AKP AR-GE Başkanlığının Bitcoin ve Blockchain ile ilgili bilgi notu hazırladı. Hazırlanan notta diyanetin yaptığı açıklamaya vurgu yapılarak “Caiz değildir!” denildi.
AKP AR-GE başkanlığının hazırladığı notta kripto paraların takibi, vergilendirilmesi ve arzının yapılamamasının devlet düşüncesine ters bir uygulama olduğunun üstüne basıldı.
“Kripto paralara yönelik en büyük risk bu paraların kullanımın kara para aklamaya açık olması, dolayısıyla devletler tarafından yasaklanmasıdır ya da tıpkı İsviçre Bankalarına yönelik aksiyonda olduğu gibi hesapların isimlendirilmesinin talep edilmesidir.” şeklinde bahsedildi.
Kimlik bilgilerinin gizliliği, bir otoritenin denetimi altında bulunmayışı, sistemi, her türlü yasa dışı finansal transfer konusuna açık hale getirdi gibi noktalardan bahseden bilgi notunda, AKP, kripto paraların kullanımının caiz olmadığına yönelik Diyanet İşleri Başkanlığı fetvasına dikkat çekerek;
“Buna göre kendi özünde ciddi belirsizlikler taşıyan, aldanma ve aldatma riski ileri düzeyde olan, dolayısıyla herhangi bir güvencesi bulunmayan ve kamuoyunda saadet zinciri olarak bilinen uygulamalar gibi belirli kesimlerin haksız ve sebepsiz zenginleşmesine yol açan dijital kripto paraların kullanımı caiz değildir” denildi.
AKP, AR-GE Başkanlığı’nın hazırladığı “ Kripto para, Bitcoin ve Blockhain” bilgi notu çalışması şöyle:
Kripto paralar
Crypto ve currency kelimelerinin bir araya getirilmesiyle yaratılmış olan cryptocurrency deyimi kripto (şifreli) para anlamına geliyor. Kripto para; internet aracılığıyla kullanılan, hiçbir merkezi otoriteye ya da aracı kuruma bağlı olmayan, sanal para birimini ifade ediyor. Kripto paralar ancak belirli şifreler kullanılarak yerleştirildiği sanal cüzdanlardan yine şifreler aracılığıyla çıkarılıp kullanılabildiği için bu adı taşıyorlar. Kripto para birimleriyle kişiler ya da kurumlar tıpkı gerçek parayla yaptıkları gibi harcama yapabiliyor ya da para kabul edebiliyor.
Piyasada bugün itibariyle binden fazla kripto para çeşidi var. Bu paraların bazıları şunlar: Bitcoin, Ethereum, Ripple, Litecoin, Dash, Monero, Neo, Nem. Sanal olmaları yalnızca bilgisayar sisteminde kayıtlı olmasından kaynaklanıyor. Yani bu para birimleri Dolar gibi, Euro gibi TL gibi basılı halde fiziksel olarak bulunmuyor.
Kripto paraların değerli madenler gibi maden değerinden ya da kâğıt para gibi devlet itibarından kaynaklanan bir değeri yoktur. Değeri, kullanıcılarının onu bir değiş tokuş aracı olarak kabul etmelerinden ya da bir emtia gibi görmelerinden kaynaklanıyor. Değeri, tıpkı diğer para birimlerinde ya da emtialarda olduğu gibi, piyasada anlık olarak arz ve talep koşullarına göre belirleniyor.
Bitcoin
Kripto paraların ilk ortaya çıkanı ve halen de en yaygın olanı Bitcoin’dir. Bitcoin 21 milyon adet ile sınırlı olarak oluşturulmuş durumdadır. 13 Aralık 2017 tarihi itibariyle 16.737.938 adet Bitcoin dolaşıma girmiş bulunuyor. Buna göre hala dolaşıma girebilecek olan 4.262.063 adet Bitcoin var. Yeni Bitcoinlerin dolaşıma girebilmesi için 16 haneli bir şifreyi çözmek gerekiyor.
