Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Hep Sorulan O Soruya Biraz Açıklık Getirecek Yazı: Yüzde Kaç Bitcoin, Yüzde Kaç Alt Koin Tutalım?

Elinizdeki parayı kripto paralara yatırmaya karar verdiğinizde, birçoklarına göre iş bitmiş sayılır ancak; sizin de tahmin ettiğiniz gibi iş aslında yeni başlamıştır. Neyi, neye ve ne kadar yatıracağım sorusu her yatırımcının artık rüyalarına kadar girer ve bu kararın doğru verilmesi, doğru zamanda doğru hamlelerin yapılması çok elzemdir.

Grafikte gördüğünüz, genelde birçok yatırımcının portföyündeki -üç aşağı beş yukarı- durumdur. Grafikte büyük ve bilinen koinlerin yanında gördüğünüz ICO A, B ve C koinlerinden ICO C’nin sizin portföyünüze, güvendiğiniz bir arkadaşınız tarafından dahil edildiğini düşünelim.

Arkadaşınıza güvenerek aldığınız ICO C koini, bir yıl sonra Vitalik Buterin benzeri bir kahraman bulsun ve bir anda müthiş ölçeknelebilir, son derecede maaliyet etkin ve çok hızlı bir sisteme sahip olsun. Medyada da her gün haberini okuduğunuz bu koinin yakaladığı ivmeden sonra, portföyünüz şu şekle dönebilir:

E peki şimdi ne olacak? Arkadaşınız, artık belki de en iyi arkadaşınız oldu ancak bu süreç sonsuza dek bu şekilde devam mı edecek? Bir gün, muhakkak yeni bir düzenleme yapmanız gerekmeyecek mi? Peki bunu nasıl yapalım? Buyrun birlikte bakalım:

Modern portfolyo teorisine göre, riski yönetmek ve kazancı maksimize etmek için portfolyoda periyodik olarak değişiklikler yapılması, doğru bir adım olarak adlandırılır. Riski minimize edip karı arttırmanın matematiksel karşılığı da, işi kitabına göre oynayıp genelde az ama öz kazanmanın temel yollarından birisi de, tüm yumurtaları aynı sepete atmamaktır. Çünkü eğer tüm yumurtalarınızı aynı sepete atarsanız, sepet elinizden düştüğünde, elinizde hiçbirşey kalmaz.

İşin pratik kısmında yatırımcılar, genelde birbirleri ile pek korele olmayan yatırım araçlarına portföylerinde yer verirler. Şöyle bir örnek verelim: Elinizde bir petrol firmasının, bir de hava yolu firmasının hisseleri olsun. Bir petrol krizi çıktığı zaman, iki firma birbirini adeta nötralize eder. Petrol azalırsa, hava yolu fiyatları artar; petrol artarsa, hava yolı fiyatları düşer. Peki kripto para portföyüne bunu nasıl yansıtabiliriz?

Kripto para sektörü ne hava yolları ne de petrol şirketleri kadar ‘olgunlaşmış’ bir sektör değil. Gelecek vaad eden teknoloji isimli bir kalıp tanıma sıkıştırılmış bu sektördeki ürünlerin de, fiyat artış azalışları biraz tutarsız. Şu anda yeteri kadar olgunlaşmamış, kendini global pazarda tam anlamıyla kabul ettirmemiş ve şu anda herkes tarafından tam anlamıyla bilinmeyen bir sektör ve onun ürünlerinden bahsediyoruz.

İşte size gelecek vaad eden teknolojilerde işler nasıl yürür sorusuna yanıt olabilecek güncel bir örnek. Sadece çok az sayıda bir şirketin, sektördeki pastanın büyük bir kısmına tek başına sahip olduğunu görüyoruz ki bunlar Uber ve Snapchat gibi dev firmalar. Gördüğünüz gibi sadece birkaç firma gerçek manada kazanmış ve ötekilerin esamesi dahi okunmuyor.

İşte bu noktada, otoriteler birbirinden ayrılıyor. Size uyanı ise siz seçeceksiniz. Burada karar mekanizması tamamen siz olduğunuz gibi, bu yazı zaten hiçbir öneri ya da yatırım tavsiyesi içermiyor. Birtakım otoriteler, size yukarıda da belirttiğimiz gibi tüm yumurtaları aynı sepete koyma kardeşim, dese de daha hakim görüş ise, bu tarz sektörlerde iyi performans gösteren ürüne (ki bizim verdiğimiz örnekte arkadaşınızız önerdiği ICO C) karışmamak.

Hatta öyle ki, bazı otoriteler durumu şöyle açıklıyor: Facebook’un bir kağıt parası olduğunu düşünelim ve bundan elinizde 100 tane olsun. Bu parayı, sırf portföyü dengeleyeyim diye satarak yerine My Space (Facebook’tan önce kurulan ancak şu anda yerinde yeller esen platform) parası alır mısınız? Bu, göründüğü gibi pek de mantıklı bir seçim değil…

Farklı Hamleler

Peki sektördeki büyük yatırımcılar ne yapıyorlar? Sektörün ‘balinası’ olarak adlandırılan isimler, nasıl stratejiler izleyip servetlerine servet katıyorlar? Bazı iddialara ve anılara göre, balinalar gidip; bir projenin (ki gerçekten düzgün bir şey hedefleyen ve arkasında organik bir likidite olan, dolandırıcı veya temelsiz olmayan bir proje) gidip toplam token arzının bir kısmını satın alıyorlar.

Bazıları binde birini, bazıları ise yüzde birine kadar varan oranlarda bu projelerin tokenlerini ilk dönemlerde alıyor. Tabii ki bunu aynı oranda yapmak zorunda değilsiniz, sadece elinizdeki miktara göre oranlamanız yeterli olacaktır. İşte bu noktadan sonra, aldıkları tokenleri veya koinleri etkili bir aktivite oluncaya dek ellerinde tutuyorlar. Bir gelişme, bir ICO, bir borsa haberi vs. geldiği anda ve fiyat artışı başladığı zamanda, elden çıkarıp; bir sonraki ‘keşfedilmemiş’ koine geçiyorlar. Bir futbol menajerlik oyununda çok ucuza aldığınız bir süper yeteneği, elden yüksek paraya çıkarıp; o paranın bir kısmı ile gidip tekrar süper yetenek ya da yetenekler almak gibi…

Tabii ki yukarıda da bahsettiğimiz gibi, bu tarz hamleler sadece ama sadece gerçek manada bir amaca hizmet eden projeler için geçerli. Sahtekarlık ve dolandırıcılık emelleri olan, organik bir artış yaşamayan, sadece Blockchain’in ismine sığınıp aslında hiçbir şey vaad etmeyen veya artış azalışı çok çok rahat manipüle edilecek düzeyde olan projeleri, büyük yatırımcılar genelde istemiyor ki bu konuda oldukça da haklılar.

Tüm gelişmelerden ve paylaşımlardan haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Leave a comment