Türkiye’de Nakitsiz Toplum Hayali
Türkiye şu anda dünyada kripto paralara en çok ilgi duyulan ülkelerden biri arasında yer alıyor. Ülkedeki kripto para yatırımcılarının sayısı 1 milyonu aşmış durumda ve bu sayı artmaya devam edecek gibi görünüyor.
Ülkedeki vatandaşlar kripto paraların yanı sıra genel olarak dijital ödeme yöntemleriyle de yakından ilgileniyorlar. Geçtiğimiz son birkaç yılın verilerine baktığımızda daha fazla insanın dijital ürünler kullanmaya başladığını, bu süreçte nakit kullanımının da azalmaya başladığını görüyoruz.
Türkiye’deki dijital dönüşüm süreci son birkaç yıl içerisinde hızlanmış olsa da ülkemiz bu konuda hala bazı Avrupa ülkelerinin çok gerisinde. Türkiye’de nakit kullanımını azaltmak, insanları dijitale yönlendirmek için atılması gereken hala çok fazla adım var.
Nakit Kullanımı
Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre 82 milyondan fazla insanın yaşadığı Türkiye’de nüfusun yüzde 15’inden fazlasını gençler oluşturuyor. Türkiye; 15-24 yaş aralığındaki 13 milyondan fazla genciyle birlikte İsveç ve Belçika gibi ülkelerin genç nüfusunu geride bırakıyor.
Türkiye’nin genç nüfusu bu ülkelere göre daha iyi durumda olsa da finansal teknoloji bakımından bu ülkelerin gerisinde kalmış durumdayız. Özellikle İsveç’teki vatandaşlar her geçen yıl daha az nakit para kullanıyorlar ve dijital ödeme yöntemlerine yöneliyorlar. İsveç Merkez Bankası’nın 2018’de yayınladığı verilere göre ülkedeki vatandaşların sadece yüzde 13’ü ödeme işlemlerini nakit parayla yapıyor. Bu oranın 2010’da yüzde 40 seviyesinde olduğunu belirtmekte de fayda var.
Bunun yanı sıra Dünya genelindeki nakit para kullanımının da azaldığını görebiliyoruz. ING’nin 2017’de düzenlediği bir çalışma gösterdi ki Avrupa, ABD ve Avustralya’daki vatandaşların yüzde 78’i nakit kullanımının azalacağını düşünüyor. Almanya’daki vatandaşların sadece yüzde 10’u üstünde nakit bulundurmayı tercih ediyor. Bu oran İspanya için yüzde 13, Avusturya için ise yüzde 15 seviyesinde. Aynı çalışmaya göre Türkiye’deki insanların yüzde 23’ü üstünde nakit taşımayı tercih ediyor. Bu yönden Almanya ve İspanya gibi ülkelerin gerisinde kalsak da Fransa (%35) ve ABD’den (%34) ileri durumdayız. Bu yönden Fransa ve ABD gibi ülkelerin önünde görünsek de iş maalesef bununla kısıtlı kalmıyor.
Finansal Katılım
Dünya Bankası’nın 2017’deki çalışmalarına göre Dünya genelinde herhangi bir bankacılık hizmeti almayan 1.7 milyar insan bulunuyor. Türkiye ne yazık ki finansal katılımın çok yüksek olmadığı ülkeler arasında yer alıyor.
BKM’nin verilerine göre ülkedeki vatandaşların yüzde 65’inden fazlasının mobil cihazlara erişimi olsa da nüfusun yüzde 31’i herhangi bir bankacılık hizmeti almıyor. Bu dijital dönüşüm açısından pek iç açıcı bir oran değil. Çünkü finansal katılımın yüksek olduğu ülkelerde dijital ürünlere olan yönelimin de çok daha fazla olduğunu görebiliyoruz.
Türkiye’de 50’den fazla banka ve on binlerce ATM bulunuyor olmasına rağmen nüfusun bu kadar ciddi bir kısmının neden banka hesabının olmadığı bilinmiyor. Ancak Rıfat Karakuş’un Business And Economics Research Journal’de yayınlanan 2019 tarihli araştırmasına göre bunun birkaç muhtemel sebebi olabilir. 2014 yılında yapılan bir anket gösteriyor ki insanların finansal katılım göstermiyor olmalarının başlıca sebepleri şunlar:
- Çok uzak
- Çok pahalı
- Belge eksikliği
- Güven eksikliği
- Para eksikliği
- Dini sebepler
- Bir aile üyesinin hesabı olması
- Bir hesap alamamak
- Finansal hizmetlere ihtiyaç olmaması
Türkiye’nin dijital dönüşüm konusunda diğer ülkelerden geri kalmaması için öncelikle finansal katılımı artırmak, daha fazla insanı dijital ürünlere yöneltmek ve bu süreç içerisinde nakit kullanımını azaltmak gerekiyor. Peki bu alanda ne gibi çalışmalar yapılıyor?
Dönüşüm Süreci
Şu anda İsveç ve Danimarka gibi ülkelerin gerisinde kalmış olsak da Türkiye’deki dijital dönüşüm süreci de hızlı bir şekilde ilerlemeye devam ediyor.
Türkiye öncelikle mobil erişim oranı sayesinde Brezilya gibi ülkelere kıyasla daha avantajlı durumda gibi görünüyor. Ayrıca ülkenin genç nüfusuyla birlikte zaman içerisinde İnternet kullanımı artabilir ve daha fazla insanın dijital yöntemlere yönelebilir.
Ülkemizde 70’ten fazla fintech (finansal teknoloji) şirketi bulunuyor ve bu şirketlerin yüzde 65’i nakit paraya dijital alternatifler geliştirmeye çalışıyor. Bunun yanı sıra ülkedeki banka şubelerinin sayısı da artıyor ki bu da “çok uzak” olduğu için bankaya gitmeyen insanların sorununu çözüyor. Ayrıca 2016’da Visa ve Mastercard gibi sistemlere rakip olarak kurulan ilk yerli ödeme şeması Troy’u da es geçmemek gerekiyor. Bankalararası Kart Merkezi’nin bu projesi kurulduğu günden beri hızla büyümeye devam ediyor. 2012 yılında kurulan ve ülkenin ilk dijital cüzdanı olan BKM Express, “Masrafsız Dijital Banka” sloganıyla yola çıkan Enpara.com ve daha birçok farklı proje de bu sürece katkıda bulunuyor.
Tüm bu gelişmeler ışığında Türkiye’nin şu an için başta İskandinav ülkeleri olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinden geri kaldığını ancak dijital dönüşüm sürecini hızlı bir şekilde sürdürdüğünü söyleyebiliriz. Bu süreç içerisinde hem daha fazla insanın dijital ürün ve hizmetlere yöneldiğini hem de daha az insanın nakit para kullandığını görebiliriz.