Bernstein Yanıtladı: Blockchain, Sansür Skandallarını Sonlandırabilir mi?
AI tarafından üretilen içerik bolluğunun ve sansür endişelerinin arttığı bir dönemde, araştırma ve aracılık firması Bernstein’deki analistler, blockchain teknolojisinin gerçeği arayışında benzersiz bir rol oynadığını vurguluyor.
Bernstein analistleri Gautam Chhugani, Mahika Sapra ve Sanskar Chindalia’nın müşterilere gönderdiği bir notta, son haftalarda yaşanan bir dizi olayın ardından blockchain teknolojisinin “değiştirilemez defter” özelliği ile sansürün önlenebileceğini belirtiyor.
Bu olaylar arasında Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in 2021’de Covid ile ilgili sansüre rıza gösterdiğini kabul etmesi, Telegram CEO’su Pavel Durov’un içerik denetlemediği için Fransa’da tutuklanması ve X’in Brezilya ile sözde yanlış bilgileri kaldırmayı reddetmesi üzerine yaşadığı anlaşmazlık yer alıyor.
ABD seçim sürecinde geleneksel medyanın politikacılar üzerindeki doğruluk kontrolünü artırırken, X’in topluluk notları özelliğiyle içerikleri denetleme çabası, gönderileri kaldırmaktan veya hesapları yasaklamaktan kaçınarak bağlam eklemeyi hedefliyor. Telegram ise sansür konusunda daha aşırı bir duruş sergiliyor. Telegram, diğer mesajlaşma uygulamalarından farklı olarak, veriler için uçtan uca şifreleme kullanmıyor, ancak verileri birden fazla yargı alanında merkezi olmayan depolama ile koruyor, bu da veri geri alımını zorlaştırıyor. Ayrıca, blockchain üzerinden sınır ötesi para transferleri yapıyor ve kripto cüzdanıyla entegre blockchain uygulamalarını destekliyor.
Analistler, Telegram’ın gizlilik konusundaki duruşuna rağmen, hükümetlerin çocuk istismarı ve yasa dışı faaliyetler gibi ciddi konularda Telegram’dan daha fazla iş birliği talep ettiğini belirtiyor. Ancak, Telegram sansüre şiddetle karşı çıkıyor, çünkü bunun siyasi görüşlerin ve ifade özgürlüğünün daha geniş çapta baskı altına alınmasına yol açabileceğinden endişe ediyor.
Chhugani, Sapra ve Chindalia, bu durumun gerçeğin ne olduğu, kimin doğruyu belirlediği, hükümetlerin gerçeği belirleyip belirlememesi ve medyayı içerikleri sansürlemesi için baskı yapması gerekip gerekmediği gibi kritik soruları gündeme getirdiğini ifade ediyor.
Blockchain tabanlı pazarların demokratikleşmesi
Bernstein analistlerine göre, Farcaster ve Lens gibi blockchain tabanlı merkeziyetsiz sosyal medya platformları başlatılmasına yönelik girişimlerde bulunulmuş olsa da, bu platformlar şu ana kadar yalnızca mütevazı bir kullanıcı çekimi sağladı ve kullanıcı ağ etkisi konusunda zorluklar yaşıyorlar, çünkü çoğu kullanıcı hala merkezi platformları tercih ediyor.
Ancak, blockchain’in pazarların demokratikleşmesini sağlaması, kullanıcıların her olay için bir pazar oluşturmasına ve tokenleştirmesine olanak tanıyarak gerçeği iletmenin özel bir yolunu sunuyor. Bu bağlamda, analistler Polygon tabanlı merkeziyetsiz tahmin platformu Polymarket’i öne çıkarıyor. ABD başkanlık seçimleri öncesinde, kullanıcılar geleneksel seçim anketlerinin yanlı olduğunu düşünüyorlarsa, Polymarket’in oranlarını takip ederek anketlerle herhangi bir farklılık olup olmadığını gözlemleyebilirler.
Örneğin, Polymarket’te ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in Kasım seçimlerini kazanma olasılığı Pazartesi günü yüzde 47’ye düşerken, Donald Trump’ın oranı Salı günü itibarıyla yüzde 51’e yükseldi. Daha önce eşit durumda olan Trump ve Harris, Ağustos ayında Başkan Yardımcısı Harris’in önde olduğu bir durumda yer alıyordu. Bu rakamlar, ulusal anketlerde Harris’in yüzde 47’ye karşı yüzde 44 önde olduğunu gösteren verilerle karşılaştırıldığında dikkat çekiyor.
AI tarafından üretilen içeriğin artmasıyla başa çıkmak için, Bernstein analistleri sıfır bilgi ispatlarında ilerlemelerin, insan kaynaklı içeriği doğrulamaya ve AI tarafından üretilen içerikten ayırt edilmesine yardımcı olabileceğini öneriyor.
“AI bolluk, üretkenlik ve yaratıcılık getirirken, blockchain gerçeği arayarak, kıtlığı ve güç merkeziyetsizliğini sağlayarak dengeyi kuruyor” diyorlar.