Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Bankaların Eylemlerinden ve Hiperenflasyondan Bıktınız Mı? Bitcoin Buna Çözüm Olabilir

İnsanlar genellikle sınırlı bir miktara sahip Bitcoin gibi bir kripto para biriminin nasıl yıllarca büyümeye devam ettiğini merak etmekte. 2008 yılında yaşanan ekonomik krizden beri – şu Türkiye’yi teğet geçen – dünyanın bir çok ülkesindeki merkez bankaları 12 ile 30 trilyon dolar arasında ödeme senedi bastı. Buna rağmen, yeni piyasaya sürülmüş paralar küresel vatandaşlara yardımcı olmak şöyle dursun, parasal genişleme (QE) gibi yöntemlerle bir çok kişiyi daha da zora sokmakta. Bir çok yatırımcının en büyük şikayetlerinden birisi, parasal genişlemenin eşit bir şekilde yapılmayıp, büyük kurumlara kıyak geçildiği yönünde.

2008 QE DOmino Etkisi: Bomba Henüz Patlamadı

2007 yılının başlarında, ABD yüksek faizli mortgage piyasası bir çok büyük finansal kurumun, aldıkları kredileri ödemeye güçleri yetmeyecek insanlara ev satması yüzünden çökmeye başladı ve bankacılar kötü mortgage kredi notları ile bir tür rus ruleti oynadı ama sonunda başarısız oldu. Söz konusu kriz ve bankacıların ne kadar başarısız olduğu hakkında Big Short gibi bir sürü film bile yapıldı. Rus ruleti sonrası ABD yüksek faizli mortgage piyasası patladı ve ilk olarak Lehman Brothers firmasının 15 Eylül 2008 tarihinde infilak etmesiyle, çok büyük bir bankacılık krizini tetikledi. Lehman Brothers tası tarağı topladıktan sonra, küresel çapta bütün bürokratlar, ekonomik krizde bankalara yardım etmesi için merkez bankalarının kapısını aşındırmaya başladı ve tahmin edilen oldu: Merkez bankası bütün büyük finansal kurumları iflastan kurtardı. Politikacılar ve bürokratların baskısı sonucu Merkez Bankaları, parasal genişleme adı verilen bir yöntem ile hepsini ipten aldı. Söz konusu kurtarma operasyonu vergi veren kişilerin parası ile yapıldı ve zararlı çıkan yine vatandaş olurken, karlı çıkan her zamanki gibi kurumsal finansal devler oldu.

Özellikle ABD, Avrupa Birliği bölges, İngiltere, İsviçre, Japonya ve İsveç içerisindeki merkez bankaları çok ciddi oranda itibari para rezervi bastı ve bunu devlet tahvilleri gibi büyük çaplı varlıkların satın alımı için dağıtıp, kullandı.

Tired of Bank Bailouts and Hyperinflation? Bitcoin Offers Something Different

QE yöntemi ile, küresel çapta ülke vatandaşlarına yardım etmek yerine, merkez bankaları öncülüğünde ekonomik eşitsizlik daha da açıldı ve bir çok ülkenin çok büyük oranda enflasyona uğramasına sebep olundu. 2008 yılından 2017 yılına kadar olan süreçte, dünyanın en büyük bankacılık karteli, 12 ile 30 trilyon dolar arasında itibari para bastı ve ciddi bir oranda faiz değişimine gitti. Dünya Bankası bununla da kalmadı ve ortada hiçbir destek veya zemin yokken, hiç yoktan yere 10 trilyon dolarlık devlet tahvili oluşturdu. İşin aslı şu an hiç kimse merkez bankalarının ne kadar para basıp ne kadarını dağıttığını tam olarak bilmiyor. Bilenler de zaten aynı çarkın elemanlarından oluşmakta. Missouri Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Federal Rezerv bile tek başına 29 trilyon dolarında itibari para bastı ve bunun hepsini merkez bankaları ile merkez bankacılığı karteline dağıttı.

