Ortaya yeni bir teknoloji çıktığında bu teknolojiyi destekleyenler de desteklemeyenler de bazen aşırıya kaçan iddialarda bulunabiliyorlar.
Bitcoin’e bakacak olduğumuzda bir tarafta Bitcoin’in çok kısa süre içerisinde dünyanın ortak para birimi haline geleceğini iddia edenler, bir diğer tarafta ise Bitcoin’in yine çok kısa süre içerisinde sıfırı göreceğini iddia edenler var. Tabii bunun bir de Blockchain boyutu var. Blockchain teknolojisinin önümüzdeki yıllar içerisinde dünyanın en büyük şirketleri tarafından kullanılacağı fikri çoğu kişi tarafından kabul görüyor. Hatta genellikle sunduğu ürün veya hizmet üzerinde merkezi bir kontrol isteyen büyük şirketlerin bile Blockchain gibi ‘merkezsizlik’ avantajı sunan teknolojilerden faydalanmaları söz konusu.
Bu şirketlere örek olarak Güney Kore’deki mobil piyasasını adeta domine eden Kakao‘yu gösterebiliriz. Şirketin Kakaotalk adlı mesajlaşma uygulaması, yerel mobil piyasanın yüzde 94’ünü temsil ediyor. Şirket, Kore’de elde ettiği bu devasa başarı sonrasında reklamcılık, oyun, mobil bankacılık, taksi hizmetleri ve müzik gibi alanlarda da hizmet vermeye başladı. Yani tabiri caizse Kakao aldı yürüdü.
Şirket bu büyüme çalışmaları kapsamında 2,600’den fazla çalışanı bünyesine kattı ve yıllık 1.9 trilyon won (1.8 milyar dolar) değerinde satış, 165.3 milyar won (154 milyon dolar) değerinde de kar elde etti.
Peki biz Kakao’dan neden bahsediyoruz? Çünkü şirket yakın zamanda Blockchain teknolojisiyle de ilgilenmeye başladı.
Kore’deki mobil platform piyasasının ipini eline almış olan bir şirket, niye Blockchain’e ilgi duymaya başlar? Blockchain teknolojisi ‘aracı’ kavramını ortadan kaldırmaya, insanların doğrudan değer takası yapabilmelerine yarıyor. Kakao ise şu ana kadarki tüm başarılarını aslında bir ‘aracı’ sıfatı üstlenerek elde etti. Yani şirket aslında kendisine tamamen zıt olan bir teknolojiyi benimsemeye çalışıyor ama neden?
‘Aracı’ Kavramı Boş Yere Yok
Kakao’ya bağlı olan ve Blockchain üzerinde araştırmalar yapmakla yükümlü olan Ground X adlı alt-şirketin CEO’su Jason Han yakın zamanda CoinDesk’e bir röportaj verdi ve konu hakkında bazı yorumlarda bulundu.
Han verdiği röportajda şöyle sorular sormak gerektiğini söyledi: “Aracı gerçekten ortadan kalkacak mı? Aracı kötü bir şey midir ki? Bence insanlar bu soruların üstüne gerçekten kafa yormuyorlar”.
Han aynı zamanda şu anda piyasada bulunan pek çok ICO’nun bir Amazon ya da bir Kakao klasmanında hizmet sunacak yetiye sahip olmadığını düşünüyor:
“ICO’ların garip bir sistemleri var. Zaten işe başlayıncaya dek tüm parayı toplamış oluyorsunuz. Diyelim ki iki sene boyunca o parayı harcayamadınız. İki yıl da çok çabuk geçer. O iki yılı akıllı sözleşmelerinizi faal duruma getirmek için gelişim sürecine harcıyorsunuz ve sonra hizmetinizi sunuyorsunuz. Belki 1000 kişi kaydoluyor. Ama sizin kullanıcıların ilgisini çekmek için daha farklı şeylere ihtiyacınız var. Pazarlamaya epey para harcamak durumundasınız ve marka isminizi piyasada duyurmak için çeşitli zahmetlere katlanmak zorundasınız. Tamam da niye bu kadar şeyle uğraşasınız ki? Zaten paranızı almışsınız.”
Han, Mart ayında Kakao bünyesine katılmadan önce FuturePlay adlı bir yatırım şirketinde CTO olarak görev alıyordu ve o şirkette, yatırıma layık olabilecek potansiyel şirketlerin kullandıkları teknolojileri değerlendirmeye alıyordu. Profesyonel kariyerinde elde ettiği yatırım tecrübelerine dayanarak yorum yapan Han, startupların başlangıçta vaat ettikleri şeyler ile ilerleyen zamanlarda sundukları şeyler arasında bir uçurum olduğunu söylüyor.
