Bitcoin gibi kripto paraların piyasa değerini, sirkülasyondaki arz miktarını, ticaret hacmini, maksimum arzını kontrol etmek mümkün. Bu verilerin birçoğu Ethereum takipçileri tarafından da incelenebiliyor. Bir şey hariç: Maksimum arz.
İlk kripto para olan Bitcoin, maksimum 21 milyon adetlik arza sahip olacak şekilde tasarlandı. 2015 yılında hayata gelen Ethereum (ETH), böyle bir kısıtlamaya sahip değil. O, maksimum arz yerine “Minimum Necessary Issuance” modelini izliyor.
Devasa Ethereum fabrikasındaki fırınlar hep yanacak ve ether üretimi, teoride, ebediyete dek sürecek. Ancak üretimdeki bu devamlılık, ether arzının pervasızca çoğalacağı anlamına gelmiyor.
Bu yazıda Ethereum projesinin geçmişten günümüze izlediği üretim modeli, bunun gelecekte nasıl değişeceği, bu değişimin ne uğruna yapılacağı ve ether’ın neden maksimum arzının olmadığı ele alınacak.
Yola 72 milyon ETH ile çıkıldı
Ethereum’un kurulduğu döneme Frontier adı verildi. Bunu önce Homestead ve Metropolis dönemleri, 2019 yılındaysa Istanbul dönemi takip etti. Kurulduğu günden beri Serenity dönemine yönelen Ethereum, günümüzde bu çalışmalarını sürdürüyor.
Ethereum dünyaya sıfır coin ile değil, 72 milyon coin ile geldi. Bunun 60 milyonu ethereum topluluğuna, 12 milyonu Gelişim Fonu’na hibe edildi. İlerleyen tarihlerde blok kazımıyla coin üretimine devam edildi. Blok başına:
- Milat blokundan 4.369.999 numaralı bloka kadar 5,
- 4.370.000 numaralı bloktan 7.280.000 numaralı bloka kadar 3,
- 7.280.000 numaralı bloktan günümüzde kadar 2 Ether üretildi ve üretiliyor.
Toplamda 114 milyon ETH üretildi
Madenciler ortalama 13 saniyede bir yeni blok üretiyor ve ödül olarak 2 Ether alıyorlar. Başka bir blok nedeniyle ağa dahil edilmeyen ‘uncle’ bloklar için 1,75 Ether basılıyor. Bir yıl içerisinde, yaklaşık 4.8 milyon ETH üretiliyor.
Üretimdeki bu çeşitlilik, onun toplam arzını manuel olarak kontrol etmeyi zorlaştırıyor. Kendi düğümünü (node) çalıştıran biri, hesap sırasında baz aldığı bloka göre farklı bir sayı elde edebiliyor.
Anthony Pompliano, bu meseleyi “Ethereumcular toplam ETH arzını hesaplayamıyorlar ve bu BÜYÜK bir sorun.” açıklamasıyla gündeme getirdi. Bitcoin ve Ethereum camiaları, 2020 yazında bu konu üstünden karşı karşıya geldi. Pierre Rochard, ETH geliştiricilerine meydan okuyarak, onları toplam arzı hesaplamaya davet etti.
Ethereum geliştiricisi Péter Szilágyi, bu meydan okumayı kabul edip bir kod yazdı. Vitalik Buterin, bunu manuel olarak yapmaya gerek olmadığını ve düğümlerin bu işi zaten yerine getirdiğini savundu.
Andreas Antonopoulos, Ethereum’u bu argümanla çökertmeye çalışmanın yersiz olduğunu, bunu ancak ‘Ethereum’un nasıl çalıştığını anlamayan birinin’ yapacağını söyledi.
Vitalik Buterin’in dile getirdiği gibi, bu denetim düğümler tarafından otomatik olarak yapılıyor. Dolayısıyla bu kontrolü manuel yapmak zor olsa da, toplamda üretilen ETH miktarının 114.558.289 olduğu biliniyor. Onun enflasyon oranı bu koşullar altında %4’ün üstünde. Bu oran, bitcoin için %2 civarında.
Bu sayı PoS ile çoğalmaya devam edecek
Ethereum fabrikasının, en başından beri Proof-of-Stake algoritmasıyla çalışması hayal ediliyordu. Vitalik Buterin gibi geliştiriciler, çağın yetersizlikleri nedeniyle bu planı erteleme kararı aldı. Serenity dönemi, ETH için Proof-of-Stake’e geçişi temsil ediyor. Phase 0, Phase 1, Phase 2 gibi aşamaları olan bu dönem, 2020’nin sonunda açılan mevduat sözleşmesiyle start aldı.
İnsanlar bu mevduat sözleşmesine en az 32 adet ETH yatırarak validatör rolünü üstlenebiliyorlar. Bu ETH’ler, staking algoritması doğrultusunda işlem onaylamak için kullanılacak. Validatörler, Beacon Chain sürecinin tamamlanmasının ardından para kazanmaya başlayacaklar.
Sözleşmeye en az 524,288 ETH yatırılması gerekiyordu. Bu sayı, 6 Şubat itibarıyla, 2,952,706 ETH.
Madenciler ve validatörler, bir süre boyunca ortak bir şekilde var olacak. Ether üretiminin bu süreç boyunca normalin daha üstünde olması bekleniyor.
Phase 1.5’ın tamamlanmasının ardından işlemler yalnızca validatörler tarafından onaylanacak. Bu dönemde, stake edilen ETH miktarı arttıkça üretilen ETH miktarı artacak; validatör başına düşen kazanç oranıysa azalacak.
