Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

ABD Federal Rezerv Bankası: Anonim Kripto Paraları Hoş Karşılıyoruz

Amerika Birleşik Devletleri’nin merkez bankası, ülkenin 12 bölgesine yayılmış rezerv bankalarından oluşuyor. Merkez bankasını oluşturan 12 bankadan biri olan St. Louis Federal Rezerv Bankası günümüzde kripto paralar hakkında en çok soruları yanıtlayan bir çalışma yürüttü.

Banka tarafından yürütülen çalışmada çeşitli para birimlerinin kontrol mekanizmaları ele alınıyor ve merkez bankalarının kripto paraları birer ödeme metodu olarak kabul edip etmeyecekleri sorusu değerlendiriliyor.

Emtia..Nakit..Dijital?

Bankanın böyle bir çalışma yürütmesinin asıl sebebi aslında Bitcoin’i başlıkta sıraladığımız üç kategoriden birinin içine koymaya çalışmaktı ama çalışma sonucunda şu ortaya çıktı: Bitcoin bu kategorilerin hiçbirine girmiyor. 

Bankanın herhangi bir para birimini belli bir kategoriye yerleştirmek için göz önünde bulundurduğu birkaç farklı boyut var.

Bunlardan ilki sunumBu durumda para biriminin fiziki bir şekilde mi yoksa dijital bir şekilde mi sunulduğu sorusu soruluyor.

Bir diğer boyut işlemlerin yapılışı. İşlemler merkezsiz ödemelerle mi merkezi ödemelerle mi yapılıyorlar?

Diğeri ise paranın oluşumu. Para biriminin üretimi rekabete mi yoksa tekele mi dayanıyor?

Bankalar bu üç soru sayesinde altın gibi emtialar ile itibari para gibi para birimlerini kolaylıkla ayırabiliyorlar. Ne var ki Bitcoin bu geleneksel metotla tanımlanamıyor.

Araştırmacılar tarafından yürütülen çalışmaya göre altın üzerindeki işlemler merkezsiz bir biçimde yapılıyorlar. Ayrıca isteyen herkesin kazabileceği ve kısıtlı sayıda bulunan altın, rekabete dayalı bir oluşum şekline sahip. Şimdi buraya kadar sorun yok. Altın ile Bitcoin arasında baya benzerlik var. Ama altının bir emtia olarak kendiliğinden gelen, ‘temel’ bir değeri var. İtibari para birimleri ise (artık olmasa da tarih boyunca) bir emtianın değerini temsil ediyorlar(dı). Altına bir para şekli olarak baktığımızda bu paranın likidite açısından pek sorun yaşadığını söyleyemeyiz. Ama bu parada detaylı kayıt tutmanıza veya sahipliğiniz kanıtlamaya ihtiyacınız yok.

Markete girdiniz, sepeti doldurdunuz, kasaya gittiniz ve cebinizden nakit para çıkardınız. Kasiyer sizden “o paraya sahip olduğunuzu kanıtlamanızı” istemez çünkü parayı zaten veriyorsunuz. Aynısı altın için de geçerli. Bu açıdan baktığımızda itibari para aslında gayet merkezsiz bir para birimi çünkü harcarken çok sıkı denetim altında olmayabiliyorsunuz. Ne var ki bu para biriminin oluşum kısmında son derece merkezi ve tekele dayalı olduğunu belirtmek lazım. Limitsiz arza sahip elektronik nakitler de tekele dayalı sayılabilirler.

Ticari banka mevduatları ve merkez bankasının elektronik parası sanal para olarak sayılıyor çünkü bu paraların fiziki dünyada bir karşılıkları yok. Yalnızca ‘kayıt’ olarak varlar. İtibari para ve altın gibi paralar ise kayıt olmamasına rağmen işe yarayabiliyorlar.

Bitcoin’i Nereye Sığdıracağız?

Bunun cevabı şu: hiçbir yere. Bitcoin yukarıda saydığımız kategorilerin hepsine kısmen uyuyor ve tamamen kendisine ait yeni özellikler de barındırıyor. Tüm bunlar da Bitcoin’i kendine özgü bir para birimi yapıyor. Araştırmacılar tarafından yürütülen çalışmadan bir kesit:

“Bitcoin, çeşitli parasal birimler üzerindeki sahiplik haklarının merkezsiz bir ağ üzerinde yönetildiği ilk dijital para. Merkezi bir otorite, patron, yönetim yok. Sistem buna rağmen çalışıyor. 

