Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Bitcoin Hakkında Muhtemelen Duyduğunuz 6 Efsane ve Onların Doğruları

Bir şeyi kabul edelim ki, Bitcoin ve kripto paralar yoğun bir medya baskısı ile karşı karşıyalar. Bu yüzdendir ki, Bitcoin’i destekleyen ve onu öne çıkaran argümanlar, genelde o eleştri ve negatiflik kalabalığında kaybolup gidiyor. Gelin, bu yazımızda Bitcoin’e karşı yapılan ‘klasik’ atakları ele alalım. İşte karşınızda, Bitcoin ile alakalı sürekli duyduğunuz 6 yanlış eleştri ya da ‘efsane’ ve ona verilen cevaplar…

1-) Bitcoin Fiyatı Çok Çok Yüksek

En yüksek seviyeye çıktığı günlerin yaklaşık 4 ay sonrasında, şu anda 8 bin dolar seviyesinden işlem gören Bitcoin, o günden bu yana değerinin yüzde 60’ını kaybetti. Bu durum yeni yatırımcıların gözünü korkutuyor. 2017’nin ortasından beri Bitcoin’in gazetelerde ve ana akım medyada yer alma sıklığında yoğun bir artış yaşansa da, yine de birçok kişi nasıl Bitcoin alacağı konusunda bir fikre sahip değil. Eğer siz de onlardan biriyseniz, buyrun kısaca işin nasıl işlediğine göz atalım:

Öncelikle yatırım yapmak için illa 1 veya daha fazla Bitcoin almak zorunda değilsiniz. Her altın aldığınızda tam altın almak zorunda olmadığınız gibi. Bir Bitcoin’in fiyatının çeşitli oranlarında paralar yatırarak, istediğiniz miktarda Bitcoin alabilirsiniz. Bir Bitcoin 100 milyon Satoshi’ye (Bitcoin’in en küçük değer birimi) bölünmüştür ve yatırımınızı bunun üzerinden de hesaplayabilirsiniz.

Şimdi tekrar fiyat kısmına dönelim. Dünyada 7 milyar insanın yaşadığını düşünelim ve toplam Bitcoin miktarının 21 milyon ile sınırlı olduğunu bilgisini bir kez daha verelim. Yani 21 milyon Bitcoin’i, bir Bitcoin’in ederi olan 100 milyon Satoshi ile çarpıp; bu rakamı dünya nüfusuna bölersek, şu sonuç karşımıza çıkıyor: Kişi başına 300 bin Satoshi yani 0.003 Bitcoin  düşüyor. Elbette, Bitcoin’in ilk çıktığı dönemlerdeki bilinçsizlik, bazı hackler ve diğer olaylar sebebiyle de, yaklaşık 3 ila 4 milyon adet Bitcoin’in ortadan kaybolduğu da araştırmalarda sıkça bize verilen bilgilerden. Bu da şu demek oluyor ki aslında kişi başına düşen Bitcoin miktarı daha da az.

İşte bu durum 2017’nin sonuna doğru kripto para piyasasında yaşanan çılgın rallide, ciddi zararlar yaşanmasına yol açtı. Bir koinin fiyatını belirleyen önemli parametrelerden biri olan dolaşımdaki toplam miktarına bakmadan yatırım yapan birçok kişi, ucuz sandığı koinlerden ciddi zarar etti. Nasıl ki normal ederinin çok çok yüksek katlarına çıkan koinlerin o çıkışı anlamsızsa, koinin piyasadaki toplam miktarına bakmadan yatırım yapan kişilerin kaybetmesi ise, bir o kadar anlamlıydı.

Elbette piyasada her zaman için Bitcoin sayısından daha fazla milyoner olacağını da göz önünde bulundurmak lazım çünkü para kazandıran tek şey Bitcoin değil. Şu rakamlar ile de durumu bir kez daha anlatalım: Bitcoin’in toplam işlem hacmi 120 milyar dolar iken, Amerikan dolarında bu rakam 14 trilyon dolar. Altına baktığımızda ise, tarihte çıkarılan tüm altınların miktarının 8 trilyon dolar olduğunu görüyoruz. Yani, 7 bin dolarlık bir Bitcoin’i ele aldığımızda 1 Satoshi’nin 0.007 sent olduğunu görüyoruz ki bu da, herkesin yapabileceği bir yatırım.

2-) Bitcoin’deki Fiyat Değişimleri, Yatırım Yapmak İçin Çok Keskin

Elbette Bitcoin’deki fiyatların gayet stabil gittiğini söylemek abesle iştigal olur ancak bu durum; aslında o kadar da kötü bir şey değil. İnsanlık tarihinden bu yana belki de ilk kez bir para, tam anlamıyla şifrelenmiş, hiçbir merkez bankası desteğini arkasına almadan ve tamamen güvenli, merkezsiz ve fiziksel bir ürün olmadan sahneye çıkıyor. Yani demek istediğimiz şu; böylesi devrim özelliklerini taşıyan bir ürünün dengeli olma şansı, zaten neredeyse imkansız. Elbette ki gelecekte bu denli fiyat oynaklıkları olmayacaktır. Bitcoin, yatırımcısını buldukça ve tanıdıkça yavaş yavaş fiyatta sabitlenecektir.