Bir ‘güvenlik bütçesi’ olarak arz
ConsenSys’in araştırmasına göre ETH 2.0 ağının Proof-of-Work algoritmasında olduğu kadar güvenli olabilmesi için yaklaşık 16 milyon ETH’in stake edilmesi gerekiyor. İnsanları, sahip oldukları ether’ı stake etmeye, başka bir deyişle, validatör olmaya ikna etmek içinse bir teşvik gerekiyor. Bu teşviğin pratikteki ismi staking/blok ödülü.
Bitcoin madencileri, 2140 yılından sonra yeni blok üretilmeyeceği için blok ödülü alamayacak ve tek teşvikleri işlem ücretleri olacak. Ethereum camiası, madencilere veya validatörlere sadece işlem ücreti verme fikrine sıcak bakmıyor. Bunun yeterli teşviği sağlamayacağı, insanların validatörlükten uzaklaştıracağı ve nihayet ağı korumasız bırakacağı düşünülüyor. Vitalik Buterin, bu konuya ilişkin görüşlerini şu sözlerle aktarıyor:
“Eğer maksimum arz varsa, bir noktadan sonra blok ödülü dağıtılamayacak demektir. Bu, o blockchain’in güvenliğinin garanti edilemeyeceği anlamına gelir. Eğer blockchain ölürse, coin de ölür. O yüzden, bence izlenebilecek en iyi yol, blockchain’in güvenliğini minimal düzeyde coin üreterek sağlamaktır.”
Bu sözler, yazının başında bahsi geçen ‘Minimum Necessary Issuance’ politikasını özetler nitelikte. Konu hakkında Koin Bülteni’ne konuşan Tobby Kitty, bitcoin’in geleceğiyle ilgili şunları aktardı:
“Bitcoin’de blok başına ödüller sıfırlanacak ve madencilerin tek kârı işlem ücretleri olacak. Buradan hareketle madenciler kâr etmek istiyorsa, işlem ücretlerinin yüksek olması gerekiyor. Bu, insanları L2 çözümlere itecek.”
Bu farklı para politikasının, Ethereum için riskli olmasından şüpheleniliyor. Bankless ekibinden David Hoffman ve Lucas Campbell, bu politikayı eleştirenlere şu sözlerle karşı çıkıyor:
“Ortada blockchain tabanlı bir para biriminin arzını kısıtlamanın, onu uzun vadede daha güvenli tutacağını gösteren herhangi bir kanıt yok. Ethereum, uzun vadede her türlü ekonomik duruma adapte olabilmek için arza yönelik bir taahhüt vermeyi göze alıyor.”
Ether arzı zaman içerisinde nasıl değişecek?
Ethereum’un maksimum arz konseptiyle, teşvik konsepti arasında bir takas yaptığı söylenebilir. Bu takas, ‘ether’ üretimine ‘dur’ denmeyeceği anlamına geliyor. Fakat bu, sonsuz miktarda ether üretilecek demek değil.
Ether’ın enflasyon oranı, proof-of-stake algoritmasına geçiş sonrasında büyük ölçüde kesilmiş olacak. Phase 1.5 sonrasında tamamen bu algoritmaya geçileceğinden ve mevcut güvenliğin sağlanabilmesi için 16 milyon ETH’in stake edilmesine ihtiyaç duyulacağından bahsedildi. Bu senaryoda, yıllık enflasyon oranının %1’in altına düşebileceği ifade ediliyor.
ETH 2.0 gelişimi sırasında Ethereum Improvement Proposal 1559’un yürürlüğe girmesi bekleniyor. İşlem ücreti olarak kullanılan ETH’lerin yakılmasını öneren bu tasarı, teoride Ether’ı gitgide daha az rastlanır bir varlık haline getirecek. David Hoffman, kısaca EIP-1559 olarak bilinen bu öneriyi “Ethereum’daki para politikası puzzle’ının son parçası” olarak tasvir ediyor.
Eric Conner, işlem yakma (BASEFEE) mekanizmasının avantajlarını şu şekilde sıralıyor:
- İşlem maliyetinde %90’a varan tasarruf
- İşlem ücretlerinin otomatikleşmesiyle gelen gelişmiş kullanıcı deneyimi,
- Daha öngörülebilir işlem ücretleri,
- İşlem süresindeki beklenmedik gecikmelerin önlenmesi,
- İşlem bekleyen kullanıcılara ağ sıkıştığı zamanlarda bile ‘öne geçme’ fırsatı tanıma,
- Bencil madencilerin/validatörlerin önüne geçme,
- ETH’in ekonomik değerini pekiştirme
BASEFEE modelinin, üretim hızını da düşürmesi bekleniyor. Messari; bunu net bir şekilde yansıtabilmek adına bitcoin’in ve ether’ın mevcut üretim hızıyla gelecekteki potansiyel üretim hızlarını kıyasladı. Ortaya çıkan tablo şu şekilde oldu:
‘Sonsuz arz’ demek doğru mu?
Bu bilgiler, maksimum arzın olmayışı ile arzın sonsuz oluşu arasında bir ayrıma gidilebileceğine işaret ediyor. MyEtherWallet COO’su Brian Norton, özellikle ‘sonsuz arz’ terimini kullanmanın hatalı olacağını söylüyor.
Tobby Kitty’nin geleceğe yönelik tahmini, enflasyon oranının “%1-2 civarına düşebileceği” yönünde. O, “Enflasyon hiçbir zaman sıfırlanmayacak ama … EIP-1559’un da geldiğini düşünürsek Ethereum’da çok ciddi bir kısıtlılığa gidilecek.” ifadelerini kullanıyor.
Bir noktada, bitcoin arzının kısıtlı, ether arzının ise azaldığını söylemek mümkün olabilir.