Wall Street Bitcoin’e İyi Gelecek Mi?
Bitcoin teknoloji tutkunları arasında popüler olsa da, Wall Street’teki geleneksel yatırımcı kitlesi tarafından hala keşfedilmeyi bekliyor.
Kurumsal yatırımcıların Bitcoin marketine girince fiyatın hızlı bir şekilde artacağı söylentisi, birçok normal düzey kullanıcının gözlerini Wall Street’e kaydırmıştı. Ama Wall Street, fiyatın yükselmesi için acaba sanıldığı kadar gerekli mi?
Forex Marketlerinde Uygulanan Sahtekarlık
Küresel bankalar, kullanıcılarını Euro ve Dolar gibi forex(uluslararası döviz piyasası) marketlerinde dolandırdığı iddiaları karşısında toplamda tam 10 milyar dolar ceza ödemişti. Bankaların tipik olarak kullandığı taktik, “front-running” olarak adlandırılıyor. Front-running, bankanın müşterinin alış-satış talimatından önce kendi adlarına işlem yapmalarıdır. Örneğin, kullanıcının alış talimatı piyasayı pozitif etkileyecekse, banka bunun bilincinde olduğu için kendi adlarına önceden alım yaparlar.
Bankaların asıl amacı, kullanıcıların verdiği market talimatı bilgilerini kullanarak banka adına kazanç sağlamak. Bu dolandırıcılık yöntemini kullanıp ceza ödeyen bankalar arasında Bank of America, CitiBank, HSBC ve Barclays gibi şirketler yer alıyor. Ancak bankaları yolun sonunda para cezasından çok daha fazlası bekliyor olabilir. Eski HSBC Forex görevlisi Mark Johnson, Cairn Energy’den gelen 3.5 milyar dolarlık market talimatını kullanarak front-running yapmıştı. Dolar-Pound marketi üzerinden dolandırıcılık yapan Johnson, tam 9 suçlamayla mahkemeye çıkmış bulunuyor.
Mal Varlıklarının Küçük Yatırımcılara Etkileri
Normal mal varlıklarını bir kenara bırakalım, büyük bankalar artık hammadde piyasalarında da önemli bir rol oynuyor. Goldman Sachs’ın aluminyum piyasasına yaptığı gürültülü giriş, fiyatların artmasına sebep olmuştu.
Bu fiyat artışının basit bir arz-talep dengesizliğinden çok, market manipülasyonuna bağlayan iddialar da ortaya atılmıştı. Coca Cola gibi klasik aluminyum kullanıcıları, bu artıştan dolayı Londra Metal Borsası’na endişelerini dile getirmişti. Goldman aynı zamanda petrol fiyatlarının artırmak suçuyla para cezasına da çarptırıldı. Yakın zamandaysa başka bir ceza da Barclays’e verildi. Market bilgisini kötüye kullanarak bakır fiyatını etkileyen banka, tam 850 milyon dolar ceza ödedi.
LIBOR Skandalı
Forex piyasasını tek başına manipüle eden bankalar yetmezmiş gibi, LIBOR’u da birden fazla banka birlikte çalışarak manipüle etti…
LIBOR, ya da Londra Bankalararası Faiz Oranı, Dünya’nın herhangi bir yerinde yapılan sözleşmelere belirli bir puan ölçeğiyle faiz koyan bir sistemdir. Bu puan ölçeğinin hesaplanması, çeşitli bankaların belirli bir günde beklediği faiz oranlarını oylamasıyla çalışır.
LIBOR’un birkaç farklı türevi vardır. Bankalar ise bekledikleri faiz oranlarını enflasyon veya deflasyon yöntemleriyle artırıp azaltarak LIBOR’u etkiler. Bu sayede içinde oldukları marketlerde alım satım yaparak kazanç sağlarlar.
Ara başlıkta geçen LIBOR skandalı, bankaların rekor seviyede cezalar ödemesine neden oldu. Sadece Deutsche Bank, tek başına 2.5 milyar dolar ceza ödemiştir. Bu skandal aynı zamanda yüksek mevkii çalışanları da etkilemişti. Örnek vermek gerekirse Barclays yöneticisi Marcus Agius ve CEO’su Bob Diamond, skandalın ardından istifa etmiştir.
Fiyat Oynaklığının Denetimlere Etkisi
Bitcoin’e kurumsal seviyede yatırım yapan ilk birkaç isim fiyatı yükseltebilir, ancak sonunda Wall Street’in etkisinin pozitif/negatif olacağını söylemek ayrı bir tartışma konusu. Kurumsal yatırımcılar, yatırımın büyüklüğünden dolayı fiyat oynaklığını(volatilite) önemli bir derecede artırabilir. Bu duruma bağlı olarak, yasa düzenleyen görevliler tarafından uygulanan denetimler de yoğunlaşabilir.
Yukarıda verdiğimiz bankalar tarafından gösterilen dolandırıcılık ve sahtekarlık örneklerinde, mortgage yüzünden oluşan emlak balonuna girmedik bile. Bankalar kazanç elde etmek adına riskli hamlelerde bulunduğu için, balon 2008’de patlayarak global bir finansal krize yol açmıştı.
Wall Street firmalarının sadece kazanç sağlamak için yazdığı bu kirli geçmişe bakarsak, kullanıcılar arasında sağladıkları kurumsal güven umurlarında bile değil. Bunu göz önünde bulundurduğumuzda, bir hastalık gibi yayılan Wall Street virüsü Bitcoin’e bulaşmazsa piyasa için uzun vadede çok daha iyi olabilir. Yani umarız Ron Paul’un da dediği gibi, ABD gerçekten kripto paralardan uzak durur.