Han, aradaki bu uçuruma bir köprü inşa etmek için de akıllı sözleşme teknolojisi üzerinde çalışmanın ya da sağlam bir token oluşturmanın yeterli olmadığını düşünüyor. Han: “İş dünyasında harbi deneyimler elde etmiş kişiler anlayacaklardır. Bir şeyi geliştirmeyi bitirdiğinizde proje bitmiş olmaz, daha yeni başlıyor olur. Aradaki bu uçurumu kapatmak da ciddi bir iş sorunudur” dedi ve şöyle ekledi:
“Geçtiğimiz yıla kadar Dapp (merkezsiz uygulamalar) yaparlarken kimse iş hakkında konuşmuyordu ama bu yıl bazı şeyler farklı olacak. ‘Merkeziyetsizlik’, sunulan bir hizmetin merkezi olamaz. Bu kavram yalnızca belli bir hizmeti sunmak için kullanılan bir metottur. Kullanıcılarınıza sunduğunuz tek şey token olamaz. Tokenlar yalnızca değerin birer parçalarıdır. Asıl önemli olan, işin özüdür.”
Faydalara Değinelim
Han’a göre Kakao’nun ilgilendiği Blockchain modelinin “kısmi ya da aşamalı bir merkeziyetsizliğe” sahip olacağı söylenebilir.
“Şu sıralar herkes meşhur diye Blockchain kullanıyor” diyen Han şöyle ekledi: “Keşke insanlar her şeyi Blockchain’e koymaktan bir vazgeçseler”.
Kakao’nun ‘tam merkeziyetsizliğe’ geçmesi de pek mümkün değil. Şirketin sunduğu hizmetlerden bazıları merkezsiz biçimde yapılabilir ancak bazı hizmetlerin belli bir merkeze ihtiyacı var. Han’a göre şirket, sunduğu hizmetlerden birini tamamen Blockchain’e yüklemek yerine o hizmetin belli kısımlarını alıp merkezsiz hale getirmek ve tokenlaştırmak için Blockchain’e yükleyebilir. Han:
“Mesela diyelim ki mil (uçuş puanı) sistemini tokenlaştırdık. Şirket açısından bakacak olursak böyle bir durumda değişen tek şey paranın tokena dönüşmesi olur. Bunu yapacak olsak mil sistemini kullanıcılar için daha kullanışlı hale getireceğimiz için yaparız, karımızı kullanıcılarla paylaşmak için değil. Bir hizmetin pek de temelinde olmayan yönlerini tokenlaştırdığınızda şirket hem kullanıcı akışını arttırır hem de gelir modelini korur. İlerleyen zamanlarda tokenlar kullanıcıları teşvik de edebilir ama o durumda Kakao’nun lehine de bazı şeylerin olması gerekir.”
Peki Kakao, Blockchain teknolojisinden hangi alanlarda faydalanmak istiyor?
“Token ekonomisi modelinin daha önce hiç kimse tarafından düşünülmediğini” söyleyen Han şöyle ekledi: “Şimdiye dek Kakao yalnızca Kore’de faaldi ama Blockchain sayesinde küresel piyasaya da açılabiliriz. Bu da gelirlerimizin bir kısmını aracı olarak almamız ve kullanıcılarla paylaşarak piyasamızı büyütmemiz anlamına geliyor”.
Diyelim ki Kakao şu anda 100 kazanıyor. Şirketin amacı Blockchain’den faydalanarak 1000 kazanmaya başlamak. Böylece de kazanılan 1000’in 300’ünü kullanıcılara verip, 700’ünü şirkete aktarmak istiyor. Han:
“Eğer Asya piyasasına açılmak istiyor olsak ne gibi bir strateji izleyebiliriz ki? Her ülkenin zaten oturmuş belli başlı birkaç şirketi var. Aklıma gelen tek şey Blockchain ile teşvikler sağlamak. Blockchain sayesinde mevcut düzeni sarsabilirsiniz.”
Rakipler Bitmiyor
Kakao’nun uzun süredir bir rekabet içerisinde olduğu Naver de alt-şirketi olan LINE Plus ile Blockchain teknolojisi üzerinde araştırmalar yapmaya başladı.
Kuzey Amerika merkezli mesajlaşma servisi Kik de KIN adı verilen bir Blockchain projesi üzerinde çalışıyor. Ayrıca Telegram’ın şu ana kadarki en büyük token satışı olarak kayıtlara geçen 1.7 milyar dolarlık ICO’sunu unutmayalım.
“EOS veya Ethereum üzerindeki merkezsiz uygulamaların en büyük problemi kullanıcıların ilgisini çekmek” diyen Han şöyle ekledi:
“Telegram gibi mesajlaşma servisleri zaten oturmuş bir kullanıcı tabanına sahip oldukları için avantajlılar. Biz de bu yüzden bu gibi şirketlerin attıkları adımları yakından incelemeliyiz. Ama diğer taraftan bakacak olursak da bu gibi servislerin kullanıcıları var ama başka bir hizmetleri yok. Kakao ise birbirinden farklı hizmetler sunuyor.”
Han ICO projelerinin büyük bir kısmına şüpheyle yaklaşsa da aralarından bazılarının başarılı olabileceklerini de düşünüyor. Bundan yirmi yıl önce kimsenin Google ya da Amazon büyüklüğünde bir şirketi hayal etmediğini belirten Han şöyle devam etti:
“Kendi projeleri için gayet sıkı çalışan çok fazla ekip var ve bunlardan bazıları şu anda bildiğimizden tamamen farklı olan yeni ticaret türleri oluşturabilirler. Bunlardan bazıları merkeziyetsizliğe odaklanarak yenilikçi iş modelleri kurabilirler. Blockchain sayesinde bu gibi şeyler bence anca beş ya da on yıl sürer, yirmi değil.”