Gerçekten kripto para sektörü, yatırım için riskli ve spekülasyona açık. Bir kere yatırım yapmayı düşünen her kimsenin bunu aklına yazması gerekiyor. İşte o sebeple, bir kez de bu yazı aracılığı ile söylemeyi borç biliyoruz: Lütfen, yatırımınızın geri dönüşü almayı umduğunuz süre boyunca (diyelim 5 sene, 3 ay, ya da 10 yıl) ihtiyacınız olabilecek bir para ile yatırım yapmayın. Kaybetmeyi göze alabileceğiniz miktarlar ile yatırım yapın. Eğer vaktiniz varsa, hiçbir zaman satma baskısı hissetmeyecek ve tüm bu zor koşullarda daha kolay ayakta kalacak, psikolojinizi de koruyacaksınız.

3-) Bitcoin Çevre İçin Bir Felaket

Bitcoin, ilk olarak 2009 yılında Satoshi Nakomoto tarafından madencilik ile çıkarılmaya başlandığında, bir bloğun madencilikle çıkarılması ortalama bir laptop ile 10 dakika sürüyordu. Ancak popülarite, rekabet ve fiyat arttıkça, işler daha da zorlaşmaya başladı. İşte bu sebeple, Bitcoin madenciliği şu an için ciddi enerji tüketiyor.

Madenciler, dünyanın dört bir yanında adeta bir göçebe kavim gibi başlarını sokabilecekleri soğuk bir yuva ararken, bu işi yapabilecekleri ekran kartlarına milyonlarca hatta milyarlarca dolar para yatırıyorlar. Durum aslında gayet mantıklı, çünkü Bitcoin çok değerli bir ürün. Bitcoin değer kazandıkça da madenciler doğal olarak yatırım yapmaya devam edecekler.

Ancak tabi ki bu madencilik faaliyeti ciddi miktarda elektrik tüketimini beraberinde getiriyor. Bu da, halk arasında ve hükümetlerce yoğun bir eleştri bombardımanına tutuluyor. İşte bu sebeple de, yukarıda belirttiğimiz madenciler ucuz elektriğin olduğu ve soğuk yerlere gitmek için adeta birbirleri ile yarışıyorlar. Elektrik ucuzluğu da belli parametrelere bağlı onlar da şu ki, o ülkenin fazla elektrik ihtiyacı olmamalı ve yenilenebilir kaynaklara sahip olmalı. Yani böylesi ülkelerde madencilik yapmak, çok da çevre katliamı yaratmıyor.

Bir Bitcoin’in fiyatının 7 bin dolar bandında gezdiği şu günlerde, Bitcoin ağının ortalama elektrik masrafı yıllık 4.6 milyar dolar. Ancak bu ücret, hacklenmesi imkansız bir sistem olan Blockchain gibi eşsiz ve devrim niteliğinde bir teknoloji için, gayet de ideal bir fiyat.

Bitcoin madenciliği gerek çevreciler, gerek basın gerekse de hükümetler için bir eleştri konusu olsa da, itibari para birimlerinin de masum olduğunu kimse söyleyemez. Birçok kaynak, bu paraların takibini yapacak veri merkezlerinin inşası, bunların takibi, bankaların kullandığı elektrik miktarı ve para basarken harcanan enerji için kullanılıyor ve bu liste arttırabilir. Örneğin Amerika, sırf dolar basabilmek için yılda 700 milyon dolar harcıyor. Bitcoin’i burada kolaylıkla hedefe oturtan şey, çevreye zararından ziyade rakamların şeffaf bir şekilde hesaplanabilir oluşu.

4-) Toplam Bitcoin’in Yüzde 40’ı Sadece Bin Kişinin Elinde

Buyrun bir efsane daha. İşin gerçeği, bu durum tamamen bir spekülasyon. Şu aşamada bildiğimiz tek şey, yaklaşık 24 milyon adet Bitcoin cüzdanı olduğu. Ancak elbette bir kişinin yüzlerce hatta binlerce farklı Bitcoin cüzdanı olabilir veya bir cüzdanda 100’lerce Bitcoin saklanabilir. İşte bu sebeple, Bitcoin zenginlerini tahmin etmek, hiç ama hiç kolay değil.

Yine de, bu işe kafayı taktıysanız şu bilgileri de vermekte fayda var. Şu ana kadar en fazla Bitcoin tuttuğu belirtilen cüzdanlar Bitfinex ve Bittrex’te çevrim dışı olarak kalmaya devam ediyor. Bazıları, hemen bu iki cüzdanın sahibinin birer trilyoner olduğunu düşünebilir ancak işin aslı öyle değil. O cüzdanlarda bulunan Bitcoin’ler o sitede işlem yapan yüzlerce, binlerce hatta milyonlarca kullanıcının. Örneğin tek başına Coinbase’de 10 milyon üye bulunuyor. Eğer Bitcoinlerinizi tutması için bir borsaya güveniyorsanız -ki kesinlikle güvenmemelisiniz- borsa size spesifik olarak bir cüzdan oluşturmuyor. Sadece bir başka cüzdandan Bitcoin’i, size aktarıyor.

