Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Monero ve Dash Gibi Gizlilik Odaklı Koinleri Ne Bekliyor?

Japonya’da düzenleyici kurumlar, daha önce pek de araştırılmamış bir kripto para alanına girmek üzereler ve bu durum; aslında bir nevi alarm zillerinin çalmasına sebep oluyor.

Başlarda Blockchain konusunda ciddi destekleyici politikalar izleyen ve Blockchain konusunda yaptıkları ile büyük takdir toplayan Japonya hükümetinin bu politikalarında, son dönemde ciddi bir değişiklik söz konusu olmaya başlarken; hükümet yetkilileri, kripto paraların ülke ekonomisindeki yerini yavaş yavaş sorgulamaya başladı.

Bu politika değişikliği olarak yorumlanabilecek sürecin en büyük aktörlerinden birisi ise, elbette ki gizlilik odaklı kripto paralar.

Japonya Finansal Güvenlik Kurumu (FSA) geçtiğimiz hafta bir açıklama yaparak 18 Haziran tarihinden itibaren kullanıcılarına önemli bir miktarda gizlilik sağlayan koinlerin ticaretinin yasaklanacağını açıkladı. 

Japon kripto para borsaları da, FSA’nın bu açıklamasının ardından bu tarz koinler olan Monero (XMR), DASH, REP ve Zcash (ZEC) gibi koinleri çıkardı ve bu durum kripto para piyasasında ciddi tartışmalara sebep oldu.

Bazı otoriteler, Ocak ayında gerçekleşen ve tarihin madden en büyük hacki olan Coincheck borsası olayının, Japon hükümetinin kripto paralar ve Blockchain’e olan bakışını değiştirdiğini belirtirken, o dönem 523 milyon dolarlık NEM tokeninin kaybı ile sonuçlanan sürecin bu duruma olan etkisinin bariz olduğu ifade edildi.

Önümüzdeki süreci anlayabilmek için, kripto para piyasasında yer alan ve özellikle gizlilik sağlamaları ile yola çıkan koinlerin; bu süreçte ne yapabileceklerini kestirmek hayli önemli. Şu aşamada FSA’nın planları elbette ki sorun yaratmış gibi görünebilir lakin; gizlilik odaklı kripto paraların bu olayı avantaja çevirme şansı da yok değil.

Kripto Paraların Özellikleri

Bir adım geri atıp olaya bakacak olursak aslında bir kripto paranın en temel dört özelliğini geliştiricilere sorsak alacağımız cevap üç aşağı beş yukarı aynı olurdu. Merkeziyetsizlik, takas aracı olarak kullanılabilme, eşsizlik ve güvenilirlik hemen herkesin sayacağı özellikler olurken; aslında en başta pek de sıra dışı gelmeyen bu özellikler serisi, sektörün uzun dönemdeki kazanımlarının sağlanmasında ise büyük önem arz ediyor.

Eğer kendinize ‘merkeziyetsiz’ diyorsanız ve bunu sağlayacağınızı iddia ediyorsanız; bir kere kesinlikle herhangi bir kişi ya da kurum tarafından manipüle ya da kontrol edilmemeniz gerekir. Bu durum da, güvenilirliğe tabii bir süreçtir. Facebook veri skandalının da bizlere gösterdiği üzre, insanların kimlik verilerini korumak da; en az diğerleri kadar önemli bir şey haline gelmiş durumda.

Şu aşamada 2018 yılı özelinde Blockchain’de güvenli olmayan toplam kayıt sayısı 13 milyonu aşıyor. Bu sebeple böylesi büyük bir portföyün verilerinin korunması; Blockchain’in gelecekteki meşruiyeti için de çok çok önemli.

Madalyonun öteki tarafında kripto paraların gerçekten de ‘kopyalanamaz’ olması gerekiyor. Onları eşsiz kılacak bu özellik sayesinde ilgili kripto paralara müthiş bir şeffaflık gelmiş oluyor ve bir işlem gerçekleştiğinde o; topluluktaki herkes tarafından görülebiliyor.

Bitcoin’den Ethereum’a birçok kripto paranın bunu sağladığını söylemek mümkün ancak son dönemde bazı kötü niyetli kişiler buralara da dadandı ve bu sistemin açıklarını keşfetti. Maalesef artık büyük koinlerin özellikle de gizlilik anlamında bir sorun yaşadığı aşikar.

Gizlilik Günah Keçisi İlan Ediliyor

FSA’nın bu gizlilik odaklı koinlerin ticaretinin yasaklanmasına dair verdiği kararın altında yatan ana gerekçe ise; bu yukarıda sizlere bahsettiğimiz kötü aktörlerin sektördeki varlığını arttırmalarını engellemeye çalışmak. Anonimlik veya gizlilik kisvesi altına sığınarak, bu aktörlerin kötü şeyler gerçekleştireceğine inanan kurumun bu hamlesi aslında Coincheck hack olayının da onların üzerinde iz bıraktığını düşünürsek; yüzde yüz yanlış değil.

Ancak Coincheck hack olayının özelinde bakacak olursak; kötü niyetl ‘aktörlerin’ hack saldırısını gerçekleştirmesinin ve bunu başarmasının altında yatan tek sebebin anonimlik olduğunu düşünmek, abesle iştigal olur. Hack saldırısının nihayete ermesini sağlayan daha birçok sebep mevcut. Eğer gerçekten FSA’nın bu kararı Coincheck hack olayı ile alakalı ise, bu noktada gizlilik odaklı kripto paralara haksızlık edildiğini söylemek mümkün.

Japonya gibi teknolojik gelişmelerde ileri bir ülkenin en temel kurumunun gizlilik odaklı koinler ile verdiği bu kararın domino taşı etkisi gösterip diğer ülkelere de sirayet etmemesi için; kripto para topluluklarına büyük görevler düşüyor. Gizlilik odaklı koinlerin Blockchain’e ne denli katkılar sağlayabileceğinin çok akıllıca anlatılması şart.

FSA’nın bu kararı, denetleyici kurumlar bazında gizlilik odaklı koinlere bakışın aslında ilk tezahürü olarak da yorumlanabilir. Bu durumun son olacağını düşünmek ve diğer hiçbir ülkenin bu alanda bir şey yapmayacağına inanmak, pek de rasyonel bir şey olmayacaktır.

Sözün özü, eğer kripto para camiası bir araya gelir ve bu konuda üzerine düşeni yaparsa; hükümetler de olaya biraz daha farklı bakabilir…

Tüm gelişmelerden ve paylaşımlardan haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Leave a comment