QE yöntemi yüzünden, haddinden fazla ve yanlış yönetilen parasal varlıklar, bir çok farklı ülkede hiperenflasyona neden oldu. Şu an 2018 yılında, Venezuela, Güney Sudan, Surinam, Zimbabve, Arjantin, Mısır, Sierra Leone, Azerbaycan, Haiti, Ukrayna, Kazakistan, Nijerya ve Türkiye gibi ülkeler hiperenflasyonun eşiğinde veya oraya gitmeye ramak kaldı. Günümüz piyasasında, bir çok uzmana göre, bu ülkelerde yaşanan zorlukların aksine, emlak piyasası ve küresel hisse ve tahvil piyasaları, yeniden aynı 2008 yılında mortgage piyasasında olduğu gibi bir balon oluşturmakta. Bazı ekonomistlere göre bu balon 2008 yılındaki krizden çok daha kötü bir şekilde patlayacak.

Bürokratların ve Merkez Bankalarının, Merkeziyetsiz Eşler Arası Para Sisteminde Hiçbir Gücü Yok

İnsan yavaş yavaş oluşan bu yeni balonu ve geçmişteki krizi düşündüğünde, parasal genişleme yöntemini de hesaba katarak, Satoshi‘nin sanki bir medyum veya zaman yolcusu gibi bütün bunları daha önceden görmüş olabileceği düşüncesine kapılıyor. Bitcoin Genesis bloğuna baktığınızda, sayıların ve rakamların arasında karşınıza ”The Times 03/Jan/2009 Chancellor on brink of second bailout for banks” ifadesi çıkıyor.

Tired of Bank Bailouts and Hyperinflation? Bitcoin Offers Something Different

 

 

 

 

 

 

 

Bitcoin Genesis Bloğu

İşin garip tarafı, Chancellor Alistair gerçekten de var olan bir kişi ve kendisi eski İngiliz Hazine Bakanı olarak görev yaptı. Genesis bloğunda yer alan ifadenin kabataslak bir çevirisinden, ”Chancellor bankalar için ikinci bir kurtarmanın eşiğinde” anlamı çıkmakta.

Satoshi’nin şifrelenmiş mesajı özünde itibari para birimlerinin, başları sıkıştığında ekonomik kuralları kısa vadeli toparlanma için hiçe sayabilen manipülatif bürokratlardan muzdarip olduğunu konu alıyor  ve onlara karşı uyarıyor. Şu an bile dünyanın bütün varlığı teknik olarak bir kaç kurum tarafından düzenlenip idare edilmekte. Satoshi’nin getirdiği daha iyi dağıtım süreci (yeni kazılmış koinlerin hız veya zorluk derecesi ve kısıtı) ve toplam 21 milyonluk kısıtlı miktar, bugünün finansal sistemlerinden çok ayrı bir yere sahip. Bitcoin, politikacıların provokatif  medya kampanyaları düzenleyerek tamamen değiştirebilecekleri veya istedikleri kadar BTC basabilecekleri bir yapıya sahip değil. Çünkü BTC söz konusu olduğunda kimse kontrol odasında oturup, istediğine istediği kadar BTC üretemiyor.

Politik Karşıtlığın, Aktivistlerin ve Bir Grup ‘Uyumsuzun’ Yükselişi

Bazı insanlar özellikle 2008 krizi sonrası varlık dağılımının ne kadar kötü yapıldığının farkına varmaya başladı. 2008 krizinden sonra özellikle ABD’de baş gösteren ve binlerce protestocunun katıldığı eylemler, kısa sürede çoğu ülkeye yayıldı ve yeni bir akım başlattı: Occupy Wall Street. Buna rağmen, bir çok insan politikacıların ve merkez bankalarının tam olarak ne kadar zarar verdiğini bilmiyor çünkü 2008 yılından beri ciddi bir ekonomik kriz görmedik ve balon hala büyümeye devam ediyor. Bir çok insan Venezuela gibi ülkelerin hiperenflasyondan muzdarip olmasını, balonun çok yakında patlayacağına bir işaret olarak yorumlamakta. Genellikle bir ekonomik kriz esnasında, akıllı ekonomistler fonlarını değerli metaller (altın) gibi varlıklara çeviriyor ve bunların enflasyona karşı daha değerli varlıklar olduğunu düşünüyor. Önümüzdeki kriz gerçekleştiğinde, insanlar Bitcoin’in gerçek anlamda hiper enflasyona karşı sağlam bir araç olup olmadığını görecekler. Bir çok insan, bireysel yatırımcıların hatta sıradan ailelerin bile Bitcoin kullanarak hiperenflasyondan kurtulmaya çalışacağını ön görmekte.

