Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Dev Mesajlaşma Uygulaması, Stellar Üzerinden Kendi Ağını Oluşturmaya Karar Verdi

Popülerliği gittikçe artan Kik mesajlaşma uygulaması yakın zamanda tamamen kendine ait bir token çıkaracak. Projenin ardındaki ekip söz konusu kripto paranın altında yatan teknolojiden olabildiğince fazla verim alabilmek için sıkça değişiklikler yapıyor.

Kik’in üreteceği Kin adlı token şu an için Ethereum tabanlı bir ERC-20 tokenı durumunda. Ancak bundan bir süre önce yaptığımız haberde Kik’in iki-zincirli bir sisteme geçiş yapacağını ve bu sistem sayesinde Kin tokenının hem Ethereum hem de Stellar blockchainleri üzerinde destekleneceğini belirtmiştik. Kin ekibi atılan bu “iki zincir” adımından sonra yeni bir karar daha aldı ve bir fork aracılığıyla Stellar blockchaininden ayrılacağını, kendi blockchainin oluşturacağını duyurdu.

Kik’in iki zincirli bir sisteme geçiş yapmasının başlıca sebebi Ethereum ağı üzerindeki işlem ücretlerinden endişe duyulmasıydı. Ancak görünüşe göre Kik ekibi Stellar’ın işlem ücretlerini de fazla buldu.

Ekip Stellar ağından da çıkmak istiyor çünkü Stellar ağında işlem yapmak için çok az da olsa bir işlem ücreti ödemek gerekiyor ve bu ücret Stellar’ın kendi tokenı ile ödenebiliyor.

Ama Kik, kendi oluşturacağı blockchainde ‘işlem ücreti’ olayını ortadan kaldırmak istiyor.

Öncelikle Kik neden bir token üretmek istiyor onu söyleyelim. Kik’in üreteceği token mikroödemelerin, yani ‘kuruşluk’ işlemlerin, çok daha etkili ve verimli bir biçimde yapılabilmelerini sağlayacak. Eğer Kik’in tokenı gerçekten de başarılı olur ve mikroödeme yapmayı çok daha kolay hale getirebilirse girişimcilerin bu tokenı kullanarak ucuz özel sohbetler, dijital hediyeler (sticker ya da gif gibi), kişisel fotoğraflar gibi şeyler almak-satmak için bir teşvikleri olacak. En azından Kik ekibi böyle düşünüyor, umuyor.

Kik’in CEO’su olan Ted Livingston konu hakkında şöyle bir yorum yaptı:

“Bence Kin’i eşsiz yapan şey onun teknolojinin ürünü değil, ürünün teknolojiyi geliştirdiği birkaç projeden biri olması”.

Kin Foundation, girişimcileri Kin uygulaması üzerinde belli başlı hizmetler sunmaya başlamaları için teşvik etmek amacıyla rezervinde devasa miktarda Kin tutuyor ki böylece girişimcilere ekonomiyi canlandırdıkları için ödeme yapabilsin. Kin Ödül Motoru (KÖM) adı altında geliştirilen bu sistem doğrultusunda girişimcilere o gün uygulamalarının ağ ekonomisine ne kadar katkıda bulunduğuna bağlı olarak her gün Kin dağıtılacak.

Salı günü yapılan açıklamaya göre de girişimcilerin hazırlayacağı ve sunacağı hizmetler bundan Kin’in blockchaini üzerinde olacaklar.

Stellar işin içinden çıkmış gibi görünse de Kik ile Ethereum arasındaki bağ tam anlamıyla kopmadı. Üretilen her Kin tokenı hem Ethereum hem de Kin blockchainleri üzerinde desteklenecek ve böylece kuruculardan biri istediği takdirde ‘atomic swap’ özelliğinden faydalanarak Ethereum ağına geçiş yapabilecek.

Kik’in geleceğe yönelik yol haritası şu an için bu şekilde ancak şunu da belirtelim, Kik’in CEO’su olan Livingston bahsedilen tüm bu şeylerin tam olarak ne zaman hayata geçeceklerini söylemedi. Yine de şirketin Stellar protokolündeki kod tabanını kopyaladığını ve şu anda kendi açık kaynaklı tabanını oluşturmaya başladığını da söyleyelim.

Sıfır İşlem Ücreti

Kik’in Stellar ağından ayrılmak isteme nedeninin Stellar’ın çok fazla işlem ücreti kesiyor olması da değil. Kik, hangi blockchaine geçiş yapılacağına karar vermek için epey değerlendirme yapmış ve en sonunda Stellar’da karar kılmıştı ve Livingston, Stellar’ın başarılı bir ağ olduğuna hala inanıyor. Yani buradaki sorun Stellar’ın çok fazla işlem ücreti kesiyor olması değil, işlem ücreti kesiyor olması:

“Mesele işlem ücretlerinin çok fazla olması değil, ortada bir işlem ücretinin olması ve bu durumun spam gönderen kişilerin işine geliyor olması”.

