Dünya çapındaki yasal düzenleyiciler, Blockchain teknolojisinin sınır ötesi işlemlerde sunduğu imkanlara karşı önlem almak için bir arada çalışmaya başlıyorlar. Blockchain teknolojisinden faydalanan suçlular bu teknoloji ile para aklayabiliyor, terörizm finansmanı yapabiliyor, sahtekarlık, vergi kaçakçılığı gibi faaliyetlere girişebiliyorlar.
Blockchain teknolojisinin eşsiz özellikleri, ülkeler arası yapılan kripto para işlemlerinin devlet yetkilileri tarafından tespit edilmesini zorlaştırıyor. Bu işlemlere hiçbir bankanın, muhasebecinin, avukatın, danışmanın veya başka türlü bir aracının dahil olmaması da tespit etme sürecini iyice zorlaştırıyor.
Dünya çapındaki düzenleyicilere göre kripto para ve Blockchain teknolojileri en çok şu alanlarda sorun yaratıyor:
P2P işlemler: Kullanıcılar bu teknolojilerden faydalanarak ülkeler arasında hiçbir aracı olmadan işlem yapabiliyor, işlemlerin kriptografik yapısı sayesinde de yetkililerin radarından kaçabiliyorlar.
Anonimlik: Kullanıcılar para aklama, terörizm finansmanı, vergi kaçakçılığı gibi çeşitli faaliyetleri kripto para kullanarak gerçekleştirebiliyorlar. İşlemlerin anonim gerçekleşiyor olması da bu kişilerin yakalanmasını zorlaştırıyor.
Madencilik: Kullanıcılar akıllı telefonlarını dahi kullanarak madencilik yapabiliyor ve hiçbir ‘merkezi üreticiye’ güvenmeden kripto para sahibi olabiliyor.
Depolama: Kullanıcılar kripto paralarını para aklama karşıtı sistem (AML) kapsamına girmeyen cüzdanlarda saklayabiliyorlar. Bu tarz cüzdanlar düzenleyicilerin yetki alanlarının dışında kaldığı için yasal olarak pek bir şey yapmak mümkün olmuyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bu gibi endişelere tepki olarak ülkelerin bir arada çalışmaları gerektiğini, uluslararası çaptaki vergi suçlarının ancak böyle önlenebileceğini belirtiyor.
Dünya genelindeki düzenleyiciler kripto paralar üzerinden işlenen suçlarla mücadele etmek için şu ana dek şu adımları attılar:
Birleşmiş Evrensel Vergi Yaptırım Yetkilileri (J5) : ABD’deki İç Gelir Servisi (IRS) 2 Temmuz’da yaptığı açıklamada vergi otoritelerinden oluşan uluslararası bir ekip kurduğunu açıklamıştı.
IRS öncülüğünde oluşturulan bu organizasyona ABD’den, İngiltere’den, Avustralya’dan, Kanada’dan ve Hollanda’dan yetkililer katıldı.
J5’in parçası olan kurumlar kripto paralarla birlikte daha da büyük bir tehdit haline gelen vergi kaçakçılığıyla mücadele etmek için istihbarat alanında işbirliği yapacaklar. J5’in parçası olan kurumlar uluslararası çaptaki vergi suçlarını ve para aklama vakalarını da takip edecekler.
“J5 yaptırım kurumları arasındaki duvarları yıkmayı, ileri-görüşlü bir grup olmayı ve kurumların evrensel suçlular üstünde tek başlarına oluşturamayacakları bir baskı oluşturmayı hedefliyor.”
Avrupa Birliği Özel Finansal Suçlar, Vergi Kaçakçılığı Komitesi (TAX3) : TAX3 adlı komite Avrupa Parlamentosu tarafından 1 Mart 2018’de oluşturulmuştu. Son yıllarda Panama Belgeleri, Cennet Belgeleri gibi gelişmelerin ortaya çıkması, Avrupa Parlamentosu’nu böyle bir komite kurmaya yönlendirdi. Ortaya çıkan belgelerde AB üyesi ülkelerde yaşanan vergi kaçakçılığı, para aklama gibi faaliyetler gün yüzüne çıkmış, bazı yozlaşma olaylarının üstüne ışık tutulmuştu.
TAX3 adlı komitenin misyonu şu şekilde:
- Dijital ekonomiye uygulanması tartışılan KDV gibi vergileri araştırmak
- Portekiz, İtalya, Malta, Birleşik Krallık, Güney Kıbrıs gibi çeşitli vatandaşlık programları kapsamında vergi ayrıcalıkları sunan ülkelerin araştırılması
- Vergilendirme ve kripto para alanlarında Avrupa Komisyonu’na ve OECD, G20, BM gibi uluslararası kuruluşlara destek olmak
Avrupa Komisyonu’nun Adalet, Tüketiciler ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği biriminde yer alan Vera Jourova, 25 Haziran’da gerçekleşen bir TAX3 toplantısında AB’deki AML programının üye ülkeler düzeyinde uygulandığını ve ülkeler arasındaki işbirliğinin çok düşük oranlarda olduğunu söylemişti. Jourova:
“20 üye ülkenin uyguladığı AML programında eksiklikler bulunuyor ve üye ülkeler arasında AML uygulamaları alanında yetersiz işbirliği var.”
Bankalar AB üyesi ülkeler arasında sermaye ve kripto para geçişi yaparken herhangi bir sorunla karşılaşmıyorlar. Ancak para aklama ve diğer finansal suçların kontrolünü yapmak büyük ölçüde ulus devletlere düşüyor. AB yetkililerine göre bu durum AML kapsamında alınan önlemlerin yetersiz kalmasına yol açıyor.
AB üyesi bazı ülkeler AB düzeyindeki para aklama faaliyetlerinin önlenmesi için yeni bir organ oluşturulması gerektiğini düşünüyorlar. Bazı ülkeler ise Avrupa Bankacılık Otoritesi gibi AB dahilinde bulunan mevcut düzenleyicilere daha fazla güç verme taraftarı.
TAX3 komitesinin bundan birkaç ay sonra şu ana dek yaptığı araştırmaları, vergi suçlarıyla mücadele alanında bulduğu önerileri paylaşması gerekecek.