Euro Karşısında Değer Kaybeden Dolar için Son Yakın mı?
Pandemi sürecinin başlarında değerini hızla arttıran dolar bu performansı sürdürmeyi başaramadı ve son haftalarda euro karşısında %5 değer kaybetti. Dolar döviz endeksinde son iki yılda en düşük noktayı gören doların geleceği, çoğu piyasa analistine göre sallantıda duruyor.
Koronavirüs pandemisinin etkisiyle insanların dövizden ise, daha güvenilir olarak baktıkları altın, gümüş gibi değerli madenlere ve Bitcoin gibi varlıklara yatırım yapmaları dolara ilk darbesini vurdu. Ardından, Amerikan hükümetinin Covid-19 sebebiyle bunalan halkı rahatlatmak amacıyla hazırladığı destek paketleri ve Fed’in diğer merkez bankalarıyla birlikte faiz oranlarını sabitlemesi, doların hem yen hem euro karşısında değer kaybetmesine sebep oldu. Açıklanan Fed endeksinin rezerv para birimi için %7 gibi bir oranda düşüş göstermesi de yatırımcıların dolara olan güvenini kaybetmesi için bir başka sinyal oldu. loomberg, Dolar Para Birimi Endeksi incelemesinde doların 2 yıldan bu yana en düşük seviyeyi gördüğünü belirtti. Bunun ardından hedge fonları doların değer kaybedeceği yönünde pozisyon almaya başladı. Uzmanlar, yaşanan bu gelişmelerin doların geleceği için pek parlak bir görünüm sergilediğini düşünmüyor.
1985 ve 2002 Senaryoları Tekrarlanıyor mu?
1980 – 1985 yılları arasında ilk büyük çıkışını yaşayan dolar, değerini yaklaşık 2 katına çıkarmayı başardı. Bu hızlı yükselişin devamında 22 Eylül 1985 tarihinde Fransa, Batı Almanya, Japonya, İngiltere ve ABD arasında imzalanan Plaza Accord sonrasında dolar hızla değer kaybetmeye başladı. Bu hızlı düşüş, hem Amerikan piyasası hem de halk için darbe vurucu bir etki ile sonuçlandı. 2002’deki senaryo ise dönemin başkanı George W. Bush’un bazı şok etkili politikaları sebebiyle doların ciddi değer kaybı ile son buldu. Bu seferki düşüşün baş rollerinde ise Fed’in faiz politikaları ve koronavirüs olabilir.
Brandywine Global Investment Management’tan Jack Mclntyre, 1985 ve 2002 tarihlerinde yaşanan senaryonun tekerrür edebileceğini düşünüyor. Rezerv para biriminin son yıllarda olması gerekenden fazla değer kazandığına inanan McIntyre; doların önümüzdeki birkaç yıl boyunca değer kaybedebileceğini söylüyor. Fed’in gitgide büyüyen bilançosuna, sürekli olarak artan borç miktarına ve Koronavirüs sürecinde yaşananlara atıfta bulunan McIntyre; önümüzdeki birkaç yıl içerisinde yaşanacakların 1985 ve 2002 yıllarını anımsatabileceğini öne sürüyor.
Doların tıpkı 1985 ve 2002 yıllarındaki ani politika değişiklikleri sonrasında olduğu gibi değer kaybedeceğini düşünen uzmanlar, rezerv para biriminin iki yılın dibini görmesinin de aslında tahmin edilebilir bir hareket olduğunu dile getiriyorlar. Çoğu piyasa analistine göre dolar için sonun başlangıcındayız. Böyle bir manzaraya bakıldığında Amerika Birleşik Devletleri aksine, dolar karşısında değer kazanan euro ile Avrupa için olumlu bir gelişim söz konusu olabilir.
Madalyonun Öteki Yüzü: Yükseliş Rallisinin Bitişi Doların Sonu Değil
McIntyre gibi isimler tarihin tekerrür edeceğini ve doların yeniden güç kaybedeceğini düşünüyorlar fakat herkes aynı görüşte değil. Örneğin BNY Mellon Investment Management’tan Liz Young gibi uzmanlara göre boğa rallisinin bitmeye başlaması doların sonunun geldiğini göstermiyor.
Dolar hala dünya rezervlerinin %60’ını kapsıyor ve uluslararası işlemlerde en çok kullanılan birim konumunda yer alıyor. Liz Young doların tamamen çökmesiyle gerileme yaşaması arasında fark olduğunu vurgularken, şu an yaşanan düşüşün bir geri çekilme olduğunu savunuyor. Aynı zamanda Young, doların yakın gelecekte rezervleri domine eden bu duruşunu kaybedeceğini düşünmediğini de belirtiyor.