Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Vay Anam Vay: Akümülasyon, Sözde OCC Adayı, Coinbase Anlaşması, Basel, Nijerya ve Kırgızistan

Vay Anam Vay, Neler Dönmüş Satoshi ya? serisinin otuz ikinci yazısındayız. Bitcoin bu haftanın başında 47.000 doların üstünden işlem görüyordu. Son yedi gün içinde ise yaklaşık %10 oranında değer kaybetti.

Kripto para piyasası hafta boyu düşüş yaşarken özellikle Çin Merkez Bankasının yayımladığı en güncel bildiri ve Evergrande gündeme geldi. Serinin bu haftaki yazısında ise madencilerin BTC akümülasyonundan, OCC’nin yeni adayından, Coinbase anlaşmasından, Basel’e mektuptan, Nijerya’dan ve kısaca Kırgızistan’dan bahsedilecek.

Altı ayda yüz milyonlarca dolarlık bitcoin akümülasyonu

Bitcoin (BTC) fiyatı Aralık 2020’de, 2017’deki rekorunu kırıp 20.000 doları aştı ve Ocak-Şubat 2021 döneminde 50.000 doların üstüne kadar yükseldi.

Madencilerin cüzdanlarındaki harcanmamış coin miktarının işaret ettiği üzere, madenciler bu dönem içerisinde eskisine kıyasla yüklü miktarlarda bitcoin sattılar.

Bu dönemin ardından, madencilerin ürettikten sonra hiç harcamadıkları coinlerin miktarı yeniden artmaya başladı. Öyle ki Glassnode’un raporuna göre madenciler geride kalan son 6,5 ay içerisinde yaklaşık 14.000 tane bitcoin akümüle etti.

Yine Glassnode’un bu haftaki raporunda ortaya konan verilere göre madencilerin bitcoin üretmek için şu ana dek yaptığı toplam maliyet ile bitcoin’in güncel piyasa değeri arasında büyük bir fark bulunuyor.

Bunun için Thermocap adı verilen ve her biri ödülün verildiği andaki değerine göre hesaplanacak şekilde, madencilere şimdiye dek ödül olarak verilmiş bitcoinlerin USD cinsinden toplam değerini gösteren bir modele bakılıyor.

Bitcoin madencilerinin yaptıkları işi yapabilmek için ne kadar para harcadığını, aylık giderini vs. bilmek mümkün değil. Fakat Nic Carter tarafından geliştirilen bu thermocap modeli, madencilerin ne kadar para kazandığından yola çıkarak ne kadar para harcadıklarına ilişkin bir varsayımda bulunma imkanı sunuyor.

Kesin bir yargıda bulunmak güç olsa da, eğer madenciler toplamda “1 milyar dolarlık blok ödülü almışsa, madencilerin bu ödülü kazanmak için de 1 milyar dolarlık yatırım yaptığı” farz ediliyor.

Güncel verilere göre bitcoin blockchaininde 30.3 milyar dolarlık bir thermocap bulunurken, bitcoin’in geçen hafta 900 milyar dolarlık bir piyasa değeri bulunuyordu. Eğer thermocap’in, madencilerin şu ana kadar yaptığı toplam maliyeti gösterdiği kabul edilirse bu, bitcoin’in piyasa değerinin, onun toplam üretim maliyetinden 29,7 kat daha fazla olduğu anlamına gelir.

OCC’nin başına Saule Omarova gelebilir

Bloomberg’in özel haberine göre ABD Başkanı Joe Biden, OCC’nin başına geçmesi için Cornell Üniversitesinde hukuk profesörlüğü yapan Saule Omarova’yı aday göstermeyi planlıyor.

Hazine Bakanlığına bağlı olan OCC ulusal bankalara faaliyet izni vermek, bunları denetlemek ve regüle etmek ile sorumlu.

OCC, Brian Brooks’un dönemindeyken kurum adına bir ilke imza atıp kripto para sektöründeki Anchorage, Protego, Paxos gibi bazı kuruluşlara bankacılık izni verdi. Brooks, Trump döneminde OCC’nin başına geçmeden önce Coinbase’in danışmanlığını yapıyordu.

