Kaçınılmaz Ekonomik Kriz, Bitcoin’in Zirve Yapmasına Mı Yol Açacak?
GÖRÜŞ: 2008 yılının ekonomik krizi, çok farklı sebeplerle ortaya çıkmış olsa bile, hala Wall Street çalışanlarının ve kripto para dünyasındakilerin aklında tazeliğini korumakta. Wall Street hala bu krizin etkilerinden kurtulmaya çalışırken, kripto para topluluğunun dolaylı yoldan var olmasının sebeplerinden birisi de bu.
Yaşanan ekonomik kriz sonrası bir çok kişi büyük bankalara ve Wall Street’e güvenmek yerine gücü kendi ellerine alabilecekleri bir alternatif aradılar ve o esnada ortaya çıkan Bitcoin tam olarak bunu sağlıyordu. Bu teknoloji işlerin yapılış yöntemini değiştirip, paranın gücünü tekrardan ona sahip olan insanlara vermeyi amaçlıyordu. 2008 yılının ünlü mortgage ile başlayan krizinin en büyük etkisi Federal Rezervin ötesinde bir şeyler arama isteği oldu ve devasa başka bir endüstri oluştu: kripto para endüstrisi.
Federal Rezerv
Federal Rezerv ABD‘nin merkez bankası olarak işlem görmekte ve diğer bir çok şeyin yanı sıra, bankalara uygulanacak olan uzun vadeli faiz oranlarını da belirleyen bir kurum. Ekonomistler tarafından bu kurum, 2008 yılında ABD’de yaşanan düşüşün ana faktörü olarak vurgulanmakta.
Fed tarafından sunulan düşük faiz oranları, %1 gibi oranlardan söz ediyoruz, yatırımcıları kolayca paraya dönüştürülemeyen varlıklara yatırım yapmaya itti. Bir çok kişi, bu yeni ortaya çıkan düşük faiz oranları nedeniyle bankalarda para tutmayı artık ”yatırımsal olmayan” bir durum olarak görmeye başladı ve bu da bankalarda para tutma oranında baya bir düşüş yaşattı. E tabi ki bu kadar paranın gitmesi gereken bir yer illa ki olmalı. Çoğu yatırımcı parasını hisse senetlerine, ama daha da önemlisi evlere ve emlak sektörüne boca etti. Bankalar buna adeta üşüştü ve Glass Steagall yasasının da kaldırılmasından sonra emlak sektörüne üzerine yüksek faizli mortgage kredisi vermeye başladı.
Emlak sektöründe oluşan patlamadan sonra, arz talebi geçmeye başladı ve özellikle en büyük Wall Street yatırım bankalarından Lehman Brothers‘ın elinde 600 milyar dolarlık varlık varken iflasını açıklaması sonrası her şey çorap söküğü gibi gelmeye başladı ve ABD tarihindeki en büyük krizlerden birisine girmiş oldu.
Son 10 yıl içinde bir sürü şey değişmiş olsa da, güven gerektirmeyen merkeziyetsiz bir kripto para birimi olan Bitcoin’in gelişi bu on yıllık süredeki en büyük değişimlerden birisi olarak kendini ekonomi tarihine kazıdı. Sadece ağın içerisindeki insanların kontrol edebildiği bir sistem sunan Bitcoin için, mali kriz sonrası ortaya çıkan kurumsallık karşıtı anarşi döneminde üretildi diyebiliriz.
Günümüzde, Bitcoin iyi bir tasarruf aracı arayan kişiler için en popüler seçeneklerden birisi haline geldi. Piyasa ciddi bir volatilite içerse de, Bitcoin’in ileride bir gün aynı altın gibi bir tasarruf ve yatırım aracı haline geleceğine inananlar var.
Düzenleyici Kesinlik:
Şu an için hala düzenleyici bir kesinlik olmasa da, kripto para birimlerinin türevleri adından söz ettirmeye başladı bile. Geçen yılın sonlarında tekli edilen Vadeli işlem sözleşmeleri ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu tarafından kabul edilmişti ve bu yıl tekrardan başvurulan Bitcoin Borsa Yatırım Fonunun (ETF) da kabul edileceğini dair çok fazla bilgi ve görüş var.
Şu an piyasada bir takım düzenleyici eksiklik yaşanıyor gibi gözükse de, önemli kurumsal Wall Street oyuncular şimdiden piyasaya dahil olmaya başladı bile. Bu büyük isimlerin arasında Goldman Sachs, JPMorgan Chase ve BlackRock gibi devasa firmalar bulunuyor. Bu gibi firmaların sektörü giriş yapması, Bitcoin’in sıradaki en likit varlık olacağının bir işareti aslında. Federal Rezervin sunduğu %1.95’lik faiz oranı ile insanları daha kazançlı yatırım fırsatı bulmaya itmesi, şu an kripto para sektöründekiler için bir avantaj.
Bitcoin’i düzenleme konusunda yeniden organize etmeye yönelik bir çaba henüz olmadı ancak bazı şeylerin düzenlemesi hakkında kesinlik getirileceği konusunda bazı dedikodular dolaşmıyor değil. Bitcoin bir para birimi olarak sahip olduğu duruştan dolayı bir menkul kıymet olarak ilan edilme riskine sahip olmasa da, volatilite şu an düzenleyicilerin bir türev onayı verirken baktıkları önemli kriterlerden birisi olarak duruyor.
