Consensus 2018’de, Yasal Düzenleme Süreçleri Tartışıldı
Kripto paralar ve onların yasal zemine oturtulması, geride bıraktığımız 12 ayın belki de en önemli konularından biriydi. Konu ile ilgili çeşitli çıkış yolları ve yeni çözümler de, Consensus’un bu yılki versiyonun önemli bir bölümünü oluşturuyor.
Özellikle de bu yıl konferansta üzerinde durulan önemli çözüm yollarından birisi de, kendi kendini düzenleme süreçleri ve bunların sektöre olacak etkileri. Konuyla ilgili konuşan panelistlerden birisi olan ve finansal firmalar için hukuk danışmanlığı hizmeti veren başarılı hukukçu Gary DeWaal, kripto para özelinden ziyade, teknoloji sektöründe hali hazırda bulunan kuralların zaten birer karmaşa yarattığını belirtirken; bu durumun da çözüm emareleri göstermediğini belirtti.
DeWaal, şu ifadeleri kullandı:
”CFTC’nin bütçelerinde kısıtlama var. Bu yüzden kripto para düzenleme konusunda ne kadar istekli olurlarsa olsunlar, devletten onlara aktarılacak kaynak, şu aşamada hayli az.”
Amerika Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu’nun (CFTC) başkanı olan Brian Quintenz’in kendisinden önce yaptığı değerlendirmelere ithafen bu ifadeleri kullanan deneyimli hukukçuya katılanlar hiç de az değildi. Quintenz, pazartesi günü yapmış olduğu konuşmada; Ethereum ile ilgili tartışmalara açıklık getirmiş ve Ethereum’un senet sayılıp sayılmayacağı konusunun, gerçekten de gündemlerinde önemli yer tuttuğunu belirtmişti. Başarılı yönetici ayrıca bu konunun dikkatli bir şekilde ele alınması gerektiğini de ifade ederken; böylesi bir konuda son isteyecekleri şeyin; iki farklı kurumun farklı düşünceler ve görüşler taşıması olacağını belirtti.
Bu bağlamda sözlerine devam eden DeWaal, kendi kendini denetleyecek kurumların; düzenleyici kurumlara yardımı olabileceğini belirtirken, özellikle de yasal süreçler ile ilgili hazırlanacak taslaklarda, bu kurumların önemli bir rol oynayabileceğini ifade etti.
DeWaal, ”Bu kurumların büyük bir rolü olabilir; çünkü bu kurumlar bir standart belirleyip, esas bağlayıcı kanunları koyacak kurumları rahatlatabilir.” dedi.
Konuyla ilgili fikir belirten bir başka isim de Japon merkezli kripto para borsası BitFlyer’ın CEO’su Yuzo Kano oldu. Kano, Japonya’da benzeri bir sürecin şu anda yürürlükte olduğunu ifade ederken, bu hamleleri ile birlikte Japonya Finansal Hizmetler Kurumu’nun yükünü bir nebze de olsa azalttıklarını ifade etti. Kano, şöyle konuştu:
”Biz böylesi bir işin altına 2014’de girdik ve derneği kurduk. Buradan da müşterini tanı ve kara para aklanmasını önle süreçlerini ortaya çıkardık. Bazıları buna katılmak istedi, bazıları ise yüz çevirdi. En sonunda biz bu tarz süreçleri herkesin takip etmesi gerektiğini belirttik.”
Gerçekten de Kano’nun belirttiği gibi, ülkenin en büyük kripto para borsalarından biri olan Coincheck’de yaşanan ve 530 milyon dolarlık NEM koininin çalınması ile sonuçlanan hack saldırısının ardından kripto para borsaları bir başka toplantı yaparak konu ile ilgili aksiyon alırken, FSA da bu kurumun yaptığı işlere destek vererek yeni bir düzenleme mekanizması oluşmasını sağladı. İki kurum ortak çalışarak Japonya özelinde, kripto para piyasalarında güvenlik ve yatırımcı korumasını sağlamak için çaba gösteriyor.
Öte yandan, diğer ülkelerdeki düzenleyici kurumlar da yapabilecekleri konusunda çalışmaya devam ediyor.
Cebelitarık hükümetinin başarılı yöneticilerinden olan Albert Isola da etkinliğe katılarak, ülkede bu anlamda çok yönlü bir yaklaşım sergilediklerini belirtti. Isola, şu ifadeleri kullandı:
”İşletmelerin kaliteli oyunculara sahip olması gerekir ve gerçekten de iyi ve yeterli düzenlemeler de bu işte elzemdir. Aynı zamanda ülkemiz özelinde bakacak olursak da, bu işletmelerin hepsinin yönetim kademesi Cebelitarık’ta bulunmak zorunda.”
Ancak Cebelitarık’ın biraz da demografik ve coğrafi özelliklerini kullanarak yürürlüğe koyduğu bu düzenleme, diğer ülkeler için geçerli değil. DeWaal, konuyla ilgili görüşlerin bölgeden bölgeye değişebileceğini belirtirken, şunları söyledi:
”Bizim bu konuda temel olarak ihtiyaç duyduğumuz şey, her bölgenin kendi düzenlemesini yapmasını sağlayacak ortamı yaratmak. Bunu yaparsak, her kurum kendi bakış açısı ile olaylara yaklaşacaktır.”
