Dünya’nın en büyük üçüncü kripto parası olan XRP’yi kontrol eden Ripple, şu anda kullandığı teknolojiyi geliştirmeyi hedefliyor.
San Francisco merkezli olan Ripple Çarşamba günü yaptığı duyuruda akran denetimiyle alakalı iki yeni white paper yayınladı. Yayınlanan white paperlardan biri XRP’nin uzlaşma algoritmasını biraz daha resmi bir dilde tasvir ederken diğeri kullanıcıların ağdaki işlemlerini onaylamalarını da sağlayan düğümlerin aralarındaki bağlantının çeşitliliğini geliştirmenin bir yolunu gösteriyor.
Aralarında Santander ve SBI gibi kurumların da bulunduğu yatırımcılara sahip olan Ripple’ın yaptığı bu hamle şirketin XRP’yi destekleyen altyapıyı geliştirmek istediğini gösteriyor.
XRP şu anda kripto para piyasasında en çok talep edilen koinlerden biri olsa da gelişim aşamasından bakarsak diyebiliriz ki XRP, Bitcoin ve Ether gibi koinlere kıyasla biraz daha yavaş ilerliyor.
Ripple’ın CTO’su olan Stefan Thomas yayınlanan bu white paperların, şirketin araştırma kolu ile akademik kesim arasındaki ilişkiyi sıkılaştıracaklarını düşünüyor. Kısaca söylemek gerekirse Ripple, araştırmacıların Ripple’ın kullandığı teknolojiyi daha kolay takip edebilmelerini ve böylece daha kolay şekilde katkıda bulunabilmelerini istiyor.
Thomas verdiği röportajda yayınlanan white paperların ağın altında yatan teknolojiyi geliştirmek için faydalı olabileceklerini söyledi. Thomas:
“İlk kez akran denetimli akademik makaleler yayınlıyoruz. Bunlar tabii ki gelecekteki araştırmaların kapısını açıyor. Bundan sonra akademiyle çok daha fazla etkileşim kurmayı bekliyorum.”
Ripple’ın kullandığı açık kaynak platformuyla ilgili çok güncel belgelere ulaşamıyoruz ve şirketin yayınladığı bu white paperlar Ripple’ın altında yatan teknolojiyi anlamak için gerçekten de faydalı olabilirler. Ripple bundan önce de -daha sonradan Ripple Consensus Ledger olarak anılan- XRP Ledger’i detaylıca tanıtan yayınlar yapmıştı ancak bu konudaki en güncel yazı 2014’ten kalma.
Savunma Odaklı
Thomas’a göre yayınlanan bu white paperların ortak bir teması var: güvenlik. Thomas:
“Burada yapmak istediğimiz şey muhtemel olmayan bazı saldırı senaryolarına karşı birkaç savunma eklemek. [Yazılarda] basitçe, ağın bütününü tam anlamıyla manipüle edemeyeceğiniz söyleniyor.”
Buradaki önemli kısım “muhtemel olmayan” kısmı. Thomas’a göre söz konusu saldırı senaryoları eğer saldıran taraf bir devlet değilse -mesela ABD hükûmeti gibi- pek olası değiller. Bu saldırıların yapılabilmesi için saldırı yapacak tarafın yeteri kadar paraya ve teknolojik kaynağa sahip olması gerekiyor. Thomas bu konudan pek endişelenmiyor olsa da Ripple’ın bu gibi senaryolara karşı yine de bir savunma geliştirmesi gerektiğini düşünüyor. “Çok temkinliyiz” diyen Thomas, Ripple ekibinin “en iyi güvenliği istediğini” de belirtti.
“XRP Ana Defterindeki Uzlaşma Protokolünün Analizi” adıyla yayınlanan ilk yazıya şirketin 2014’te yayınladığı yazının gelişmiş ve güncellenmiş hali diyebiliriz. Bu yazıda ağda gerçekleşmesi gereken şeyin gerçekleşeceğine dair resmi ve matematiksel bir kanıt sunuluyor. Yazı aslında iki temel noktaya değiniyor: ağın birbiriyle rekabet halinde olan iki farklı ağa bölünmeyeceğine yani bir fork olmayacağına dair “güvence” ve ağın takılmayıp, ağdaki işlemleri işlemeye devam edebilmesini sağlayacak olan “canlılık”.
