Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Blockchain ve Kripto Para Gerçekten de Birbirinden Ayrılabilir mi? Lider Ülkeler, Bu Konuda Ne Düşünüyor?

”Bu, son birkaç yıldır süre gelen yanılgıyı ortadan kaldırmak istiyorum. İnsanlar, kripto paraları ve Blockchain’i birbirinden ayırabileceklerini sanıyor, ancak bunu yapmanız mümkün değil. İmkansız.”

Bu sözler, bir Bitcoin hayranından ya da yatırımcısından değil. Tam aksine, bir düzenleyici kurum yöneticisinin ağzından çıkan sözler.

Singapur Hazine Bakanlığı’nda Fintech biriminin başında olan Sopnendu Mohanty, kripto paralar ile eski dönemden beri ilgili ya da buradan gelme bir isim de değil. Merkezi olmayan Blockchain teknolojisinde tokenlerin varlığının inkar edilemeyeceğini belirten Mohanty, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’daki yaptığı konuşmasında bunlara değinmişti.

Gerçekten de sektörün bu resmi ögesinden gelen böylesine bir açıklama, kripto para camiasını sonunda rahatlattı. Genelde her büyük düzenleyici ”Bitcoin değil de Blockchain teknolojisine odaklanmalıyız.” minvalinde açıklamalar yaparken, Singapur’dan bu yönde bir açıklama gelmesi, birçok sektör katılımcısını memnun etti.

Mohanty’nin bu yorumları gerçekten de büyük bankacılar ve yöneticilere tokenlerin Blockchain gibi sansürsüz, merkezi olmayan ve güvenli bir sistemde ne kadar gerekli olduğunun belirtilmesinin dışında, bir de düzenleme konusunda sunduğu gerçekçi bakış açısıyla da çok önemliydi.

Düzenleyici kurumlara, bu yeni çıkan ve ekonomik koordinasyon ve verimliliği arttırması beklenen Blockchain teknolojisinde iş yapan belirli kripto tokenlerinin düzenlenmesi için yeni ve akılcı kurallar getirilmesi gerektiğini belirten Mohanty, bu işin yılların artık ‘eskittiği’ eski senet kanunları ile halledilemeyeceğini de belirtti.

Mohanty, bu görüşlerinde neyse ki yalnız değil. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yer alan düzenleyici kurumların yetkilileri de, bu tokenlerin ne kadar önemli olduğunun ve kendileri için bu tokenlerin varlığının devam etmesinin daha yararlı olacağının farkında. Ancak kurumlar, bununla birlikte bir anda çılgınlar gibi sahnelenen bu ICO sürecinden dolayı da bir hayli çekingenler ki, bu da gayet anlaşılabilir bir durum.

Ancak yine de böyle bir şeyin farkında olunması, Blockchain teknolojisinin dünya sahnesine daha iyi entegrasyonunu sağlayacak çok önemli bir detay olrak karşımıza çıkıyor.

İleri Görüşlülük

Singapur merkez bankası, bu noktada başı çeken ülke olarak göze çarpıyor. Mart ayında tokenlerin iyi olanlarının ‘kötü ve çirkin’ olanlardan ayrılması gerektiğini belirten Merkez Bankası başkanı Ravi Menon’a ek olarak, İsviçre de bu noktada aktif bir rol oynuyor.

İsviçre Finansal Piyasalar Otoritesi (FINMA) yetkilileri de tokenleri üç gruba ayırmış ve şu ana üç gruplamayı yapmıştı:

  • Ödeme tokenleri: Bitcoin ve Litecoin gibi
  • Hizmet ya da uygulamaya erişime aracı olan (utility) tokenler: Teoride Ethereum ve bazı ERC-20 tokenleri
  • Senet tokenleri: İşte esas eski kanunlara tabii olan koinler

Yine Blockchain konusunda yaptığı atakla dikkatleri üzerine çeken Malta’da ve Cebelitarık’ta da benzer olumlu süreçler mevcut. Özellikle ICO’lar konusunda bu ülkeler sıkı bir araştırmanın içine girerken, aralarında Bermuda’nın da bulunduğu bazı Karayip ülkelerinde de Blockchain inovasyonu için yoğun bir çalışma mevcut.

Amerika’da da bakış açısı başlangıçta çok sert ve katı iken şimdilerde yumuşamışa benziyor. SEC başkanı Jay Clayton, Şubat ayında yaptığı açıklamada, ”Gördüğüm her ICO bence senet” açıklamasını yaparken, daha sonra Mart ayında gelindiğine ise, bu sefer ağız değiştirmiş ve bence Bitcoin senet değil demişti.

ABD özelinde esas önemli açıklama, Clayton’un Bitcoin ile ilgili bu ifadelerinin ardından gelmiş ve SEC yöneticisi William Hinman, en başta ICO sonucu dağıtımı yapılan ve bu yüzden senet gözüyle bakılan Ethereum için, tokenin ağdaki fonksiyonu nedeniyle senet değil açıklaması yapmıştı.

ABD’nin bu kararları vermesi tabii ki de çok iyi bir şey ancak diğer ülkeler bu noktada daha önde. ABD, Ethereum’un senet olmadığına karar verirken, diğer ülkeler zaten senet olmayan koinin aslında ne olduğu ile ilgili somut adımlar attı.

