Geçtiğimiz günlerde birkaç büyük banka, müşterilerin kredi kartıyla Bitcoin almasını yasakladı. Bu haberler de tabii ki Bitcoin fiyatının zaten düşüş yaşarken daha da ağır düşmesine yol açtı. Kredi kartı üzerinden yapılan kripto para işlemlerini reddeden bankalar arasında ABD’den Bank of America, J.P. Morgan, Capital One ve Discover; Birleşik Krallık’ta Lloyds Banking Group (HBOS ve MBNA da dahil) ve Virgin Money bulunuyor. Böylesine büyük bankaların bu kararı vermesinden sonra birkaç bankanın daha benzer bir karar vermesi bekleniyor.
Bankaların verdikleri bu karar sonrasında kripto para topluluğu arasında bankalar hayli yerin dibine sokuldu. Bazı kripto para taraftarları bankaların “kullanıcı haklarını” ihlal ettikleri iddia ettiler. Bankaların bu kararını eleştirmek için kullanılan sorulardan biri ise “bankalar, hesabını zaten onaylamış oldukları birinin yaptığı işlemleri kontrol edebilmeliler mi?”
Burada değinilmesi ve üstünde durulması gereken nokta aslında banka kartı ile kredi kartı arasındaki fark. Banka kartları, zaten hesabınızda sahip olduğunuz parayı harcamanıza izin verirken kredi kartları size bir nevi borç veriyor. Bir banka size borç verdiğinde de verdiği bu paranın nasıl harcandığına dair belli bir kontrolü olabiliyor. Çünkü adı üstünde banka size “borç” veriyor. Verdiği bu parayı da geri alabileceğinden, geri alacağından emin olmak istiyor.
Bu yüzden Birleşik Krallık’taki bankalar insanların kredi kartı kullanarak kripto para almasını yasakladılar. Yani şunu netleştirelim, insanlar hala daha banka kartı kullanarak kripto para alabiliyorlar çünkü banka kartlarındaki paralar kendilerine ait. Bankaların endişelendiği şey, kredi kartı kullanarak bankadan “borç” alan insanların bu borç parayı gidip riskli bir yatırımda bulunmak için kullanmaları. Bu da aslında biraz anlayış gösterilmesi gereken bir şey çünkü bankalar haklı olarak verdikleri parayı geri istiyorlar. Eğer bankadan borç alarak yatırım yapan kişi, Bitcoin fiyatı düştüğünde çok ciddi bir kayba uğrarsa bankaya olan borcunu ödeyemeyecek duruma gelebilir. Bankaların kendilerini korumak istedikleri şey de tam olarak bu.
Kripto para piyasası, özellikle Bitcoin, Aralık ayında yaşanan devasa büyümeden sonra epey popüler hale geldi gelmesine ancak Koin Bülteni üzerinde de bazı yazılarda vurgulamaya çalıştığımız şey kripto para piyasasının aslında hala daha kısmen çok küçük olduğu. Kripto para piyasasının toplam hacmi şu anda 300 milyar $ civarında. Tek başına baktığımızda bu miktar evet, göze büyük geliyor ancak bunu diğer piyasalarla bir kıyaslayalım. Yatırım aracı olarak kullanılabilecek hisse senetlerinin toplam hacmi 55 trilyon $ civarında. Emlak piyasasının toplam hacmi 200 trilyon $’dan daha fazla. Toplam altın değerinin 8 trilyon $ civarında olduğu hesaplanıyor. Durum böyleyken kripto para piyasasının aslında hala daha küçük olduğunu görebiliyoruz. Kripto para piyasası, diğer bazı piyasalara kıyasla çok küçük. Kripto para piyasası içinde kredi kartı kullanılarak yapılan işlemler de diğer şekilde yapılan işlemlere göre çok az. Yani aslında bankaların böyle bir karar vermesini gerektirecek kadar fazla işlem yapılıyor muydu tartışılır. Bu kadar az kredi kartı işleminin bankalara vereceği zarar çok fazla olmazdı ancak kişilerin başına gelebilecek zarar, hayli fazla olabilir.
Bankaların böyle bir karar vermesinin ardında başka bir sebep daha da yatıyor. Yukarıda belirttiğimiz gibi bazı kişiler bankaların “kullanıcı haklarını” ihlal ettiklerini, kartların şartlarına ve koşullarına uymadıklarını iddia ediyorlar. Ancak bu maalesef pek doğru değil çünkü bankalar, insanların kredi kartıyla yaptıkları işlemlerden sorumlu tutulabiliyorlar. Bu yüzden kredi kartlarının şart ve koşullarında genelde bankaların işlemleri reddedebileceğini belirten bir madde olur. Mesela kredi kartı ile kripto para almayı yasaklayan Lloyd Bank’in şart ve koşullarında şöyle bir madde bulunuyor:
“14.6 Bizim (veya Lloyd Banking Group dahilindeki başka bir şirketin) herhangi bir yasal yükümlülüğü ihlal etmemize ya da bizi (veya Lloyd Banking Group dahilindeki başka bir şirketi) herhangi bir hükûmet ya da düzenleyici ile çatışma haline sokabileceğine inandığımız bir işlemi gerçekleştirmeyi ya da hesabınıza para yatırmanıza izin vermeyi reddedebiliriz. Buna ek olarak, kısıtlı sayıdaki ülkelere/ülkelerden olan ödeme işleminizi işlememe ya da bu ülkelere kart ödemesi yapmanıza izin vermeme kararı verebiliriz. Bize sormanız veya oraya ödeme yapmaya çalışmanız halinde size bu ülkelerin hangileri olduklarını söyleyeceğiz.”
Bu madde tabii ki para aklamaya engel olmak ve bazı yaptırım gerekliliklerine uyum sağlamak amacıyla kullanılıyor. Bankaların bu gibi hususlarda endişe duyması anlaşılabilir. Batı ülkelerindeki pek çok büyük banka para aklama ya da yaptırım gereklerine uymama suçundan belli miktarlarda para cezalarına çarptırıldılar. Mesela 2015 yılında Fransız bankası BNP Paribas, ABD’li yasal düzenleyiciler tarafından yaptırım gereklerine uymadığı gerekçesiyle 8.9 milyar $ gibi yüklü bir para cezasına çarptırılmıştı. Tüm bunlar göz önüne alındığında bankaların, insanların kredi kartı kullanarak kripto para almasını neden istemediğini anlayabiliyoruz.
Kaynak: Forbes