Brooks’un ardından göreve gelen Michael Hsu, kurumun kripto para şirketlerine yönelik izlediği politikaya daha şüpheci yaklaşarak, Brooks döneminde alınmış kararların yeniden gözden geçirilmesini istedi.

Beyaz Saray’dan henüz resmi bir açıklama gelmiş olmasa da Hsu’nun yerini Omarova’nın alabileceği öne sürülüyor. Omarova, 2019 yılında New Tech v. New Deal başlıklı bir makale yazıp, bunun bir kısmında kripto paraları ele almıştı.

Omarova, kripto para gibi finansal teknolojilerin, finans işlemlerini “hızlandırabileceğini, kolaylaştırabileceğini ve ucuzlatabileceğini”, bu sayede finansal katılım bakımından “yeni fırsatlar” doğurabileceğini düşünüyor. Fakat bunların mevcut finans sistemine karşı barındırdıkları risklere ve bunun kamusal etkilerine de değinen Omarova, makalesinde şu ifadeyi kullanıyor:

“Fintech’in toplum üstündeki nihai etkisine veya tikel teknolojilerin, finansal istikrar açısından ne gibi spesifik riskler taşıdığına dair kesin bir yargıya varmak, bu aşamada çok erken olur. Fakat bu riskler somutlaşmadan önce, yaşanmakta olan bu fintech devriminin bilinçli ve sistemik bir şekilde incelenmesi büyük önem taşıyor. Fintech’in gücünü, ancak bunu yaparak uzun vadeli kolektif çıkarlarımız için kullanabiliriz.”

İç Güvenlik Bakanlığı ve Coinbase arasında anlaşma

ABD İç Güvenlik Bakanlığı, kripto para şirketi Coinbase’in Coinbase Analytics adlı ürününü kullanmak için şirketle 455.000 dolarlık bir sözleşme imzaladı.

Bir yıllık sözleşmenin bitiş tarihi 29 Eylül 2022 olarak açıklanırken, sözleşmede uzatma opsiyonunun da bulunduğu ve anlaşmanın 29 Eylül 2024’e kadar devam ettirilebileceği belirtildi.

USAspending.gov’da yer alan bilgilere göre sözleşmenin potansiyel değeri toplamda 1.36 milyon dolara kadar çıkabilir.

Coinbase’in ürünü, resmi kayıtlara göre İç Güvenlik Bakanlığına bağlı göçmenlik dairesi tarafından kullanılacak. Taraflar arasında yapılan anlaşmanın hukuki açıdan “hassas” nitelikte olduğu ve bu yüzden anlaşmanın detaylarının kamuyla paylaşılmayacağı vurgulandı.

Göçmenlik dairesinin Coinbase Analytics’i ne amaçla, ne şekilde kullanılacağı bilinmese de, kurumun “ihtiyaç duyduğu lisansı sağlayan tek satıcının Coinbase Inc.” olduğu belirtildi.

Coinbase Analytics Bitcoin, Ethereum gibi blockchainlerde yapılan şüpheli işlemleri takip etmek, cüzdan adreslerinin sahiplerini tespit etmek ve yine blockchainlerdeki para akışını incelemek için kullanılıyor.

Şirket, Coinbase Analytics’te yer alan bilgilerin “halka açık kaynaklardan” alındığını ve Coinbase kullanıcılarının bilgilerinin kullanılmadığını beyan ediyor.

Dev bankalardan Basel’deki komiteye mektup

ABD’nin ve Avrupa’nın önde gelen bankalarının yer aldığı bir forum, Basel Bankacılık Denetim Komitesinin kripto paralarla ilgili sunduğu bazı önerilere itiraz ediyor.

Haziran 2021’deki bir haberimizde, Basel Bankacılık Denetim Komitesinin kendi adına bir ilke imza atıp kripto para düzenlemeleriyle ilgili bir madde önerisinde bulunduğunu belirtmiştik. Bu öneride, kripto para tutan bankalara belli bir sermaye yeterliliği şartı getirilmesi gündeme getirildi.

Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) bünyesinde kurulan Basel Bankacılık Denetim Komitesi, risk yönetimi ve sermaye yeterliliği konularında uluslararası standartlar oluşturmaktadır.

