Güney Kore, Neden Yeniden ICO’lara İzin Verme Yoluna Gidiyor?
Geçtiğimiz hafta Kore basınında çıkan haberler, Güney Kore hükümetinin, ICO’lar hakkında bakış açısını değiştirdiğini ve yerel finansal otoriteler ile ICO’ların tekrardan yasal olarak yer almasının önünü açacak düzenlemeler üzerinde çalıştığını yazmıştı.
Haberlerde finansal otoritelerin ülkenin Adalet Bakanlığı, Vergi Denetleme ve Düzenleme Kurumu ve diğer alakalı hükümet birimleri ile bu konu hakkında detaylı görüşmeler gerçekleştirdiği ve ICO’ların çeşitli koşulların sağlanması halinde yeniden yasal olarak ülkede boy gösterebileceğine yönelik net ifadeler yer almıştı. Haberin kaynağı olarak gösterilen kişi ise kimlik bilgilerini bu hassas sürecin ardından açıklayacağını belirtmiş ve bu süre zarfı içerisinde kendisini anonim olarak konumlandırmıştı.
Halen Şüpheler Var
Son dönemde konuyla ilgili konuşan Finansal Hizmetler Komisyonu başkanı Choi Jong-ku, özelliklikle yerel ICO’lar hakkındaki endişelerini belirtmekten geri durmazken, olası bir iznin; yine birçok sahtekar ve balon şirketin boy göstermesine yol açabileceğinden çekindiğini ifade etti.
Seoul’de hükümet ofisinde konuşan Jong-ku’ya göre, bu tarz balon oluşumlar yatırımcıların adeta korkulu rüyası ve, ICO’ların gelmesi, bu yönüyle doğru bir karar olmayabilir. Jong-ku’nun kullandığı ifadeler ise şöyle:
”Dürüst olmak gerekirse, şu aşamada korktuğum en büyük şey ICO’lar hakkındaki yapacağımız yeni düzenlemelerin ardından birçok balon ve sahtekar firmanın yeniden hareket alanı bulabilecek olması. O yüzden şu aşamada yerel bazdaki kripto para piyasasında hareket eden yatırımcılarımızı korumak için şu aşamada ekibim, bu düzenlemeler karşısında biraz şüpheci yaklaşmakta.”
Finansal Hizmetler Komisyonu’nun bu şüpheci yaklaşımına karşın, hükümet hiyerarşisi içindeki birçok kişinin, ICO’ların katı kurallar ile denetlenmesi halinde, bu endişenin ortadan kalkacağına olan inancı tam. Öyle ki, Kore hükümet yetkilileri, yerel ICO’ları KYC ve AML yani ”Müşterini Tara ve Anti Kara Para Aklama’ yönünden çok sıkı denetleyerek, bu tarz yaşanması muhtemel sorunların önüne geçmeyi amaçlıyor.
Birleşik Devletler ve Güney Kore, Birçok Açıdan Aynı Noktada
Güney Kore hükümetinin ICO’lar ile alakalı şart koştuğu bazı şartlar, Amerikan Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun konuya bakışı ile keskin paralellikler gösteriyor. Öyle ki, Kore hükümeti ancak hükümet tarafından yasal olarak kaydedilmiş ve tanınmış tokenlerin ICO yapmasına izin vermeyi planlarken, bu durum Amerikan Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) konuya yaklaşımına hayli benzer olarak karşımıza çıkıyor.
SEC, özellikle Aralık 2017’de yaptığı açıklamada özel ICO’ların Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı yatırımcıların yatırımını alabilmesi için, kurul tarafından tanınması gerektiğini şart koşmuş; daha sonra da kurum tarafından kayıtlanmayan hiçbir ICO’nun Birleşik Devletleri’nden yatırım alamayacağını açıklayarak şu ifadeleri not düşmüştü:
”Kripto para ve ICO piyasasında, maalesef geleneksel borsalara kıyasla çok daha düşük yatırımcı güvenliği olduğu aşikardır. Aynı zamanda bu piyasa, yine geleneksel borsalara göre çeşitli hilelere ve manipülasyonlara maalesef çok daha fazla açık olduğu için bu durum işi daha da zorlaştırmaktadır. Yatırımcılarımız, şu ana kadar (Aralık 2017 için) hiçbir ICO’nun SEC tarafından kayıtlı olmadığı bilgisini kabul etmelidirler.”
Ancak bu açıklamaya karşın SEC, kapılarını ICO’lara hiçbir zaman kapatmadı. Kurumun başkanı Jay Clayton, yakın dönemde, bir kripto para etkinliğinde yaptığı açıklamada tüm ICO’ların birer senet olduğunu belirtirken, buna sebep olarak da fiyatlarının tamamen işteki performanslarıyla alakalı olmasını gösterdi.