Buna ek olarak şu sıralar Shadow Banking sektörü de çok fazla kripto para hedge fonu ve yatırım firması ile kripto para sektörüne giriş yapmış durumda. Gölge bankacılık (shadow banking), geleneksel bankacılık sistemi ile ilişkili olmasına karşın geleneksel bankacılık sisteminde olduğu gibi yasal açıdan denetlenmeyen veya kısmen daha az denetime tabi olan ve ticari bankalar gibi hizmet veren bankacılık sistemidir.
Gölge bankacılığı, bilinen geleneksel bankacılıkta olduğu gibi mevduat kabul etmez, tüketici kredisi, kredi kartı gibi bireysel bankacılık ürünlerini sunmaz. Gölge bankacılığının uğraş alanı hedge fonlar, türev araçlar, para piyasası fonları, repo piyasasıdır. Bazı araştırmalarda 2017 yılının son çeyreğinde başlamış olan 150 ye yakın hedge fonu olduğu belirtilmekte.
2008 yılındaki ekonomik krizin ana nedeni mortgage için verilen yüksek faizli krediler iken, bu faktör piyasayı günümüzde aynı etkide sarsamayacaktır. Bunun temel nedeni 2011 yılında yasalaşmış olan ve bu gibi durumlara daha sıkı denetlemeyi hedefleyen düzenleyici bir reform. O zaman asıl soru akla geliyor, şu sıra eli kulağında olan mali krizin tetikleyici faktörü ne?
Önümüzdeki Mali Krizin Tetikleyicisi
Cevap Beyaz Sarayın içinde saklı. Amerika Birleşik Devletlerinin 45. Başkanı Donald J. Trump Jr., bu ekonomik krizin asıl etkeni olabilir. Trump’ın Federal Rezerv ile ilgili yapmak istediği çok fazla değişiklik var ve bunlardan bir tanesi Fed tarafından sunulan uzun vadeli planlamaya karşıt olarak kısa vadeli politik hedefleri gereği faiz oranlarını değiştirmek olabilir.
Federal Rezervin Trump’ karşı zafer elde etmesi için 7 üyeye ihtiyacı var ve şu an sadece 3 tanesine sahip. Bunlardan 2 tanesi direkt olarak Başkan tarafından atandı ve Trump tarafından aday gösterilen iki tanesinin daha Senato’dan yakın zamanda onay alması bekleniyor. Eğer bu onay gerçekleşirse, iki üye daha bu sürece dahil olabilecek. Bu da Federal Rezerv kurulundaki 7 kişiden 6 sının direkt olarak Trump tarafından atanmış olması anlamına geliyor ve bu da Trump’ın ele geçirdiği kurumlar listesine dahil oluyor.
Başkanın faiz konusundaki düşünceleri gayet açık- oranlar aşağıya düşmeli. Bu da insanların paralarını bankalarda tutması için yeterince teşvik olmayacağı anlamına geliyor ve buna bağlı olarak halk, parasını başka yatırımsal araçlara yatırmak isteyecek. İnsanlar düşük faiz oranları yüzünden daha fazla ticari risk alacak ve bazıları batarken bazıları çıkacak. İşte tam olarak bu durum, 2008 yılındaki krizi tetikleyen temel etmendi.
Önümüzdeki mali krizi tetikleyebilecek kadar güçlü bir kaç tane etmen daha var. Bunlardan en büyüğü kredi kartları yüzünden oluşan kişisel borç olurken, yüksek faizli araba kredisi, mali kurumları tamamen satın alma için kullanılan krediler (doğan holding gibi), ve genel kurumsal borçlar da bu sektöre girmekte. Dahası, öğrencilere eğitim ve öğrenim adı altında verilen kredilerin oranı ABD içerisinde 1.3 trilyon dolara kadar çıkmakta.
ABD dolarının enflasyonu direkt olarak Bitcoin’e yansıyacak. Olumlu şekilde tabii ki. Bitcoin şu an düzenleyicilerin en çok odaklandıkları kripto para birimi ve bu sebeple düzenleyici destek almaya en yakın kripto para birimi de yine o.
Düzenleyiciler genel oalrak kripto para piyasasındaki volatiliteye odaklanmış durumda. Ancak bu konuda kurumsal yatırımcılar için şimdiden güvenli yatırım alternatifleri ve daha düşük volatilite imkanı sunan para yatırma hizmetleri kripto para sektörüne giriş yaptı bile. Bunlardan bir tanesi olarak Coinbase Custody’i örnek gösterebiliriz. Önümüzdeki günlerde ETF’nin onaylanması, kurumsal yatırımcıların piyasaya girişini iyice arttırmaya yol açabilir. Tokenleştirilmiş menkul kıymetler de şu an üzerinde çalışılan konulardan birisi ve bunların temel parite eşinin, piyasadaki hakimiyeti sayesinde Bitcoin olması düşünülüyor.
Şu sıralar merkezi sistemlerde iyice kaybedilen güven faktörü yerini, güven gerektirmeyen, merkeziyetsiz ve deflasyonel bir sektöre bırakacak, bırakmak zorunda. Bitcoin bu konuda gökten indirilmiş mucizevi bir çare olmasa da, BTC’nin değeri olası bir mali kriz durumunda sektöre ışık tutacaktır.
İşin sonunda, Bitcoin’i ta aya kadar götürecek olan ivme, önümüzdeki günlerde yaşanacak olan ekonomik kriz olacaktır.