Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Röportaj #4: Altuğ Öztürk, Koin Bülteni’ne Konuştu!

Röportaj serimiz devam ediyor. Altuğ Öztürk, Koin Bülteni’ne konuştu. KryptEd projesinden, doların hakimiyetine; ICO süreci boyunca yaşadıkları zorluklardan diğer tüm merak edilenlere kadar birçok şeyi cevapladığı için Sn. Öztürk’e KB ailesi olarak teşekkür ediyoruz. Siz değerli takipçilerimize de keyifli okumalar dileriz.

Koin Bülteni: Altuğ Bey, öncelikle teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Kripto para geçmişiniz nasıl başladı?

Rica ederim, bu röportaj için asıl ben teşekkür ederim.
Kripto para ile tanışmam Molde’de yüksek lisans’a başladığım ilk dönemde oldu. Norveçte kış ayları soğuk ve karanlık geçer, bu sebeple insanlar pek evlerinden çıkmazlar. Böyle olunca bende 15 metrekarelik odamda sıkıntıdan araştırmalar yaparken youtube’da Alp’in videoları ile karşılaştım. Hemen Alp’e mesaj attım, bir ton soru sordum oda cevapladı sağolsun. İlk Bitcoin’imi 500 euro civarlarında aldım.

KB: KryptEd ile ilgili konuşmak istiyoruz. ICO süreci nasıl geçti, ne durumdasınız?

ICO sürecine henüz girmedik. Sadece Ovis üzerinden bir pre-ico yaptık. ICO yapmayı düşünüyoruz ancak diğer alternatifleride es geçmek istemiyoruz. Tokenlarımızı alan ve eğitimlerimizden faydalanmak isteyen herkesi mutlu etmek istiyoruz. Bu yüzden ince eleyip, sıkı dokuyoruz.

KB: Nasıl zorluklar ile karşılaştınız ICO süreciniz boyunca

Açıkcası en büyük zorluk küresel piyasaya girmek diyebilirim. Küresel olarak tanınmak için çok yüklü miktarda Bitcoin veya Ether harcamak zorundasınız. ICO sitelerinde analiz edilmek, puanlanmak için bile onlarca Ether ödemek zorundasınız.
Facebook, Mailchimp gibi siteler zaten reklama izin vermiyor. Bu sebeple alternatif yollara başvurup, farklı stratejiler üretmek zorundasınız.
Ayrıca kurumsal yatırımcı kitleside ICO konseptinden pek hoşlanmıyor. Bunun sebebini yasal olarak hiç bir tanımı olmaması olarak düşünüyorum. Tabi durum böyle olunca çok detaylı plan yapıp, KryptEd’ın stratejini ona göre belirlemek durumunda kaldık. Birde tabi piyasalar çöküşe geçtiği için herşey 10 kat daha zorlaştı diyebilirim.

KB: ICO yapmak için yola çıkmaya düşünen ya da bu işi kafasının bir kenarına yazmış birine neler önerirsiniz?
En önemlisi vizyon sanırım. Bir vizyon belirleyip, bu vizyonu paylaşan kişiler ile beraber bir ekip kurup saatlerce, günlerce  hatta aylarca toplantılar yapmaları gerekecek.
Kesinlikle olabildiğince çok mentor veya bilirkişi ile görüşmelerini öneririm. Herkesi dinlemelerini ama kimseye tam anlamıyla inanmamaları gerekli. Toplanılan bir çok nasihatı kağıda döküp, hepsini bir biri ile karşılaştırıp, noktaları birleştirmeleri çok önemli.
KryptEd başladığından beri 4 kez pivot etti, herkesin dediğine evet deseydik belki 15 kez pivot edebilirdi ancak vizyona uyan bir şekilde noktaları birleştirince proje gerçekten doğru yola giriyor.
ICO’ları bir start-up gibi görmek ve bu start-up’ın aslında yaşayan bir marka olduğunu hayal etmek lazım. Bu yaşayan markanın gelişebilmesi ve büyüyebilmesi için en doğru adımları atmak gerekli. Bunun içinde çok okumak, çok dinlemek ve çokça çalışmak gerekli.

Birde unutmadan, kesinlikle global başlamak lazım.

KB: Son dönemdeki döviz, ekonomi vs. süreçleri malum. Türk olarak böyle bir işe girişmenin size bir ekstra zorluğu oldu mu?

Tabii ki, ülke olarak korkunç bir dönemden daha geçiyoruz. Bu dönemde yatırımlar azalıyor, şirketler batıyor, insanlar para harcayamaz hale geliyor ve daha çekingen oluyor. Doğal olarak yaşatıp büyütmeye çalıştığımız bu markanın daha yavaş hareket etmesine sebep oluyor. Özellikle global arenada gücümüz çok düşüyor. Yurt dışında bir konferans’a gidebilmek veya bir reklam kampanyası başlatmanın masrafları bile kat ve kat artıyor. Zaten henüz KryptEd’ın kazandığı bir para yok, olan yine bizim kurucular olarak koyduğumuz sermayeye oluyor.