Wall Street Journal’ın salı günkü haberine göre Global Financial Markets Association (GFMA), 20 Eylül’de Basel’deki komiteye bir mektup yollayıp, bu öneriye itiraz etti.

Finans regülasyonlarını iyileştirmeyi hedefleyen ve sermaye piyasalarının önde gelen isimlerinin yer aldığı Global Financial Markets Association’ın üyeleri arasında JPMorgan Chase, Deutsche Bank gibi isimler var.

GFMA yetkilileri, tamamını buradan okuyabileceğiniz mektupta bankaların kripto para sektörüne dahil olmasının sektördeki “şeffaflığı” artıracağını savunuyor ve Basel Bankacılık Denetim Komitesinin önerisi hakkında şu değerlendirmede bulunuyor:

“Sunulan önerileri öylesine muhafazakar ve basit buluyoruz ki bunların bankaları kripto varlık piyasalarının fiilen dışında bırakacağını düşünüyoruz.”

Basel Bankacılık Denetim Komitesi, bankalara sermaye şartı getirilmemesinin finans sisteminin istikrarı açısından risk taşıyabileceğini düşünüyor. Komitenin önerisine bu hafta içinde İngiltere Merkez Bankası Başkan Yardımcısı’ndan destek geldi.

Nijerya, dijital para konusunda MasterCard ile çalışıyor

Nijerya Merkez Bankasından bazı yetkililer, Digital currency and the prospects of CBDC in Nigeria adlı bir webinarda dijital parayla ilgili bazı açıklamalarda bulundu.

Merkez bankasının bilgi teknolojileri direktörü Rukiya Mohammed, e-naira projesi için önce düşük hacimli ödeme işlemlerine odaklanacaklarını ve hız ile maliyet gibi alanlara yoğunlaşacaklarını açıkladı.

Mohammed, dijital merkez bankası parasının yaygın bir şekilde kullanılması halinde ülkenin makroekonomik büyümesine katkıda bulunabileceğini söyledi.

Nijerya Merkez Bankası, e-naira için gerekli çalışmalara 1 Ekim itibarıyla başlamayı planlıyor.

Bir e-nairanın, fiziki bir nairaya denk olacağını ve CBDC’nin kripto paralardan farklı olarak “yasal bir ödeme aracı” olacağını belirten Mohammed, “Nijerya zaten iyi bir sisteme sahip olsa da CBDC, Nijerya’daki ödeme (işlemlerinin) verimliliğini artıracaktır.” dedi.

Yapılan açıklamalara göre Nijerya Merkez Bankası, milli dijital para projesini geliştirirken MasterCard gibi kuruluşlar ile birlikte çalışıyor ve onlardan destek alıyor olacak.

Kırgızistan’da kaçak madencilikle mücadele

24.kg’nin haberine göre Kırgızistan’da kaçak şekilde kripto para madenciliği yapan çiftliklerin üstündeki baskı gitgide şiddetleniyor.

Kırgızistan Milli Güvenlik Devlet Komitesi tarafından paylaşılan verilere göre ülke genelindeki 500’den fazla tesiste kaçak olarak kripto para madenciliği yapıldığı tespit edildi.

Türkiye’de de bu hafta içerisinde İstanbul’daki iki depoya baskın düzenlenmiş, bunun sonucunda madencilik amaçlı kullanılan 150’den fazla cihaza ülkeye yasa dışı yollardan sokulduğu için el konmuştu.

Kırgızistan’daki yetkililer kaçak elektrikle çalışan tesislerde bulunan her bir cihazın saatte 1.500-3.000 kilovat harcadığını ve bunun elektrik kesintilerine yol açtığını açıkladı.

İran hükümeti, fazla elektrik tükettikleri için tartışma konusu haline gelen madencilerin yaz dönemi boyunca madencilik yapmasını geçici olarak yasaklamıştı.

Kripto para madencileri, Kırgızistan’da vergilerini ödeyerek yasal olarak kripto para üretebiliyor. Madenciler KDV gibi toplamda üç farklı vergi ödemektense madencilik vergisi adı altında %15’lik tek bir vergi ödüyor.

Tüm gelişmelerden ve paylaşımlardan haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!