İşte Güney Kore hükümeti de, SEC’in bu görüşlerini benimserken, yeterli şeffaflık ve güvenliği sağlayan; aynı zamanda da yerel yönetimler tarafından onaylanıp kaydedilen her ICO’nun gerçekleşmesine izin vermeyi planlıyor. Yine bir başka ismini vermeyi tercih etmeyen kaynak, geçtiğimiz günlerde Kore basınına yaptığı açıklamada şunları söylemişti:
”Sermaye kazançlarının vergileri, ya da borsa şirketlerine ait vergiler gibi birçok yeni düzenleme veya opsiyonu, hali hazırda kendi aramızda bolca tartışıyoruz ve seçenekleri tartmaya devam edeceğiz.”
Yine Finansal Hizmetler Kurumu’nun kripto para ticareti politikalarından sorumlu yöneticisi Kang Young-soo da, ICO’ların yasallaştırılması yönünde çıkan dedikoduları bir anlamda doğrulayarak şöyle demişti:
”Evet, son dönemde birçok farklı mecrada ICO’ların yasallaştırılacağına dair dedikodular okuduğum doğru. Finansal Hizmetler Komisyonu olarak olaya üçüncü kişilerin gözüyle bakıyoruz ve bu yönde değerlendirmeler yapıyoruz ancak bu aşamada kurum adına resmi bir şey söylemem, hiç doğru olmaz.”
ICO’ların Yasallaşmasının Altında Yatan Nedenler
5 Mart tarihinde aralarında Asia Business ve Huffinghton Post Korea’nın da bulunduğu birçok ulusal medya organında, ülkenin en büyük internet devi olan ve bünyesinde KakaoTalk, KakaoPay, KakaoStory ve KakaoTaxi’yi barındıran Kakao firmasının; finans ve teknoloji, taksi hizmetleri, mesajlaşma ve sosyal medya pazarlarını kripto paralar üzerinden döndürmeye başlamak konusunda başvuru yaptığını yazmıştı. Kakao’nun toplamda 100 milyondan fazla kullancısı olduğu göz önüne alınırsa, bu çok büyük bir gelişmeydi.
Kakao firmasının temel olarak uygulamalarında kripto paraları kullanmak için harekete geçtiği ifade edilirken, şirketin KakaoPay uygulaması üzerinden insanların kripto para satın alıp; birbirlerine göndermelerinin önünü açmak istediği ve aynı zamanda KakaoTaxi gibi uygulamalarda ödemenin kripto paralar ile yapılabilmesini sağlamak istediği belirtildi.
Tüm bunları gerçekleştirirken, bu ödeme servisini kullanan kullanıcılarını da ödüllendirmek isteyen şirketin, bu servisi kullanan kişilere de ödül olarak kendi tokenini vermek istediği ifade edilmişti.
İşte tüm bunları gerçekleştirebilmek için bir ICO yapmak isteyen firma, bu noktada ülkedeki belirsizlikten ötürü ICO’yu Güney Kore dışında bir yerde yapmanın planlarını yapıyordu.
Güney Kore hükümetinin, Kakao firmasının yurt dışında ICO yapmasının ülke ekonomisi üzerinde yaratacağı negatif etkiden kaçınmak için ICO’lar konusunda yasal düzenleme yoluna gitmeyi seçtiği gelen haberler arasında. Özellikle eğer Kakao ICO’yu Güney Kore dışında bir yerde yaparsa, bu hamlenin, Blockchain teknolojisini gelecekte kullanan sektörler için de bir mihenk taşı olmasından korkan hükümetin, domino etkisinden kaçınmak için böyle bir karar aldığı da ifade ediliyor.
Kakao’nun ICO hakkında yaptığı planların ortaya çıkmasının ardından konuyla ilgili konuşan Finansal Hizmetler Komisyonu başkanı Choi, şirketin ICO’sunun ülkedeki kuralları ihlal edebileceğinin altını çizerek şöyle demişti:
”Gelinen noktada, dijital değerlerin ve kripto paraların ticaretinde herhangi bir yasak olmasa da, Kakao ICO’sunun ülkedeki hükümetin belirlediği çeşitli kurallar ışığında, çok da sağlam bir temele oturmayacağının bilinmesini isteriz. Özellikle yatırımcının korunması konusunda, sektördeki minimal güven, hükümetin ICO’lar önünde pozitif olmayan bir görüşü savunmasında, geçmişte en büyük etken olmuştur.”
Tüm bu açıklamalar ışığında aslında hükümetin ICO’lar ile yapmayı planladığı bu düzenlemenin temelinde yatan mekanizmanın, Kakao’nun düzenleyeceği büyük ICO olduğu çok açık ve net olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle gelecekte de Blockhain girişimlerini ve fırsatlarını kaçırmak isteyen Güney Kore hükümeti, biraz da zorunluluktan bu düzenlemelere gitmek durumunda kalmışa benziyor.