Yine aynı zamanda çoğu cüzdan her yeni ödeme için yeni bir adres yaratıyor. Bu şu demek: Diyelim bir kişi 5 ayrı zamanda 0.2 Bitcoin’lik ödemeler aldı. Bu durumda, 5 farklı adreste 0.2 Bitcoin görünecektir ve o 5 ayrı adresin aynı kişiye ait olduğunu bilmek, siz de takdir edersiniz ki imkansızdır. İşte Bitcoin’i elinde tutun güçler var söylemi, bu şekilde bilimsel olarak taca çıkıyor. Elbette ki bunun bir spekülasyon olduğunu söylemekte yarar var neticede bu gerçek de olabilir ancak; bunun için elimizde kesin kanıt yok ve hiçbir zaman da olmayacak.

5-) Bitcoin Uyuşturucu Almak ve Kara Para Aklamak İçin Kullanılıyor

Bitcoin’de her bir para transferi halka açıktır, yani yasa dışı bir iş yapmak isteyen birileri için bu durum; pek de ideal değil. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan iki istatistik araştırma raporundan biri, kurulduğu günden bu yana yapılan Bitcoin para transferlerinin sadece yüzde 1’inin kara para aklama ile alakalı olduğunu belirtirken, bir diğeri de, aynı günlerde yayınlanmasına rağmen, bu rakamı yüzde 44 olarak verdi. Yani, bu konuda bir fikir birliği olduğunu söylemek güç.

Burada problem, Bitcoin ya da bir başka kripto para kullanarak yasa dışı ödeme yapılması isteniyorsa, yapılacak çok da bir şey olmadığı. Diyelim ki yasa dışı organizasyon oluşturan bir suçlu, bir anda itibari para yerine Bitcoin kullanmaya karar verdi. Peki bunu nasıl yapacak?

Önce kripto para borsasına gidip, itibari parasını kripto parayı çevirecek. Peki bu nasıl mümkün? Artık her borsa için neredeyse gizli giriş imkansız hale geldi. Tüm hükümetler, bu konuda ortak hareket ederek borsalara kara para aklamayı ve vergi kaçırmayı önlemek için Müşterini Tanı programlarını şart koştu. Bunları tamamlamadan, borsaya kaydolmanız imkansız. İşte o sebeple Bitcoin kullanımı yasa dışı işler için pek de ideal değil. Yani suçlular için halen en iyi yol, itibari para.

6-) Bitcoin Ödemeleri Yavaş ve Pahalı

Segwit soft fork’u 6 ay önce gerçekleştiğinde, eskiden teorik olarak saniyede 5 ila 7 olan işlem sayısı, saniyede 20’ye çıktı. Bir başka ifade ile bu olay sonrası günde ortalama 1.7 milyon işlem yapma şansı doğdu. Elbette ki bu rakam efsanevi ödeme sistemlerinin yanında devede kulak kalıyor ancak zaten Bitcoin ve Blockchain sistemi böylesi bir şeyi de hedeflemiyor. Birçok küçük transfer, kayıt dahi edilemezken, Lightning Network ile bu işin değişmesi ümid ediliyor.

Ödeme alınması hususunda ise, dolandırıcılık ve hack ataklarını ağ üstünde önlemek için; ödeme şart. Eğer ödeme olmazsa, kötü niyetli bir yazılımcı sisteme saldırı düzenleyip sistemi çökertebilir. Ödeme alınması özellikle de yüksek miktarlı işlemlerde öncüleniyor ve ne kadar çok Bitcoin gönderiyorsanız, o kadar fazla ödeme yapıyorsunuz. Elbette bazen blok yoğunluğu sebebiyle birçok ödeme gecikebiliyor ancak geleneksel sistemde de iş o kadar güzel işlemiyor.

Basit bir para uluslararası para transferi de bir süre isterken, yüksek miktarlarda bu süre 10 güne kadar çıkabiliyor.

İşin Daha Başındayız, Önümüzdeki Yol Çok Uzun

Birçok kişi, dürüst olmak gerekirse, Bitcoin’in ne olduğu ve ne işe yaradığını halen bilmiyor veya bildiğini sanıyor. Bu işlerin tam anlamıyla anlanabilmesi için ihtiyacımız olan en önemli şey yine zaman. Örneğin internet, insanların hayatında bundan 20 yıl önce girdiğinde birçok insan bir mail adresine neden sahip olması gerektiğini bilmiyorlardı çünkü daha önce bir mail adresi olan kimse görmemişlerdi. Aynı örnek, Bitcoin ve diğer kripto paralara da uygulanabilir. Ayı marketinin en yoğun hissedildiği dönemlerde bile, Bitcoin kullanımı halen artıyor.

9 yıllık kısa geçmişi boyunca çok enteresan badireler atlatan ve bugüne gelmeyi başaran Bitcoin’i diğer balonlardan ayıran şey ise, her düşüş sonrası toparlama gçstermesi…

Tüm gelişmelerden ve paylaşımlardan haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Leave a comment