Bu şifreyi çözmek oldukça profesyonel bilgi ve teknik donanım gerektiriyor. Şifreyi çözen kişi belirli oranlarda Bitcoin kazanıyor. Bitcoin sistemini kullanarak ödeme ya da bir işlem yapmak isteyip de şifreyle uğraşmak istemeyenler Bitcoin takas eden veya satan internet sitelerinden para karşılığı satın alabiliyorlar. Bitcoin’in kuru da tıpkı ulusal paraların birbiri karşısındaki kuru gibi arz ve talebe göre piyasada belirleniyor. 13 Aralık 2017 kuruyla 1 Bitcoin 16.756 USD (64.343 TL) olduğuna göre demek ki piyasada yaklaşık 103,3 milyar USD tutarında Bitcoin bulunuyor. Aynı tarih itibariyle bütün kripto paraların toplam piyasa değeri 273 milyar USD dolayında bulunuyor. Bir karşılaştırma yapabilmek için dolaşımda bulunan bütün nakit paraların USD cinsinden değerinin 31 trilyon USD ve dünyada nakit olarak dolaşımda bulunan USD miktarının 1,5 trilyon USD olduğunu belirtelim.
Blockchain
Blockchain; şifrelenmiş işlem takibi sağlayan dağıtık bir veri tabanıdır. Her bir bilginin bloklar halinde, gelişmiş şifreleme algoritmalarıyla, birbirine bağlanarak kaydedildiği bu dağıtık veri tabanı, bir merkeze bağlı olmaksızın işlem yapabilme imkânı sağlıyor. Blockchain ağı, tüm para alışverişlerinin kaydının tutulduğu bir sistemdir. Bu sistemin en önemli özelliği tek bir noktada tutulmak yerine, birden fazla yerde yani bir ağın tamamında tutulmasıdır.
Kayıtların birden fazla yerde tutulmasının nedeni kayda alınmış bilgilerin güvenilirliğini arttırmaktır. Kayıt yerlerinden birisi kaybolsa veya hacklense bile, bilgiler, ağda bulunan diğer kayıt yerlerinde saklanmaya devam ediyor. Bilgilerin kaydedildiği yerler, özel bir şifreleme ile kendinden gelen bir önceki ve sonraki block ile ilişki içinde bulunuyor. Bu durumda zinciri oluşturan halkalardan birisinde bilgi değiştirildiğinde bu bilgi kendinden önceki kayıtlarla uyumsuz hale geliyor. Geçmişe yönelik bir kayıt kesinlikle değiştirilemiyor. Sadece yeni bir blok sistemine geçilmesi söz konusu ve bunu da ancak çoğunluğun istemişiyle mümkün olmaktadır. Bir kaydın değiştirilebilmesi için zinciri oluşturan halkalardan birkaçında değişikliğin onaylanması gerekiyor. Bir yerden çıkan bilgi, karşı tarafa ulaşana ve kodlar eşleşip bu bilgi açığa çıkana kadar kimse tarafından erişilemiyor, yönetilemiyor veya yönlendirilemiyor.
Blockchain teknolojisini yalnızca kripto paralarla ilişkilendirmek doğru değil. Bu teknoloji bankacılık gibi alanlar başta olmak üzere birçok alanda yüksek güvenlikli bir sistem olarak kullanılabiliyor.