Bir nevi Blockchain ağının benzini olarak adlandırabileceğimiz bu Utility tokenler, üstte de belirttiğimiz gibi ağın fonksiyon görmesi ve kullanıcıların ağın sunduğu belirli bir hizmete ulaşabilmesi için çok anahtar bir rol üstleniyor.

Burada esas şey, düzenleyici kurumların derslerini çok iyi çalıştığının görülmesi. İster Bitcoin ve Blockchain’i mevcut düzeni tehdit eden ve savaşılması gereken birer enstürman olarak görsünler, isterse de Singapur ve Malta gibi büyük bir heyecanla beklesinler; düzenleyici kurumların bu noktada farkındalıklarının çok açık olduğu, artık bilinen bir gerçek ve de bu; sektörün global çapta ne denli bir etkiye ulaştığını açıkça ortaya koyuyor.

Yarış Başladı

Birçok ülke, kripto para sektörünün ve Bitcoin’in sağlayabileceği ekonomik girdilerin çoktan farkına vardı ve bu noktada ön plana çıkabilmek için ciddi bir çaba sarf ediyorlar. Yaklaşık 20 milyar dolarlık bir kaynağı tek başına yaratan ICO’ları da güzel bir şekilde ayıklayarak yola devam etmek isteyen ülke sayısı hayli fazla.

Ancak tabii ki de bu noktada dikkatli davranmak çok önemli. Son dönemin moda tabiriyle bir regülasyon arbitrajı yaşanmaması için, ortak bir akılla bu piyasanın yönetilmesi büyük bir zaruriyet. Eğer en azından temel noktalarda bir ortaklık olmazsa, o zaman herkes daha ‘hafif’ düzenlemeleri olan yerlere gitmek isteyecek ve bu da pek istenmeyen bir duruma sebebiyet verecektir. ICO piyasanın durumunu da göz önüne alırsak, sektörün ‘kötü çocukları’ çok daha kolay bir hareket alanına sahip olacaklardı ki bunu da, kimse istemez.

Geleneksel piyasalardaki ABD dominasyonu elbette ki bilinen bir şey ve yatırımcılar da oradaki pazarın büyüklüğünden ötürü, bir nevi oranın kurallarına uymak ‘zorunda’ kaldılar. Ancak otoriteler, bu durumun Blockchain dünyasında geçerli olmadığını belirtiyor. Globalleşme ve etkileşim hızı giderek artarken, bir de buna merkezi olmayan Blockchain’i eklediğinizde, bu noktada tek bir sesten ziyade, çoğul bir mutabakatın gerekliliği çok açık. Bunun da koordine bir şekilde halledilmesi, herkesin şu anda istediği belki de tek ortak şey.

Mohanty, utility tokenler özelinde, dünyanın bu noktada ileri gelen 6-7 ülkesinin bir araya gelip olayı netleştirmesi gerektiğini belirtiyor. Özellikle bu tokenlerin; ödeme ve senet tokenlerinden ne gibi farklarının olduğu ve ne gibi kurallara tabii olduklarının açıkça ifade edilmesi, şu aşamada gerçekten de büyük bir hamle olacaktır.

Mohanty bununla birlikte tüm bu senet tartışmaları bir yana, düzenleyici kurumların da ICO’lar konusunda üzerine düşeni yapmaları gerektiğini ve en iyi yatırımcı korumasını nasıl sağlayacakları üzerine kafa yormaları gerektiğini belirtiyor. Aynı zamanda insanların parasını alıp söz verdiği şeyleri bir türlü gerçekleştirmeyen ICO sahiplerini de ne gibi cezaların beklediğinin belirlenmesi, çok önemli bir süreç olarak karşımıza çıkıyor.

Her ne kadar bazı ülkeler defaatle eldeki kuralların kripto paralar, ICO’lar ve Blockchain için yeterli olduğunu düşünse de, bununla kolaylıkla başa çıkılamayacağı çok açık. Eğer illa eski kanunlar burada da kullanılacaksa, bunun biraz daha güncellenmesi gerektiği çok aşikar. En azından belirli senaryolarda, bu kanunların nasıl işleyeceğinin açıkça belirtilmesi dahi, tek başına önemli bir problemi çözebilme yetisine sahip olacaktır.

Blockchain teknolojisinin etkinliğini ve yetkinliğini arttırmak için gereken düzenlemeler üzerinde daha çok çalışmaya ihtiyaç var. Örneğin Arjantin’in dönem başkanı olduğu ve Mohanty’nin bu konuşmaları yaptığı Riyad’daki G20 zirvesinde, girişimciliğin az gelişmiş ülkelerde nasıl teşvik edilmesi gerektiği de konuşuldu.

Eğer ki biz, tüm dünyanın -içinde girişimcilik sektörü de olmak üzere- merkezi olmayan ekonomik modellerin tüm güçlü yönlerinden faydalanmasını ve bu iş modellerinden ilham alarak ortaya katma değer yaratan ve değerli ürünler çıkarmasını istiyorsak, yapmamız gereken yegane şey, şu an hali hazırda bulunan düzenleme ve yasal bariyerleri biraz daha ‘yumuşatmak’tır. Böylelikle hem bu müthiş teknolojinin sonsuz potansiyelini ortaya çıkarabilir hem de insanlık için çok faydalı bir şey yapmış oluruz…

Tüm gelişmelerden ve paylaşımlardan haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Leave a comment