Acaba SEC’in Amacı Farklı Mı?
Son zamanlarda ABD Menkul Kıymetler Ve Borsa Komisyonunun (SEC) Initial Coin Offering (ICO) çıkaran kurumlara yağdırmış olduğu mahkeme celplerinin ardından konu hakkında çıkan söylentilerin ardı arkası kesilmemekte.
An itibari ile kimin, ne zaman, nasıl ve kaç tane mahkeme celbi aldığı henüz bilinmemekte. Kimlere gönderildiği ve kaç tane gönderildiği konusunda çeşitli spekülasyonlar bulunmakta bir kaynak 80 tane gönderildi derken bir başkası 200 bile olabileceğini iddia ediyor. Endüstrinin uzman isimleri bu celplerin gayri yüksek ihtimal bir konu altında toplandığına inanıyor fakat bu bile kesin olarak onaylanmış değil.
Her ne kadar büyük bir kısım doğal bir şekilde SEC’in dolandırıcılık amaçlı kurumların peşinden gittiğine inansa da son gelen haberler bir başka noktaya dikkat çekiyor. Gelen bu haberler SEC’in vadeli koin anlaşmaları (Simple Agreements For Future Tokens [SAFTs]) çerçevesinde daha sistematik bir soruşturma yürüttüğü yönünde bulgular göstermekte.
Ekim 2017‘de avukat Marco Santori ve takımı tarafından daha resmi bir SAFT sisteminin öncü projelerinden olan Filecoin geliştirilmişti. SAFT’ın temel konsepti koin üreticilerinin nasıl menkul kıymetler yasasına uygun hareket edebileceklerini açıklamak ve onlara yardımcı olmak.
Her ne kadar bazıları fazla ileri gitmek istemese de, ismini vermek istemeyen fakat olay hakkında bilgi sahibi olan bir kaynak konu hakkında Coindesk’e konuşmak için oldukça heyecanlıydı:
“SEC’in asıl hedefi SAFTs. Bu yeni metot ile koinleri hem menkul kıymet hemde faydalı bir şey olarak ele alabilecek, bu demek oluyor ki koin hem şirkete fayda sağlayabilir hemde menkul kıymet olarak diğer kişilere satılarak gelişmekte olan değeri üzerinden kâr elde edilebilir.”
ICO denince akla gelen büyük isimler arasında olan Kik’in Kin’inden Filecoin’e kadar bir çok şirket kripto koinlerini satmak için SAFT yapısını kullanmakta. Tabi herhangi bir düzenleyici aracı servis kullanıp kullanmadıkları konusunda tamamen açık olmayan bazı kurumlar da gizlice buna dahil olabilir.
CoinDesk’in Kik’in bir celp alıp almadığı konusundaki sorularını Kik yorumsuz bırakırken Filecoin’de cevap vermekten kaçınmış. Aynı zamanda SEC’de konu ile ilgili herhangi bir geri dönüş yapmamış bulunmakta.
Şimdi ortaya çıkan en büyük soru ise eğer SAFT menkul kıymetler yasasına uyumluluğu sağlayamıyorsa ona bunca zamandır zaman ve para yatıran bu kadar yatırımcıya ne olacağı?
ICO İhraçcılarının Başı Dertte
Bu soruların büyük bir çoğunluğunun başlangıç noktası ICO ihraçcı kuruluşlar. Ayrıca SEC’in mahkeme celplerinde onlardan ne istediği ve hangi bilgileri almayı amaçladığı da başka bir kilit nokta.
İsmini vermek istemeyen bir avukat ise müşterisinin 25 sayfalık aşırı detaylı bir mahkeme celbi aldığını söyleyerek içinde çok ama çok fazla şeyden bahsedildiğini belirtti.
SEC’in amacının yalnızca sektördeki ipleri eline almak mı yoksa Aralık ayında SEC’in durdurmuş olduğu multi-milyon dolarlık Munchee ICO’suna benzer koin satışları olup olmadığını ortaya çıkarma gibi farklı planlara mı sahip olduğu konusu halen belirsizliğini korumakta.
Aslına bakıldığında olaydan sonra bir çok kişi Munchee’nin kayıtlı olmayan menkul kıymetler sattığı yönündeki idari emri görmüştü. Her ne kadar bu koinler ileride platform üzerinden fayda sağlayacak olsa da bu olay SEC’in koin ihraçcılarını nasıl ele aldığı konusunda bir örnek oluşturuyor.
Coindesk’e açıklamalarda bulunan bir avukat:
“Eğer koin şirketleri için danışmanlık yapıyor olsaydım dehşete düşmüş bir durumda olurdum fakat koin şirketleri henüz bunun farkında değiller.”
Gerçekten de bu SEC’in daha agresif olma isteğinin arkasında yatan neden olabilir çünkü mesajının istenilen dayatma etkisini yaratmadığını düşünüyor olmaları olası.
Ama gerçekten olay sadece SEC’in mahkeme celbine bağlı olarak dayatma uygulamasını istemesinden mi ibaret? Eğer öyleyse koin çıkaran kurumlar için de bir kaç seçenek bulunmakta.