KB: Bu zorlukları nasıl aştınız?

Zorlukları henüz aşamadık. Haftada 20 toplantıya girdiğimiz, 18 saat çalıştığımız zamanlar çok oluyor. Tek yapmamız gereken daha çok çalışıp, hiç bir zorluğa boyun eğmeden hedeflerimize ulaşmak için çabalamak. Stratejimiz belli, sadece arada taktikler değişiyor bu da start-up olmanın doğasında var.

KB: Blockchain teknolojisi deyim yerindeyse ‘gümbür gümbür geliyor’ Siz bu teknolojinin gelecekte nerelere geleceğini ve neleri değiştireceğini düşünüyorsunuz?

Açıkcası ben bu teknolojinin hayatlarımızda çok büyük etki ile hissedileceğini düşünmüyorum. Bu değişim biraz yavaş olacak. Kripto paraların inanılmaz yükselişi bu teknolojiyi buzz word haline getirdi ve bir çok blockchain şirketi topladıkları fonlarla daha hızlı büyümeye gidebildi.
Önümüzdeki 5-10 yıl içinde kurumların çoğu bu teknolojiyi kullanacak ve biz bunun farkına bile varmayacağınız diye düşünüyorum.

KB: ETF ertelenmesi malum. Sizce nasıl bir karar çıkacak ve yıl sonuna kadar piyasaları nasıl görüyorsunuz?

ETF kararı geçen senede piyasaları çok dalgalandırmıştı. ETF’in onaylanması halinde yatırımını geride tutan bir çok zengin Bitcoin’e güvenini arttıracak ve portfolyolarında çeşitlendirmeye gitmek amacıyla Bitcoin alacaktır diye düşünüyorum. Bu bahsettiğim zenginlerin portfolyolarının %1’i bile Bitcoin veya Ether olsa piyasaya çok büyük hareket getirecektir.
Yıl sonuna kadar piyasalar yukarı doğru hareket etmeye başlamalı. Artık insanlar illallah etti, bu sürdürülebilir bir durum değil. Umarım market capler artmaya en kısa zamanda başlar. =)

KB: Son dönemde yaşanan ekonomik sıkıntılar birçok ülkeyi kripto para konusuna itmişe benziyor. Nitekim ülkemizde de bu yönde bazı açıklamalar var. Siz ne düşünüyorsunuz? Gerçekten dolar hakimiyietini kripto paralar kırabilirler mi?

Doların hakimiyetini sadece kripto paralar kırabilir diye düşünüyorum. Tabii ki bu demek değil ki her ülke kendi kripto parasını çıkartsın. Türkiye 2 sene önce hazineye Bitcoin alıp tutsaydı, şimdi biz diğer ülkelere kredi veriyor olabilirdik…

KB: Sektörü Türkiye’de geliştirmek ve daha fazla ICO çıkarmak için neler yapılabilir?

Türkiye doğru yasalar ve düzenlemelerle ICO’ların ülkemizden çıkması için bir merkez haline getirilebilir. Aynı Malta’nın yaptığı gibi aslında. Artık paramızın değeride çok düştü, yabancı şirketler için Türkiye’de ofis kurmak ekonomik açıdan çok cazip hale geldi. Doğru bir strateji ile gelecekte yapılmak istenen ICO’ların ülkemizde destekleneceği ve güvende olacağını garanti edebilirsek eminim ki bir çok start-up buralara gelecektir. Hali hazırda işleyen şirketlerde cesaret alıp, ICO stratejisi hazırlayarak küresel kitle fonlaması yaparak kendilerini sadece VC’lerin ağzına bakmaktan biraz olsun kurtarabilirler. Sonuçta ülkenin ihracata ihtiyacı var ve bunu yapabilmek için öncelikle üretebilmesi lazım. Üretebilmek için erken aşama şirketlerin desteklenmesi ve gelişmesi gerekli. Bu destek yaratıcılığı köretlmeyecek şekilde olmalı, yani aslında ar-ge için çok büyük bütçeler lazım. Bu bütçelere ancak ICO yaparak erişebilirsiniz. Çünkü VC’ler 1 koyup 10 alma peşinde…

KB: Koin Bülteni okuyucularına neler söylemek istersiniz?

KB okuyucularına bu röportajı okudukları için çok teşekkür ederim. Blok zinciri ve kripto paralara ilgilerini kaybetmesinler ama sadece bu alanda da kalmasınlar. Farklı teknolojilerde gümbür gümbür geliyor ve bu teknolojilerde en az blockchain kadar önemli, hatta neredeyse birbirleriyle bağlantılı.
Mesela: Dronelar, yapay zeka, IOT, 3D yazıcı, sanal gerçeklilik gibi…
Sevgiler!

Tüm gelişmelerden ve paylaşımlardan haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Leave a comment