacağı ya da revize edilip kabul edileceği henüz kararlaştırılmadı. Ama görünen o ki ENS yıllık vergi ödeme sisteminde devrimsel denilebilecek boyutlarda bir yeniliğin devreye girmesi an meselesi gibi duruyor.