“Stellar’ın işlem ücreti kestiği zaten belli, niye en başta Stellar’ı seçtiler o zaman” diye bir soru sorulabilir. Evet, Kik ekibi Stellar’ın işlem ücreti aldığını zaten biliyordu ancak bu duruma bir çözüm getirebileceğine inanıyordu. Üretilen çözümlerden biri de kullanıcıların işlem ücretinin direkt Kik tarafından karşılanmasıydı ama yukarıda belirttiğimiz gibi Stellar üzerindeki işlem ücretleri Stellar’ın kendi tokenı olan Lumen ile ödenebiliyor. Yani Kik’in, kullanıcıların işlem ücretlerini karşılayabilmesi için insanların cüzdanına Lumen göndermesi gerekiyor. Bu çözüm başlangıçta yeterli gibi görünüyordu ancak ilerleyen zamanlarda bu ‘çözümün’ aslında daha büyük sorunlar doğurabileceği fark edildi. Mesela niyeti pek de hoş olmayan insanlar kafalarına göre onlarca cüzdan oluşturup, Kik ekibinden boş yere Lumen alabilirler.

Durum böyle olunca Kik kendi blockchaini oluşturmaya ve işlem ücreti kavramını tamamen ortadan kaldırmaya karar verdi. Livingston:

“Stellar ağı ile Kin’in Stellar üzerinde yapacağı forku kıyasladığınız zaman aslında iki ağın da birebir aynı olduğunu görüyorsunuz, arada sadece tek bir fark var: düğümleri yöneten insanlar”.

Yani başlangıç aşamasında ilk düğüm Kin Foundation tarafından yönetiliyor olacak ama zaman geçtikçe ve şirket daha fazla ortak edindikçe ağa katılan ortaklar da düğümleri yönetmeye başlayacaklar. Dolayısıyla Kin Foundation en azından ilk zamanlarda ağı kontrol ediyor olacaksa da şirketin ağ üzerindeki gücü ve kontrolü zaman içerisinde azalacak.

Ama Stellar’dakinin aksine ağdaki ortaklar işlem doğruladıkları zaman herhangi bir ödül almayacaklar çünkü bu ortaklara bir ödül vermek için ortada bir işlem ücretinin olması gerekiyor. Livingston’a göre ise Kin’in sunduğu KÖM sistemi sayesinde bu durum büyük bir sorun haline gelmeyecek. Livingston:

“Ağ üzerinde daha fazla dijital hizmet sunulmaya başlandıkça, Kin sistemi ve müşteri tabanı büyüdükçe insanların bu düğümleri yönetmek için daha fazla sebepleri olacak”.

Sansüre Dayanıklılık?

Proje ekibine göre şu anda her şey iyi hoş güzel olabilir ama ortada bir sıkıntı var. Kin’in önerdiği bu düğüm modeli kripto paraların en temel ilkelerinden birine ters düşüyor: sansür karşıtlığı

Mesela eğer ki Kin tokenı Stellar ağı üzerinde olsaydı doğrulama süreci ile kullanım alanları arasında belli farklar olurdu. Doğrulama işlemlerini yapan kişiler ağı güvence altına aldıkları için belli bir gelir elde ederlerken, Kin kullanarak belli bir hizmet sunan şirketler ağı kullandıkları için belli bir işlem ücreti ödüyor olurlardı. Ama Kin’in sunduğu yeni sistemde büyük çaplı şirketler hem kullanım alanlarını hem de doğrulama süreçlerini ellerinde tutabilirler.

Büyük şirketler bir araya gelerek zararlı buldukları bir hizmetin, şirketin ağ üzerinde bulunmasını yasaklayabilir, yani bir araya gelen şirketler başka bir şirkete sansür uygulayabilirler.

Durumu biraz daha örnek üzerinden giderek anlatalım. Diyelim ki şu anda kullandığımız İnternet, Kin’in kendi ağında kullanacağı sistem ile aynı sisteme sahip. Ebay, Etsy, Vimeo gibi devasa şirketler ve hizmetler bir araya gelip ‘zararlı’ buldukları başka bir siteyi bloke edebilirler.

Livingston tüm bunları da yanıtladı ve şöyle söyledi:

“Şu an konumuz dünyanın kötü yanları değil. Bu gibi şeyler toplum olarak başa çıkmamız gereken şeyler. Şu an sorulması gereken soru merkezi Kin’in, sistem içerisinde merkezi bir otorite haline gelip gelmeyeceği. Bu sorunun cevabının hayır olmasını umuyoruz”.

Tüm gelişmelerden ve paylaşımlardan haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Leave a comment