Blockchain Sağlık Sektöründe Devrim Yaratacak
Bildiğiniz üzere blockchain’de depolanan veriler oldukça şeffaftır ve değiştirilemez. Bu iki özellik, sağlık sektöründeki sözleşmelere devrim getirebilecek niteliktedir denilebilir.
Blockchain ile Sağlık Sektörüne Çözümler
Blockchain merkezsizleşmiş bir yapıdır. Blockchain üzerinde yapılan her hareket kamuya açık şekilde kaydedilir, kronolojik olarak düzenlenir ve geriye dönük düzenlemeler yapılması neredeyse imkansızdır. Verileri koruyan bloklar üst düzey kriptografi ile şifrelenmiştir ve bloktaki verinin bir şekilde değiştirilmesi teklif edilirse ağa bağlı tüm kullanıcıların onayı gerekir.
Tüm bunlar, blockchain’in şeffaflığını ve kesinliğini irdeleyen özellikler. Bu da şu anlama gelir: Kesinliğin ve şeffaflığın en çok ihtiyaç duyulduğu alan olan kamusal hizmetlerde blockchain, yepyeni bir eylem planı oluşturulmasını sağlayabilir. Kamusal hizmetler içinde insan ömrünü en yakinen ilgilendiren sektör, sağlık sektörüdür. Ve bu sektör, blockchain’in niteliklerini değerlendirme çabasına girmiştir bile.
Sağlık sektörünün mutfağını mercek altına alırsak ilk göreceğimiz şey, uğraşılması gereken evrak işlerinin ve saklanması gereken mühim verinin çokluğudur. Blockchain teknolojisi, bu tarz rutin işler için kaybedilen vaktin geri dönüştürülmesini sağlayabilir. Blockchain’in itinayla tasarlanmış yapısı, hastaların mühim bilgilerinin saklandığı veritabanlarının kolayca yönetilmesini ve yetkisi olmayan kişilerin bu bilgiye ulaşamamasını sağlar. Bu da hastasıyla ilgilenen bir doktorun veriyi kendi elleriyle girebileceğini, başka bir çalışana veya sağlık kurumuna danışmasına gerek kalmayacağını göstermektedir. Acil bir müdahaleye ihtiyaç duyulduğunu düşünün; bu teknolojinin kazandıracağı bir dakika, bir kişinin hayatını kurtarabilir.
Blockchain’in yapısının veritabanlarını yönetebileceğini belirtmiştik. Bu aynı zamanda birbirinden farklı sistemler kullanan hastanelerin ve sağlık kurumlarının depoladığı tonlarca verinin derlenerek bir arada tutulabilmesi anlamına da gelir. Örneğin Amerika’nın yalnızca tek bir şehrindeki hastanelerin toplamda birbiriyle uyumluluk göstermeyen 26 farklı elektronik kayıt sistemi kullandığı tespit edilmiş. Bu denli düzensiz bir veri kütüphanesinde tek bir hastanın verilerinin kaybolmaması veya bozulmaması gerçekten şans eseridir. Erken doğum yapmak zorunda kalan bir kadının vakasını ele alalım: Eğer önceden kontrollerini yaptırdığı ve kendisiyle ilgilenen sağlık kurumundan doğum anında uzak kaldıysa, sağlık geçmişine ve gebelik sürecine dair bilgilerin aktarılması saatler sürebilir. Bu gecikme bazı durumlarda hem onun hem bebeğinin hayatına mal olabilir. Blockchain teknolojisi sayesinde tüm veriler bir kütüphanede toplanarak tek ve kapsamlı bir kaynak oluşturulabilir.
Hastaların işleme alınmasını yavaşlatan başka bir problem de sağlık sektöründe kurumlar arası aracılardır. Hastalar ile şifa arasında sağlık sigortası şirketleri, ecza depoları, hastane yönetimleri, bürokratik gereklilikler vardır. Blockchain bu probleme de çözüm üretmiştir: Akıllı sözleşmeler sayesinde hastalar aracılara ihtiyaç duymadan muhatap olmaları gereken merciiye ulaşabilirler. Bu sözleşmeler, hastalarına akıllı telefonlar, dizüstü bilgisayarlar ve daha birçok cihaz aracılığıyla hizmet veren doktorlar için de oldukça kullanışlı olabilir. Üstelik akıllı sözleşmeler hastanın ve muhatap merciinin bilgilerini koruyacak ve gizleyecek bir başka araçtır.
Son olarak da blockchain, sahte ve merdiven altı ilaçların piyasaya sürülmesini engelleyebilir. Merkezsizleşmiş teknolojilerin en yaygın olarak kullananlar, tedarik zinciri üyeleridir. Walmart örneğinde görüldüğü gibi ticaret devleri, özen gerektiren ürünlerinin tedariğinde blockchain teknolojisinden faydalanmaktadır. Ecza depoları niçin bu yenilikten mahrum kalsın? Dünya Sağlık Örgütü’ne göre düşük ve orta gelirli ailelerin erişimindeki her 10 ilaçtan 1’i standartlara uymuyor, hatta bazıları sahte bile çıkabiliyor. Güvenli bir blockchain sistemi sayesinde ilaçların üreticiden dağıtıcıya olan yolculuğunun takip edilmesi, ecza piyasasının arınmasına ve sektörün adının temize çıkmasına yardımcı olabilir.
Peki Blockchain’e Güvenebilir Miyim?