İlk olarak SEC ile söz konusu şirket arasında müzakereler başlatılabilir. Sonrasında alınan karara göre şirket ya anlaşmayı kabul eder yada mahkemeye gitmeye razı olur.
Eğer şirket anlaşmaya razı olursa, bu anlaşmanın ilişkin bütün bilgiler halk ile paylaşılmalı ve şirket menkul kıymetler yasasına uymaya yönelik gerekli adımlara atacağını kabul ettiği yönünde mutabakata varılmalıdır. Bu noktada diğer koin çıkartmak isteyen kurumlar bu anlaşmayı inceleyerek analiz edebilir ve kendi ICO’larını buna uygun olarak adapte edebilir.
Eğer ki şirket mahkemeye gitmeyi kabul ederse her ne kadar SEC bu alana yeni girmiş olduğundan ötürü mahkemenin SEC’in savlarını kabul etme gibi bir garantisi olmasa dahi şirket güçlü bir finansal düzenleyici ile karşı karşıya kalmış olacak.
Fakat şimdilerde Murphy & McGonigle için çalışan eski SEC icra avukatı Timothy Peterson, bunların hiçbirinin öyle bir anda olacak şeyler olmadığını söylüyor:
“ICO çıkaran kurumların anlaması gereken en temel nokta bunun tek bir koşu değil uzun bir maraton olduğu. SEC basit bir cevap ile geri çekilmeyecektir. Bu tekerrür eden bir süreç olacaktır.”
Yatırımcıların Kaderi
Bununla birlikte yatırımcılar bu olayın etkilerini bir süre daha hissetmeyeceklerdir.
Bir çok menkul kıymet avukatına göre SEC’in amacının yatırımcıları korumak olduğu akıldan çıkarılmamalı. SEC yatırımcıların yaralarını sarmak için yatırımlarını geri alacaklarından kesinlikle emin olacaktır. Yatırımcıların bunu anlaması önemli bir nokta çünkü bu sayede gelecekte yatırımlarını nasıl şekillendirebilecekleri ve bu olayın ne kadar zaman alacağını anlamalarında yardımcı olacaktır.
Farz edelim bu operasyonun amacı gerçekten SAFTs’a yönelik (her ne kadar öyle bir şey henüz ortalarda olmasa da). Yatırımcılar bu sefer de eğer SEC çıkıp da “SAFTs yasadışı” derse ne olacak diye merak ediyor olacak.
Doğrusu bu kadar basit olmayacak. Daha öncede gördüğümüz gibi bu alanda yapılan arzlarbazı gerçeklere ve durumlara göre değişiklik gösterebilmekte.
Coin Center’dan Jerry Brito yaptığı açıklamada:
“SAFT “bir” şey değil bu yüzden her biri diğerinden biraz daha farklı olacaktır. Çünkü her bir avukat ötekinden az da olsa farklı şeyler yazmakta. Bu yüzden yüksek ihtimalle başlamak için bir taslağa ihtiyaçları olacaktır.”
SEC her birini teker teker inceliyor olacak. Şu anda varolan bir projenin yapabileceği en iyi şey bu vakalardan birinin sonucunu inceleyerek kendi projeleri ile karşılaştırmak ve benzer noktaları bulmak. Yatırımcılar da aynı şeyi yapabilir tabi ki de.
Eğer SEC SAFT’ın sahip olduğu bir versiyonun üzerine yüklenmesi durumunda. Projenin almış olduğu yatırımları SAFT hissedarlarına geri ödemesini kapsayan bir emir çıkartabilir. Fakat bu biraz karmaşık olabilir özellikle (çoğu zaman olduğu gibi) fonların İsviçre vakfı gibi yabancı bir kuruma gönderilmesi gibi durumlarda.
Bu durum için genel geçer bir çözüm yolu olmayacaktır. Çünkü birinin çözdüğü sorunu öbürünün de aynı yolla çözeceğinin bir garantisi yoktur. Bu yüzden devletten genel olarak SAFTs için hepsini kaplayan bir açıklama göremeyeceğiz gibi duruyor.
Brito sözlerine söyle devam ediyor:
“Sadece bir ICO’yu inceleyen bir mahkeme hiç bir zaman SAFT’ın bozulmuş olduğunu anlayamaz. Sadece belirli bazı araçları hakkında kararlar verebilir. Örneğin nasıl kuruldu? Nasıl pazarlandı? Yatırımcılar nasıl inandırıldı? ve benzeri gibi.
SEC’in bu sektöre daha geniş bir anlamda yaklaşabilmesinin tek bir yolu var. Koin satışlarının nasıl yapılması gerektiğini ve menkul kıymetler yasasına göre nasıl ele alınması gerektiğini de kapsayan ve SAFTs’ıda dahil eden genel bir düzenleyici rehberlik hizmeti sunmak.
Brito bunun pek olası olduğunu düşünmemekte.
Fakat yinede SEC’in yasalara uygun bir şekilde yaratıldığını düşündükleri bir aracı aldıkları için yatırımcıları cezalandırması pek olağan gözükmemekte. Peterson’ın bunu şu şekilde ifade ediyor:
“Umabileceğimiz sonuçlardan birisi SEC’in SAFT’ı iyi niyetle bir araya getirilmiş anlaşmalar olarak görmesi olacaktır.”