Whitepaper’da Yazan/Gerçekte Olan: Çoğu ICO, Whitepaper’da Yazan Şeyleri Yapmıyor
ABD’de yapılan bir araştırma ICO’lar ile ilgili enteresan bir gerçeği ortaya çıkardı. 2017 yılında yapılan en fazla para toplanan birçok ICO’nun whitepaper’larında vaad ettikleri ile gerçekte olan şeyler arasında uyuşmzlık olduğu belirtildi.
Shaanan Cohney, David Hoffman, Jeremy Sklaroff ve David Wishnick ICO’ları çeşitli açılardan incelerken, temel olarak: arz talep dengeleri, hak ediş, token yakma ve düzenleme olmak üzere 4 başlıkta ICO’ları topladı.
Her bir kriter için 0’dan 4’e puanlama sistemi oluşturan bu isimlerin puanlamasında 0 puan, ICO’nun whitepaper’da vaad ettiği şeyi gerçekleştirdiğini belirtirken, 4 puan ise tam tersi hiçbir şeyin gerçekleşmediğini ortaya koydu.
Bu kriterlere göre, 2017 yılında en fazla paranın döndüğü 50 ICO’dan sadece %20’lik bir kesim whitepaper’ına uyarken, dört kıstasa uyan sadece 4 ICO çıktı. Whitepaper uyumlu kabul edilen çoğu ICO’da ise sadece tek bir kıstasın yerine getirildiği tespit edildi.
Araştırmanın sonucu olarak şunlar belirtildi:
”Sonuç olarak, whitepaperda yazanlar ile gerçekte takip edilenler arasında bir fark olduğu ortadadır. Üstelik bu projeler, rakiplerine göre çok daha başarılı olmuş projelerdir. Ancak bu projeler, yatırımcının güvenini tam anlamıyla yerine getirememiş ve yapacağını iddia ettiği şeylerin çoğunu yapamamıştır.”
İncelemeye alınan 50 ICO’nun geçtiğimiz yıl yarattığı toplam piyasa değerinin ise 2.6 milyar dolar olduğu belirlendi.
Analist ekip, aynı zamanda ICO’lara yönelik düzenleme süreçlerini de ele alırken, yatırımcıların bu noktada ciddi manada dikkatli olmaları gerektiğini belirtti. Kripto para piyasasındaki koruyucu mekanizmaların, şu an itibariyle diğer yatırım türlerine kıyasla daha toy olduğu belirtilirken, bu noktada azami dikkatin gerektiği de kaydedildi ve şu ifadeler kullanıldı:
”Bazı kötü niyetli insanlar için yasaların pek de fazla olmadığı bir yerde ICO düzenlemek gayet kolay. Kripto para piyasalarının doğası gereği, anonimlik biraz daha fazla ve bu da, kötü niyetli insanların avantajını arttıran bir başka durum olarak karşımıza çıkıyor.”