Özgürlükçü evangelist ve eski kongre üyesi Ron Paul, parasal genişleme yönteminin ve yeni yeni uygulanmaya başlayan ”parasal daralma” yönteminin, kripto para birimlerinin popülerliğini inanılmaz bir şekilde arttırdığını düşünmekte. Paul, dünyanın merkez bankalarının ve ABD Federal Rezerv Bankasının, asıl suçlanması gereken kurumlar olduğunu vurgulamakta.

”Bence eskiden yaptığı şeyin aynısını tekrar etmeye devam edecek. Bir aşağı bir yukarı çıkıp duracak. Şu an neler olduğuna bakabiliriz ki bence şu an olan şey parasal genişlemenin zirve yaptıktan sonra sona ermesi dönemi.”

”Kripto para birimleri bana göre parasal dolar sistemi felaketinin bir yansıması – eğer parasal genişlemeler ve devasa oranda enflasyon olmamış olsaydı, dolar gönderecek yerler aramıyor olsaydık, hala elinizde kripto para birimleri olabilirdi. Ancak şu an olduğu kadar büyük bir oranda kripto para birimlerini biliyor ve kullanıyor olmazdık.”

Tired of Bank Bailouts and Hyperinflation? Bitcoin Offers Something Different

Bitcoin Bütün Dünya’nın Ekonomik Dertlerinin Çözümü Değil – Ama Teknolojisi Toplumun ”Bir Kaç Yıl İçerisinde Yeni Bir Özgürlük Elde Etmesine” Yardım Edecek

Bürokratların ve politik demagogların metotlarının ne zaman tam olarak biteceğini veya parasal sihirli numaraların ne zaman son bulacağını tam olarak bilmiyoruz ancak bildiğimiz bir şey varsa o da eski sisteme kıyasla çok daha güvenli ve sağlam bir sistemin var olduğudur. Şu sıralar bile bir çok insanın B planı olarak Bitcoin’e geçiş yaptığı görülmekte. Venezuela ve Türkiye gibi ülkelerde enflasyonun artması sonucu bir çok insan kripto para birimlerine geçiş yaptı. İran’da ABD yaptırımları sonrası değer kaybeden itibari paradan korkan vatandaşlar, Bitcoin’e öylesine akın etti ki BTC fiyatı 24.000 doları buldu.

Yine de, Sastoshi’nin de belirttiği üzre, Bitcoin toplumun parasal ve politik problemlerinin tam kapsamlı bir çözümü değil. Bitcoin insanların kendi ekonomik özgürlüklerini elde edebilmelerine yardım edecek çok güçlü bir alet. Bitcoin özünde bir amaç değil, insanların ekonomik bağımsızlıklarını elde etmeleri hedefinde bir araç.

Satoshi 7 Kasım 2008 tarihinde konu hakkında şunları ifade etmişti:

”Politik problemlerinize kriptografi içerisinde çözüm bulamayacaksınız – Ancak silahlanma savaşında büyük bir zafer elde edebiliriz ve bir kaç yıl için yeni bir özgürlük bölgesini ele geçirebiliriz,”

”Hükümetler Napster gibi merkezi bir şekilde kontrol edilen ağların kafasını kesmede çok başarılı, ancak Gnutella ve Tor gibi tamamiyle P2P olan ağlar, kendi başlarına idare edebiliyor gibi gözükmekte.”

İnsanlar temel olarak Bitcoin’i kendilerini bütün dertlerden kurtarıp, merkez bankalarını batıracak bir güç olarak değil de, ellerine alıp kullanabilecekleri fiziki bir silah olarak görmeli ve bunu kullanmalı. Bitcoin ve altında yatan merkeziyetsiz teknoloji, daha fazla kişi tarafından anlaşılıp, işin özü kavranılabilirse başarılı olabilecek bir proje.

 

Tüm gelişmelerden ve paylaşımlardan haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Leave a comment