Han, ilerleyen zamanlarda token piyasasında yaşanacak rekabeti anlatmak için reklamcılık sektörünü emsal verdi. Şu anda reklam sektöründe reklam verenleri ve müşterileri birbirine bağlamaya çalışan, iki tarafa da ciddi kolaylık sağlamayı amaçlayan onlarca Blockchain projesi bulunuyor.
Başlangıç aşamalarında ‘aracı’ kavramını ortadan tamamen kaldırmak ve yüzde 100 merkezsizliğe geçiş yapmak elbette çok zor. Reklam verenleri ve müşterileri platforma çekmek için para gerekiyor. Başlangıç aşamasında reklam verene reklam gelirinin yüzde 70’i gibi bir pay verilebilir. Müşterilere ise yüzde 30 kalır. Bu model, günümüzdeki reklam ajansları için bile ciddi bir rekabet oluşturuyor çünkü bu ajansların ciddi bir kısmı müşteriye hiç pay vermiyor.
Oluşan rekabet sonrasında reklam şirketleri yavaş yavaş müşteriye verdikleri payı arttırabilirler. Bu pay önce yüzde 50’ye, sonra 70’e, sonra belki de 100’e çıkabilir. Bu da tamamen merkezsiz denilebilecek bir sisteme geçiş yapıldığını gösterir. Han:
“Şu anda hiç kimse Blockchain dünyasında ortaya ne gibi servisler çıkarılabileceğini kestiremiyor. Henüz görmedik bunları. Steemit bize biraz potansiyel gösterdi ama hiç kimse bu işin nereye kadar uzanacağını bilmiyor. Ama eliniz kolunuz bağlı oturursanız iş işten geçer. Bu durumda da yapılacak en doğru şey şansınızı denemektir.”
Teknik Sorunlar ve ICO’lar
LINE Plus yakın zamanda ICON ağını kullanarak yeni bir Blockchain platformu oluşturmayı planladığını duyurmuştu. Kakao da şu anda faal olan bir Blockchain platformunu kullanmayı hedefliyor. Şu ana kadar ortaya çıkmış platformların büyük bir kısmı açık kaynaklı olduğu için Kakao uygun bir platformun kodunu alıp üzerine yeni özellikler ekleyecek.
Han, Kakao’nun şu anda Ethereum, Tendermint, Cosmos, Quorum, EOS ve Hyperledger gibi platformları değerlendirme aşamasında olduğunu söyledi.
Şu anda rakiplerine kıyasla en çok sıyrılan seçeneğin Ethereum olduğunu söyleyen Han şöyle ekledi: “Ama eğer hemencecik başlayacak olsak Quorum da iyi bir seçenek olur. EOS henüz ana ağını yayınlamadığı için platformla ilgili kapsamlı bir analiz yapamıyoruz”.
Han aynı zamanda şu anda sektörde yer alan projelerin ciddi bir kısmının performans veya işleme hızı konusunda sorun yaşadığını ve güven vermediğini söyledi. Han’a göre Kakao’nun önceliklerinden birisi de kullanıcılara beklentilerin altında kalmayacak bir kullanıcı deneyimi sunacak bir platform oluşturmak. Han:
“Bir platformun sırf ince düşünülmüş bir felsefesi var diye insanlar ona para verirler mi? Özel anahtar vermeniz, cüzdan oluşturmanız gerekiyor ama tüm bunlara rağmen özel anahtarınızı kaybederseniz tüm paranızı kaybetmiş olursunuz. Platformu oluşturmuş kişi bile paranızı kurtaramaz. Bu durum da ortalama bir kullanıcıya epey saçma geliyor. Performans ve hız bu yüzden çok önemli. Bizim şu anda yapacağımız ilk şey Kakao’nun hizmetlerini faal hale getirmek ve servislerimizi aynı anda kullanan milyonlarca kullanıcıyı desteklemenin bir yolunu bulmak.”
Kakao kendi ana ağını bu yılın sonuna kadar açmış olmayı hedefliyor. Şirketin aynı zamanda bazı uygulamalar geliştirmek gibi de bir niyeti var ve bu uygulamaları büyük ihtimalle tamamen kendi başına geliştiriyor olacak. Ancak bazı servislerde harici şirketlerden de destek alınabilir.
Kore hükümeti geçtiğimiz yıl ICO’ları yasaklamıştı ve bu yüzden ülkede token oluşturmak pek kolay bir iş değil. Kakao Mart ayında Blockchain teknolojisini araştırmaya başladığını duyurduğunda ülkedeki Mali Hizmetler Komisyonu’nun başkanı Choi JongKu, token satışlarının olumsuz yönlerini yeniden vurgulamıştı. Ama Kakao platformuna para toplamak için herhangi bir ICO süreci düzenlemek gibi bir niyeti olmadığını açıkça belirtti.