TCMB Faiz Oranını Sabit Tuttu
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) PPK toplantısında alınan kararı açıkladı. TCMB ağustos ayı için faiz artırımına gitmeyeceğini ve faiz oranını sabit tutacağını duyurdu. TCMB bir hafta vadeli repo ihalelerinin faiz oranını yüzde 8.25 seviyesinde tutacak.
Yerli yatırımcı bu haftanın başından beri TCMB’nin bugün yapacağı açıklamayı bekliyordu. TCMB, Murat Uysal önderliğinde yapılan para politikası toplantısı sonucunda faiz oranında herhangi bir değişiklik yapılmayacağını duyurdu. TCMB’nin bu hafta faiz artırımı yoluna gitmeyeceği çoğu uzman tarafından öngörülüyordu.
TCMB geçen hafta doların 7,30 seviyesini aşmasıyla birlikte parasal sıkılaştırmaya yönelik adımlar atmaya başladı. TCMB bugün yayınladığı açıklamasında bu politikayı izlemeye devam edeceğini, “sıkılaştırma adımlarının makro finansal istikrarı desteklediğini” belirtti.
Dolar Kuru Yine Yükseliyor
TCMB’nin faiz oranını sabit tutma kararı piyasaları şimdiden etkilemeye başladı. Merkez Bankası bu duyuruyu yapmadan önce 7,28 liradan işlem gören dolar; an itibarıyla 7,35 seviyesine kadar yükseldi. Bazı isimler doların önümüzdeki haftalarda yükselmeye devam edeceğini ve zaman içerisinde 8 liraya kadar çıkabileceğini söylüyorlar.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası “fiyat ve finans istikrarı” için “elindeki bütün araçları kullanacağını” duyurdu. Türkiye ekonomisinin “kademeli normalleşme adımlarıyla birlikte” mayıs ayından beri “toparlanmaya” başladığını belirten TCMB; bu toparlanmanın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için enflasyon hedeflerinin tutturulması gerektiğini vurguladı.
İşte Toplantıda Açıklanan Karar
TCMB’nin para politikasına ilişkin yayınladığı duyurunun tamamı şu şekilde:
“Küresel ekonomide, ülkelerin attığı normalleşme adımlarıyla üçüncü çeyrekte kısmi toparlanma sinyalleri gözlenmekle beraber toparlanmaya ilişkin belirsizlikler yüksek seyretmektedir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler genişleyici parasal ve mali duruşlarını sürdürmektedir. Salgın hastalığın sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu küresel etkiler yakından takip edilmektedir.
İktisadi faaliyette kademeli normalleşme adımlarıyla birlikte Mayıs ayında başlayan toparlanma güç kazanmaktadır. Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirler, ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine katkıda bulunmuştur. Son dönemde ticari kredilerde normalleşme eğilimi gözlenirken, bireysel krediler güçlü seyretmiştir. Ertelenmiş talebe ve salgın tedbirleri kapsamında uygulanan likidite ve kredi politikalarına bağlı olarak ithalatta gözlenen canlanmanın, bu politika tedbirlerinin kademeli olarak azaltılmasıyla dengelenmesi beklenmektedir. Turizm gelirlerinde salgın hastalığa bağlı olarak gözlenen düşüşe rağmen seyahat kısıtlamalarının hafifletilmesiyle kısmi bir iyileşme başlamıştır. Mal ihracatındaki toparlanma, emtia fiyatlarının görece düşük seviyeleri ve reel kur düzeyi önümüzdeki dönemde cari işlemler dengesini destekleyecektir.
Salgına bağlı birim maliyet artışlarına ilave olarak döviz kuru ve kredilerde yaşanan gelişmeler talep yönlü dezenflasyonist etkileri sınırlamakta ve çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimlerinde yükseliş gözlenmektedir. Salgına bağlı tedbirlerle kısa vadede etkili olan arz yönlü unsurların, normalleşme sürecinin devamıyla kademeli olarak ortadan kalkacağı öngörülmektedir. Salgın dönemine özgü finansal düzenlemelerin kademeli olarak normalleştirilmesi ve son dönemde likidite yönetimi kapsamında atılan sıkılaştırma adımlarının, makrofinansal istikrarı destekleyeceği değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, salgının ilerleyişine bağlı olarak iç ve dış talep koşullarının seyrine dair belirsizlikler önemini korumaktadır. Bu çerçevede Kurul politika faizinin sabit tutulmasıyla birlikte likidite tedbirlerinin sürdürülmesine karar vermiştir.
Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir.
Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır.”