Bitcoin Madenciliği Çok Enerji Tüketiyor. Peki Ya Bu Faydalı Bir Şeyse?
CoinDesk danışma kurulu başkanı Michael J. Casey, Bitcoin madenciliğinin enerji tükemitine dair bir yazı kaleme aldı.
Bitcoin madenciliğinin çok yakında gerçekleşecek olan çevresel felaketin en büyük sebebi olacağı yönündeki tartışmalardan artık yılmış vaziyetteyim.
Kimsenin hangi varsayımları kullanacağı hakkında en ufak bir fikri dahi yok. Şu anki üretim için ASIC madencilik teçhizatlarını ele alalım. Bunlar yılda yaklaşık 35TwH elektrik tüketiyor, yani Danimarka ile eşit; Bolivya’dan da biraz daha fazla. Bu tarz dedikoduların yayılmasında ve toplumda kabul görmesinde, madencilik firmalarının verilerini paylaşmadaki cimrilikleri bir hayli ön planda.
Ayrıca madencilik işlemlerinin hangilerinin düşük karbon enerjisiyle çalıştığını bilmiyoruz. Örneğin madencilik yapmak için İzlanda’da jeotermal enerji, Amerika’da da hidroleketrik santralleri kullanılıyor. Kullanılan enerji türü elbette çok fark ediyor.
Bu noktada akla ”neye kıyasla” sorusu gelebilir, buyrun cevaplayalım.
Gaz Tüketen Bankalar
Eğer Bitcoin’i geleneksel para birimlerinin yeni ve güçlü bir alternatifi olarak görüyor ve onun üretiminin yol açtığı çevresel sorunlardan dem vuruyorsak, geleneksel bankacılık ve ödeme sistemlerinin güvenliğinin sağlanması için neler yapıldığına ve bunun için ne kadar para harcandığına bakmalıyız. Burda söylemek istediğim şey, bankaların şubeleri, zırhlı para taşıma araçları, dolandırıcılık tespitinde çalışan insanlar ve daha niceleri…
Bu çok büyük miktardaki harcamaların elbette küçük bir kısmı enerji tüketimine gidiyor ancak burada elde edilen tasarrufla (Bitcoin madenciliğinde harcanan enerjiye göre) bankaların insanoğlu için daha akılcı bir gelecek planlamak için çalışma yapmaması ve yenilenebilir enerji kaynaklarını araştırmaması hoş bir durum değil.
Ayrıca hangi parametreyi Bitcoin ile geleneksel bankacılık sistemini kıyaslamak için kullanacağız? Bitcoin ödemeleri halen geleneksel bankacılık sistemi ödemelerine kıyasla adeta bir bebek ancak buna karşın çok fazla enerji tüketiyor. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir haberde Bitcoin ile yapılan bir ödemenin hesaba geçebilmesi için harcanan enerjinin, bir evin bir haftada kullandığı enerjiye denk olduğu belirtilmişti.
Yine de hepimiz biliyoruz ki Bitcoin ağındaki işlem hacmi sabit ve sıkışık bir blok boyutu sebebiyle hayli yavaşlamış durumda. Bitcoin fiyatları artmaya devam ettikçe bu durum madencileri daha fazla hash sistemi kullanmaya adeta davet ediyor. Bu durumda pay artarken payda sabit kalıyor ve bu olay; işlem öncesi elektrik tüketiminde ciddi bir artışa sebep oluyor.
Bu durum Bitcoin için çok parlak bir tablo ortaya çıkarmasa da, yine de bunun Bitcoin’e eleştriden ziyade onun karşılaştığı zorluklara atıfta bulunduğunu belirtmeliyim.
İşler Değişiyor
Beni bu Bitcoin enerji tartışmalarında daha fazla üzen durum ise insanların belki de üzerinde hiç kafa yormadan teknolojinin statik bir şekilde kaldığını düşünmeleri.