Bitcoin Blockchain’i merkezsiz bir muhasebe sistemi; sözde madenciler de saymanlar […} dijital varlıklar (üzerindeki) sahipliğin merkezsiz yönetimi büyük bir yenilik. Mevcut ödeme altyapısının ve finans sisteminin yerini alabilme potansiyeli var. (Bu yenilik) genel olarak baktığımızda kayıt tutumu yapan her türlü iş yerini ve devlet kurumunu etkileyebilir.”

Araştırmacılar aynı zamanda Bitcoin’in sahip olduğu bariz özelliklerden de bahsettiler:

“Kripto paraları özel yapan şeylerden biri dijital paranın sunduğu işlem avantajlarını, işlemleri merkezsiz bir şekilde elden geçirmenin getirdiği sistematik bağımsızlık ile birleştiriyor olmaları. Daha da ötesi tıpkı altında olduğu gibi Bitcoin’de de yeni birim üretmek rekabete dayanıyor. Herkes gerekli yazılımı indirip sisteme katkıda bulunarak yeni bir birim Bitcoin üretebilir. 

Ne var ki pratikte yalnızca birkaç büyük madenci madencilik sürecini kontrol ediyor. Bunun sebebi de rekabetin sertleşmiş olması ve yalnızca son derece özel donanıma ve ucuz elektriğe erişimi olan büyük maden çiftliklerinin bu işten kar edebiliyor olması.”

Merkez Bankası Temelli Elektronik Para Mevzusu

Araştırmacıların üzerinde epey durdukları konulardan biri de bu oldu. Bu konu genellikle itibari parayı savunup Bitcoin’i yerin dibine sokanların (vice versa) gözden kaçırdıkları bir konu.

“Her tür para çeşidinin kendine has artıları ve eksileri var. Zaten bu yüzden birden fazla para çeşidi kullanılıyor.”

Herhangi bir hesaba kitaba gerek duymayan nakit para kısmen anonim sayılabilir. Ayrıca bu para çeşidini çökertmek isteyen birinin saldırabileceği tek bir cephe (ödeme işleme sunucusu gibi) yok. Bu da nakit parayı ödeme açısından bakıldığında güçlü ve merkezsiz bir sistem haline getiriyor. Nakit parada çok fazla risk de yok çünkü işlemler bir kez, yüz yüze gerçekleşiyorlar. Yani karşınızdaki kişiye güvenmeseniz bile bir ticaret gerçekleştirebiliyorsunuz. Ama bu para çeşidini online ödemeler açısından değerlendirdiğimizde görüyoruz ki pek de güvenilir değil.

Araştırmacılar nakit paranın özel finans sistemi haricinde birikim yapmak için kullanılabilecek tek likit varlık olduğunu söylüyorlar ve ortaya şöyle ilginç bir düşünce atıyorlar:

“Güvenilir bir parti tarafından oluşturulmuş ve özel finans sistemi haricinde birikim yapmak için kullanılabilecek dijital bir varlık için büyük bir talep olduğuna inanıyoruz.”

Araştırmacılar ortaya attıkları bu düşünceyi daha net anlatabilmek için İsviçre’nin 1980-2017 yılları arasındaki GSYH’sinin ne kadarının nakit sirkülasyonu tarafından oluştuğunu takip ettiler ve ortaya üç dönem çıkardılar. 1. dönem 1980-1995 yılları arasını kapsıyor. Bu yıllar arasında ortaya çıkan finansal yenilikler, nakit paranın bir ödeme veya değer saklama aracı olarak kullanımını aza indirgediler. Yani bu tarihler arasında İsviçre nüfusu ödeme yaparken banka ve kredi kartı kullanmaya başladı.

İkinci dönem 1995-2008 yılları arasını kapsıyor. Bu yıllar arasında kartla yapılan ödemelerin ve online bankacılık kullanımının miktarında ciddi bir artış görülüyor ancak nakit para kullanımında daha fazla bir azalma yok. Üçüncü dönem ise 2008-2017 yıllarını kapsıyor ve bu dönemde sirkülasyondaki nakit miktarında artış olduğu gözlemleniyor. Araştırmacılara göre nakit miktarındaki artışın sebebi 2007 yılında yaşanan ekonomik kriz.

“Merkez bankası tarafından elektronik olarak üretilecek bir para istendiğini düşünüyoruz. […] merkez banka temelli elektronik para dijital paraya olan talebini karşılıyor.”