Sağlık sektörü, siber saldırılara karşı en savunmasız olan sektördür; güvenlik açıkları ve hacklenmeler sebebiyle bireylerin özel bilgilerinin sızdırıldığı ne yazık ki sıkça yaşanmıştır. Adres, sosyal güvenlik sigortası numarası, sağlık sigortası poliçeleri ve sağlık geçmişine dair kayıtlar bir bireyin en mahrem bilgileri arasındadır. Amerika’da yapılan araştırmada neredeyse her gün yapılan siber saldırılar sebebiyle bireylerin sağlık bilgilerinin sızdığı ortaya çıkmıştır. Sektör bu saldırılar sebebiyle her yıl 6 milyar dolar kaybetmekte, bu afete en sık maruz kalan kurumların sağlık sigortası şirketleri olduğu bilinmektedir.
Alışılagelmiş, yıllardır kullanılan veritabanlarından farklı olarak blockchain geriye dönük değiştirilemez, yapılacak yeni değişikliklerin de ağ üzerindeki her kullanıcı tarafından onaylanması gerekir. Aksi takdirde ağın üzerinde yaprak bile kımıldamaz. Blockchain’e şüpheli bir teklif getirilmesi halinde işlemler iptal edilir. Blockchain’in ele geçirilmesinin tek yolu, ”%51 saldırısı” denen yöntemdir. Bu yöntemde, ağın üyelerinin yarısından fazlası belli bir amaca yönelik gruplaşırsa, merkezsizleşmişlik ortadan kalkar çünkü bu grup çoğunluk haline gelerek verilecek kararı kendi lehine çekecektir. Bu yöntem bile blockchain’in ne denli güvenli olduğunu kanıtlamaktadır çünkü gerçekleştirilebilmesi için bile ağa bir şekilde müdahil olmak gerekmektedir. Fakat bu saldırı tipine karşı hukuki silahımız da bulunmaktadır zira veri manipülasyonu mahkemeye götürülebilecek denli ciddi bir bilişim suçudur.
Günümüzde Sağlık Sektöründe Blockchain Kullanan Var Mı?
Olmaz mı? Birkaç paragraf evvel sözünü ettiğimiz tüm çözümler dünyanın her yerinden sağlık enstitüleri tarafından uygulamaya koyuldu, koyulmakta. Örnekleri sıralayabiliriz.
2018 yılında Amerikan sağlık sektörünün önde gelen şirketleri, veri kalitesini arttırırken maliyeti azaltmak adına blockchain’i test etmeye karar vererek bir birlik kurdular. Tayvan’daki Taipei Üniversite Hastanesi ve Güney Kore’nin lider hastanelerinden Myongji de benzer uygulamaları yürürlüğe koydular.
Amerika’da Portland Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, sahte ilaçların piyasadaki dolaşımını engellemek üzerine bir blockchain projesi geliştirmekteler. Proje sonuçlandığında, yalnızca özel bir anahtara sahip bireylerin erişebileceği bir tedarik zinciri yaratılması bekleniyor. Bunun dışında Amerika menşeili sağlık sigortası devi Aetna, bilişimin babası IBM ile kurduğu işbirliği sonucu sağlık sektörüne özel tasarlanmış bir blockchain geliştirmeyi planlıyor.
Teknoloji, kâr amacı gütmeden de kullanılabiliyor. Örneğin bu yıl ALS Association (ALS Derneği) ile TRON Foundation işbirliğine girdiler. Bu sayede ALS hastalığı için farkındalık uyandırmak adına yapılan kampanyalarda, bağışların blockchain aracılığıyla takip edilebilmesini sağlayan bir sistem kurdular.
Önemli gelişmelerden biri başkası da Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) sayesinde gerçekleşti. Birleşmiş Milletler’in Doğu Afrika bölgesinde ücretsiz temel sağlık hizmetleri veren departmanı, blockchain temelli sistem aracılığıyla telesağlık ve telepsikoloji hizmetleri de verebilecek.
Özetlemek gerekirse, blockchain teknolojisine adapte olunduğu takdirde gelecek 5 yıl içerisinde sağlık sektörü 100 ila 150 milyon dolar tasarruf edebilir.
Blockchain Gerçekten Sağlık Sektörünü Değiştirebilir Mi?
Bu oldukça muhtemel zira bahsettiğimiz problemler dışında da sağlık teknolojilerinde blockchain’den faydalanılıyor. Keşfedilen çözümlerin, süregelen diğer problemlerin giderilmesinde de uygulanması artık yalnızca an meselesi denilebilir.
Blockchain şu anda teşhis koymak amacıyla geliştirilen yapay zeka teknolojilerinde kullanılıyor. Yapay sinir ağlarından oluşan dağıtık ağların oluşturulabileceği ve bu sayede insan pratisyenlerden daha hızlı öğrenebilen bir yapay zeka geliştirilmesi planlanıyor. Avusturya hükümetinin desteklediği bir start-up, kanser teşhisi koyabilen blockchain temelli bir yapay zeka üzerine deneylere çoktan başladı bile. Üstelik bu yapay zeka şimdiye dek rahim kanserini %90 oranında teşhis edebilir hale geldi.
Sözümüz odur ki blockchain, içine girdiği her sektörü üst düzeye taşıyacak ve insan hayatının kalitesini arttıracak niteliğe sahiptir. Kamusal sorunlarda bile hızır gibi yetişen bu teknolojinin dünyanın en önemli sektörüne de imzasını atması kaçınılmaz olacaktır.