Bu düşünce, Bitcoin’in merkezsiz, dinamik, rekabetçi ve kendini yenileyen yapısını düşündükçe daha da enteresan geliyor. Gerek kripto paralarda gerekse de enerji alanında yaşanan teknolojik gelişmeler, hiçbirimizin takip edemeyeceği hızlarda yaşanmaya devam ediyor.
Lightning sistemi Aralık ayında kullanıma açıldı ve sistem şimdiye dek birçok insanı Bitcoin kullanarak ufak tefek ödeme yapmak konusunda cesaretlendirdi. Ancak yine de bunun oturup oturmadığını zaman gösterecek. Eğer küçük bir miktardaki bilgisayarların Lightning ile insanlar arasında kişiden kişiye yapılan ödemeleri onaylamak için kullandığı enerji ile, bankacılık sistemlerinin Visa ağı gibi şeyler için kullandığı altyapı sistemlerini kıyasladığınızda ise sonuç Bitcoin lehine hayli efektif çıkıyor.
Ayrıca geçtiğimiz günlerde Coin Center’da çalışan Peter van Valkenburgh’ün söylediği de çok doğru. Buna göre, Bitcoin fiyatları arttıkça bu piyasa madenciler için çok daha cazip hale gelecek ve bu madenciler, kendilerini bu işi yapan ötekilerden farklı kılabilmek için daha farklı ve faydalı çözümler arayacaklar.
Birçok yerde enerjinin fiyatının KwH’sinin 2 cent veya daha fazla olduğunu da göz önüne alırsak, madencilerin bu arayışının onları götüreceği yerin yenilenebilir kaynaklar olacağını tahmin edebiliriz.
Ancak burda tartışma farklı bir yere evriliyor. Bitcoin fiyatlarındaki artışın madenciler için cazip olduğundan bahsetmiştik. Böylesi bir durumda madenciler ağdaki işleri karşılayabilmek amacıyla daha fazla hash gücü kullanmaya devam ederse bazı felaket tellalları, Bitcoin’in 2019’da Amerika Birleşik Devletleri’nden daha fazla enerji tüketeceğini öngörüyor.
İnsanlığı Bitcoin mi Kurtaracak?
Eğer bu gerçekleşecekse kesinlikle madencilerin yenilenebilir enerji kaynakları arayışında çizdikleri yol ile olacak. Madenciler belki bu kaynakları kendileri keşfetmeyecekler ancak enerji firmalarına gerekli desteği sağlayarak bu çözümün bulunabilmesinde aracılık edecekler ve bu da dünyanın geri kalanı için hayırlı sonuçlar doğuracak.
Bitcoin konusundaki genel istek ve arz, yenilenebilir enerji kaynakları konusunda verimlilk çalışmalarını arttırmanın yanı sıra bu kaynakların ekonomi pazarını da bir hayli geliştirecek.
Yine bu argümanı destekleyecek geçmiş bir düşünceyi hatırımıza getirecek olursak, geride bıraktığımız 50 yılda ekonomik rekabetin teknolojiyi nasıl daha verimli hale getirdiğini düşünebiliriz.
İnsanlar bunun sadece durağanlık yönüne bakıyorlar ancak Bitcoin gibi hızlı değişim gösteren teknolojilerin yarattığı geri bildirimler, teknolojinin evriminde her zaman bir ilerletici faktör olarak karşımıza çıkmıştır.
Teknolojik değişimin hızlı ve sürekli bir şekilde karşımıza çıktığı bu endüstride, tek sabit şey, gelecekte bu konu hakkında yapılacak tartışmaların, değişkenlikleri kabul etmesi olmalıdır.
1 Comment
Musti
ASİC madencilik gerçekten çok enerji tüketiyor, üstelik halkın %80 ‘nin bunun ne olduğunun bilmiyor. eğer daha bu durum bilinir hale gelirse siz düşünün tüketilen enerjiyi. bu yüzden gelecek, enerji tüketmeyen coinlerde.