Çalışmayı yürüten araştırmacılar nakit paranın verimsiz, masraflı, suçta kullanılmaya yatkın olması gibi şeyleri gerekçe göstererek nakit parayı pek desteklemediklerini belirtiyorlar.

Tüm bu araştırmaların yürütülmesini sağlayan rezerv bankası kripto paraların nakit paraya gerçekten de alternatif olabileceklerini hatta ve hatta ölçekleme, yüksek işlem ücreti ve kullanım miktarı gibi sorunlar çözüldüğünde nakit parayı geçebileceklerini dahi düşünüyor. Banka aynı zamanda kripto paraların şu an yaşadığı sorunların Lightning Network ile çözülebileceğine de inanıyor.

Bankanın önerdiği bir diğer çözüm ise merkez bankası tarafından üretilecek bir elektronik para. Bankaya göre merkez bankası tarafından atılacak bu adım ticari bankaları yola getirir ve ticari bankaları, yüksek oynaklık oranlarını karşılayabilmek için kullanıcılara daha yüksek faiz oranları vermeye iter. St Louis araştırmacıları bu sayede merkez bankası hesaplarının çok daha yaygın biçimde kullanılacaklarını ve ortaya çok daha basit bir politika çıkacağını düşünüyorlar.

Böylece piyasadaki ayrımlar sona ereceği için faiz oranları düşer. Ayrıca merkez bankası likidite açısından sorun yaşamayacağı için ticari bankaların aksine büyük bir risk de teşkil etmez.

Hatta merkez bankasının herkese elektronik fon ve hesap açmak için gereken altyapıyla uğraşmasına gerek bile kalmayabilir. Yapılacak yasal düzenlemeler sayesinde ticari bankalar merkez bankasındaki hesapları entegre edebilir, müşteri fonlarını merkez bankasından harici biçimde tutabilirler.

Merkez Bankasından Kripto Para Bekleme “Saflık”

“Teknolojik açıdan baktığımızda gayet kolay olurdu ama bir merkez bananın kripto para üretmesi pek mantıklı değil.”

Araştırmacılar kripto paraların kolaylıkla suç işlemek için kullanılabileceklerini, böyle bir durumda merkez bankasının sorumluluk altında kalabileceğini söylüyorlar ve Dünya’daki büyük merkez bankalarından hiçbirinin kripto para üretmek için can atmadığını belirtiyorlar.

“Kripto paraların merkezsiz yapılarını ortadan kaldırdığımız zaman kripto paradan geriye pek bir şey kalmıyor.”

Söylenen şey aslında pek de mantıksız değil. Araştırmacılara göre kripto paraların en büyük özelliklerinden biri merkezsiz olmaları ve rekabete dayalı biçimde üretiliyor olmaları. Şimdi gidip bir merkez bankası kripto para üretmeye kalkarsa bu para ne merkezsiz olacak ne de rekabete dayalı biçimde üretilecek. Bu para hem merkezi olacak hem de tekele dayanacak. Böyle olacaksa da bankanın gidip kripto para üretmesine gerek yok çünkü bunun yerine gidip elektronik para üretebilir. Merkez bankası kripto para üretsin, bu kripto paranın anonimliği de olsun denilebilir belki ancak araştırmacılar bunu da pek mantıklı bulmuyorlar. St. Louis araştırmacılarına göre eğer merkez bankası tarafından üretilen anonim kripto para ile suç işlenirse (mesela para aklanırsa) merkez bankası zora girebilir. Dünya’nın bazı ülkelerinde son derece baskıcı iktidarlar hüküm sürüyorlar. Araştırmacılar bu gibi ülkelerde anonim bir kripto paranın vatandaşlara büyük katkısı olabileceğini söylüyorlar ancak anonim bir kripto para üretmenin, para aklamayı önlemek ve vergi toplamak isteyen bir hükumet için pek mantıklı bir hareket olmayacağını da belirtiyorlar:

“Bir taraftan bakınca hükûmetlerin niyetleri kötü olabilir, diğer taraftan bakınca da vatandaşların niyetleri kötü olabilir. Eğer hükûmetin niyeti kötüyse anonim bir para birimi sayesinde vatandaşlar kötü hükûmetten korunabilirler. Ama vatandaşların niyeti kötüyse tüm ödemelerde şeffaflık olması gerekir. Gerçeklik ise bu ikisinin arasında bir yerde ve biz de bu yüzden anonim kripto paraları hoş karşılıyor ancak hükûmet tarafından üretilsin fikrine katılmıyoruz.”

Tüm gelişmelerden ve paylaşımlardan haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

Leave a comment