Bitcoinin Hızlı Değer Kazanmasının Nedeni Bitcoin sisteminde yapılan her hareketin izi geçmişe yönelik sonsuza kadar açık kalıyor. Hangi cüzdanın (ilhan kodu gibi düşünebilirsiniz.) hangi cüzdan ile ne kadar alışveriş yaptığı her zaman herkes tarafından ulaşılabiliyor. Dünyada Bitcoin alışveriş yapılan sistemler ya banka onayı istiyor ya da kimlik bilgileri istiyorlar. Bu şekilde başlayan cüzdanların sahipleri her zaman bulunabileceği gibi azınlıkta da olsa bazı pazaryerlerinde böyle denetimler olmadığı için bu Bitcoin sahipleri isimsiz olmaktadır. Yani mesela para yollaması gereken kişi açtığı bir cüzdandan bir başka cüzdan sahibine para yolladığında bütün işlemler şifrelenmiş dosyalar aracılığıyla yapıldığı için kimin kime para yolladığı ya da kimin kimden para aldığı belli olmuyor. Bu durumda dahi bu kişilerin cüzdan numaraları her zaman gözükmektedir. Kimlik bilgilerinin gizliliği, bir otoritenin denetimi altında bulunmayışı, sistemi, her türlü yasa dışı finansal transfer konusuna açık hale getiriyor. Bu konuda denetim ile kontrol altına almak mümkündür. Örneğin. SPK lisansı gibi veya bankalardan sadece Bitcoin alınması durumunda bu Bitcoin’lerin neler yaptığı, kimin aldığı her zaman kayıt altında olabilecektir. Ötesinde bir nakit paranın transfer izinin hiç olmayacağı düşünüldüğünde Bitcoin fazlasıyla iz bırakacağı aşikârdır. Değeri yükseldikçe bu kez bu yükselen değere bakarak bu paraları yatırım aracı olarak kullanmaya hedefleyenlerin talebi artıyor ve bu talep artışı sonucu bu paraların değeri daha da yükseliyor.
Risk nerede?
Para basımı ve arzının devletlerin elinde bulunduğunu düşürsek sanal paraların takibi, vergilendirilmesi ve arzının yapılamamasının devlet düşüncesine ters bir uygulamadır. Kripto paralara yönelik en büyük risk bu paraların kullanımının kara para işlemlerine açık olması dolayısıyla devletler tarafından yasaklanmasıdır ya da tıpkı İsviçre Bankalarına yönelik aksiyonda olduğu gibi hesapların isimlendirilmesinin talep edilmesidir. Böyle bir durumda paralar bir anda çok büyük değer kayıpları yaşayabilir. Ayrıca kime ait olduğu bilinmediği ve bir merkezi otorite tarafından izlenip denetlenmediği için kripto paralar ile açılmış hesapların dondurulması, el konulması çok zordur.
Diyanet İşleri Başkanlığı fetvası
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın verdiği fetvaya göre kripto paraların kullanımı caiz değildir. Başkanlığın sitesinde yayınlanan açıklamanın tamamı şu şekildedir: Kullanıcılar arasında değişim ya da kıymet ölçüsü olarak genel kabul gören, kaynağı itibariyle kullanıcılara güven veren her türlü paranın kullanımı caizdir.
Bu noktada önemli olan husus, para olarak bilinen değişim aracının kendi özünde yani üretim şeklinde, sürüm aşamalarında ve muhataplık niteliğinde büyük belirsizlik (garar) içerip içermemesi, bir aldatma (tağrir) aracı olarak kullanılıp kullanılmaması ve belli bir kesimin haksız ve sebepsiz zenginleşmesine vesile olup-olmamasıdır.
Son yıllarda ortaya çıkan ve birçok çeşidi bulunan, dijital-kripto paralardan her birini kullanmanın hükmünü yukarıdaki genel ilkeler doğrultusunda değerlendirmek gerekir.
Buna göre kendi özünde ciddi belirsizlikler taşıyan, aldanma ve aldatma riski ileri düzeyde olan, dolayısıyla herhangi bir güvencesi bulunmayan ve kamuoyunda saadet zinciri olarak bilinen uygulamalar gibi belirli kesimlerin haksız ve sebepsiz zenginleşmesine yol açan dijital kripto paraların kullanımı caiz değildir.
Kaynak: t24