Küresel Dev IBM’den Bu Coin ve Tokenlar İçin Yeni Platform Duyurusu Geldi!
IBM, bankalar ve hükümetler için dijital varlıkları güvenli şekilde yönetmeyi sağlayacak yeni platformunu duyurdu.
Küresel teknoloji devi IBM, kurumsal müşterilerin dijital varlıklarını güvenli biçimde saklayıp yönetebilmesi için IBM Digital Asset Haven adını verdiği yeni platformunu tanıttı. Şirket, bu platformun bankalar, hükümetler ve büyük şirketlerin birden fazla blok zinciri üzerinde işlem yapmasına, saklama, yönlendirme ve takas işlemlerini gerçekleştirmesine olanak tanıyacağını açıkladı.
Platform, 40’tan fazla halka açık ve özel blok zincirini destekleyecek ve kimlik doğrulama ile kara para aklamayı önleme (AML) kontrolleri gibi uyumluluk araçlarını API’ler aracılığıyla sunacak. Yazılımın hizmet olarak sunulan versiyonunun (SaaS) bu yılın son çeyreğinde kullanıma açılması planlanırken, 2026’nın ikinci çeyreğinde kapsamın genişletilmesi hedefleniyor.
Finans devleri tokenizasyon yarışında
IBM’in bu adımı, giderek daha fazla finans kurumunun stablecoin ve tokenleştirilmiş varlıkları operasyonlarına entegre etme çabasının bir parçası olarak görülüyor. Şirket açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Tokenleştirilmiş varlıkların ve stablecoin’lerin benimsenmesi arttıkça, finans kurumlarının da dönüşmesi gerekecek.”
IBM Digital Asset Haven, kripto cüzdan altyapı şirketi Dfns ile birlikte geliştirildi. Dfns bugüne kadar kurumsal müşterileri için 15 milyondan fazla cüzdan oluşturdu. Yeni platform, IBM’in donanım tabanlı güvenlik sisteminiDfns’in saklama teknolojisiyle birleştirerek çoklu onay mekanizması, programlanabilir erişim kontrolü ve hibrit (bulut, yerel veya soğuk depolama) yapı seçenekleri sunacak.
Dfns CEO’su Clarisse Hagège, platformun yalnızca saklama değil, dijital varlık ekosisteminin tamamını yönetecek bir çözüm sunduğunu belirtti:
“Dijital varlıkların bankacılık ve sermaye piyasası sistemlerine entegre olabilmesi için altyapının geleneksel finans standartlarını karşılaması gerekiyor. IBM ile birlikte, dijital varlıkların pilot projelerden çıkıp küresel ölçekte kullanıma geçmesini sağlayacak bir sistem oluşturduk.”