Yayınlanan ikinci yazıya göre ise XRP’nin bundan önceki planlarının, daha zengin onaylayıcıları destekleyebilen bir algoritma ile geliştirilmesi planlanıyor.
XRP’yi bir nevi oy sistemi olarak düşünebilirsiniz. Bu sistem içerisinde bulunan ve Ripple’ın işlem geçmişini depolayan her bir düğüm, ağ üzerinde gerçekleşecek bir sonraki şeyin ne olacağına yönelik oy hakkına sahip oluyor. Buna yardımcı olmak için de Ripple üzerindeki her bir düğüm “Eşsiz Düğüm Listesi” adlı bir şey taşıyor. Her düğümde bulunan bu listede, Ripple ağı üzerindeki meşru düğümler sıralanıyor.
Yazıda savunulan argümana göre de eğer düğümlerin bağlantı kurdukları diğer düğümlerin çeşitlilikleri artarsa bu durum Ripple ağının uzun vadede merkezsizlik ve esneklik açılarından gelişmesine katkıda bulunur.
Yayınlanan iki yazıda da dağıtılmış sistemlere ciddi boyutta odaklanılıyor. Bu sistemler biraz daha teorik oldukları için Thomas’a göre bunların ağ üzerinde bir etki yaratmaları biraz daha uzun vadeli olacak.
“Bunlar kullanıcıların XRP’yi nasıl kullandıklarını şu anda etkilemeyecek. Kullanıcılar hiçbir aksaklık ya da herhangi bir şey yaşamayacaklar.”
Bir Adım Geride
Belirtildiği üzere bu yazılar Ripple’ın sistemi hakkında 2014 yılından bu yana yayınlanmış ilk yazılar ve oldukça önemliler. Bu yazılar sayesinde XRP ağının şu anki hali daha iyi anlaşılabildiği gibi ağın gelecekte ne gibi bir sisteme evrileceği hakkında ipucu da bulunabiliyor. Bu yazılar Ripple ile XRP arasındaki bir öyle bir böyle denilebilecek ilişkiyi yatıştırırlar mı bilinmez. Bunun yanında Ripple’ın kullandığı teknolojiden en başından beri şüphelenen bir kesim de var ve bu kesimin yönelttiği eleştirilerin miktarı ve sıklığı XRP büyüdükçe artıyor.
Bu eleştirileri yöneltenler genelde Bitcoin ve Ethereum gibi diğer Blockchain’lerin destekçileri oluyorlar ve “merkezsiz” olma özelliğini Ripple’dan başka yerlerde arıyorlar. Bazı kişiler Ripple’ın günümüzdeki küresel finans teknolojisi göz önünde bulundurulunca aslında “hiçbir anlamı olmadığını” dahi iddia ediyorlar.
Ancak Thomas bu gibi eleştirilerden pek etkileniyor gibi görünmüyor.
Thomas yaptığı açıklamalarda bu eleştirilerin pek derin olmadığını söyledi. Thomas aynı zamanda kullanılan bu teknolojinin yapısı gereği gelişebileceğini ve piyasa ihtiyaçlarına tepki verebileceğini belirtti. Thomas:
“Eleştirmenler hep bir adım gerideler. Ben Ripple’a başladığımda türlü türlü şey olmuyordu. Ripple açık-kaynak değildi, onaylayıcımız yoktu ama Ripple zaman içinde büyüdü ve tüm bu şeyleri başarabilir hale geldik.”
Bu açıdan baktığımızda diyebiliriz ki bu yazıların yayınlanmaları da aslında piyasa ihtiyacına cevap vermenin farklı bir yolu. Çünkü bu yazılar aracılığıyla Ripple’ın SWIFT gibi sistemlere bir alternatif sunup sunmadığı, Ripple’ın kripto parasının güvenli olup olmadığına dair sorulara cevap bulunabiliyor.
Son olarak şunu da belirtelim. Ripple aslında “merkezi” olmakla sıkça suçlanıyor. Thomas, onaylama sisteminin merkeziyetini engellemenin de planlar arasında olduğunu ve Ripple’ın gelecekte Bitcoin’den “çok daha merkezsiz” olacağını iddia etti.