- Bitcoin şu sıralar düşüşe geçmiş olsa da, temel rakipleri BTC yükselişteyken bile hep düşüş göstermekte.
- Bitcoin’in piyasa egemenliğini sağlayan içsel ve dışsal bir takım iyi ve kötü nedenler var.
- Bitcoin’in piyasa egemenliği %50’ye ulaştı ve bu daha da artabilir.
Bitcoin’in bugün ve dün yaşadığı istisnai düşüşü saymazsak, genel olarak Bitcoin diğer rakiplerinden hep bir adım önde. Bunu sadece piyasa hacmi veya birim fiyat olarak değerlendirmeyip, olayı bütünlemesine ele aldık. BTC/USD sadece boşluktan kaçmakla kalmadı, aynı zamanda riskli denilen bölgenin bir hayli üzerine çıkmayı başardı. Bitcoin’in baş düşmanları Ethereum ve Ripple da bir nebze olsun yükseliş gösteriyor olsa da, bu ivme çabucak kaybedildi. Bitcoin’in bazı rakipleri BTC yükselirken de düşüş yaşıyor, BTC düşerken de. Peki bunun sebebi Bitcoin’den mi, yoksa diğer rakiplerin içsel durumlarından mı kaynaklanmakta?
Son bir hafta içerisinde gerçekleşen güncel fiyat hareketi Bitcoin’in piyasa egemenliğini %48’e kadar çıkardı ki bu oran aslında 2018 yılının en yüksek seviyesi ve bu eğilim yakın zamanda ortadan kaybolacak gibi durmuyor. Bu egemenliğin temel sebebi olarak beş neden gösterilebilir ve görünüşe göre bu trend mevcut sebeplerden ötürü bir süre devam edecek.
1 ) Kurumsal Tanınma
Kripto para dünyası şu sıralar, gelecekte onaylanması beklenen Bitcoin ETF’si hakkındaki haberler ve spekülasyonlar ile dolu. Şimdiye kadar Winklevoss ikizleri tarafından ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonuna yapılan başvuru reddedildi ancak önemli tekliflerin bir kısmının Eylül ve Mart ayında değerlendirilmesi bekleniyor. Olası bir ETF, Bitcoin’in çok geniş kullanım elde etmesini ve geleneksel borsalarda işlem görmesini sağlayacak. Bu da tahmin ettiğiniz üzre fiyatları aya çıkaracaktır.
Bu ETF için şu an en çok önerilen kripto para birimi Bitcoin. Diğer kripto para birimlerinin toplu olarak teklif edildiği ETF başvurusu da oldu ancak VanEck ve CBOE’nin yaptığı başvurularda odak noktası Bitcoin oldu ve çoğu analist ve eleştirmen eğer böyle bir onay verilecekse bunun ilk olarak Bitcoin’e verileceği görüşünde hem fikir.
Ancak kurumların Bitcoin üzerindeki bu fikir birliği yeni bir şey değil. Daha önce fiyatları uçuran başka bir olay, yine aynı şekilde Bitcoin ile start almıştı. BTC/USD vadeli işlem sözleşmeleri ilk olarak 2017 yılında CBOE ve daha sonra CME tarafından piyasaya çıkartıldı. Diğer devasa finansal kurumlar da geçmişte Bitcoin’e ilgi gösterdiğini açıkça belirtmişti. Bu uzun listenin içerisinde JP Morgan‘dan tutun da, Goldman Sachs‘a, Blackrock’tan tutun da, SBI Group‘a kadar bir çok firma mevcut.
Sonuç olarak küçük bir hesap yapıldığında, basın saatine göre en büyük kripto para biriminin, kendisi gibi büyük finansal firmalar sayesinde gücüne güç kattığını söylemek pek de yanlış olmayacaktır.
2 ) Medya İlgisi
”Reklamın iyisi kötüsü olmaz.”
Bu deyiş konu Bitcoin olduğunda ne kadar doğru olduğunu bir kere daha kanıtlıyor. Bu medya etkisinin %100 iyi etki bıraktığını söylemek zor olsa da, iyi haberlerin yanı sıra, yasa dışı işlerde veya kara para aklama olaylarında veya sahtekarlık şebekelerinde Bitcoin kullanılması gibi kötü haberler bile, bütün kripto paraların dedesi konumundaki Bitcoin’in hep güncel kalmasını sağlıyor. Şu an dünyada sadece tek bir kripto para birimi olduğunu ve bunun Bitcoin’den ibaret olduğunu düşünen bir kitle bile mevcut.
Medya bunun yanı sıra konu hakkında yasa yapıcıların ve yasal düzenleyicilerin yorumlarını da öne çıkartıyor. Merkez bankaları arasındaki fikir birliği genel olarak blockchain teknolojisinin yararlı olduğu ancak kripto para birimlerinin bununla ilgisi olmadığı yönünde. Bazı ‘çok zeki olmayan’ dinleyiciler Bitcoin’i direkt olarak blockchain ile bile karıştırabiliyor ve bu gibi haberlerin aslında Bitcoin için olumlu, diğer kripto para birimleri için olumsuz olduğunu düşünebiliyor.
2018 yılının başlarında Bitcoin’in inanılmaz bir değer kaybı yaşamasına rağmen, şu sıralar BTC’ye karşı hala sağlam bir medya ilgisi var ve bu lider kripto para biriminin hep zirvede kalmasına illa ki etki ediyor.
3 ) Teknik Traderlar İçin Daha Uzun Bir Tarih
Kripto para birimi fiyatlarının genel olarak 2017 yılında, özel olarak ise 2017’nin Aralık ayında uçuşa geçmesi, her türden traderı ve spekülatörü kripto para dünyasına çekti diyebiliriz. Fiyatlar dikey bir düşüş yaşayıp sis ortadan kalktıktan sonra, bir sürü spekülatör ilgisini kaybetti ancak daha eğitimli traderlar hala piyasaya ilgi duymaya devam etti. Peki neden? Volatilite diğer varlık sınıflarında çok düşük ve kripto para birimleri bu konuda ne yazık ki çok daha yüksek orana sahip.
Piyasada bu volatilite yüzünden çok ani hareketler görüyor olsak da, mantıkla hareket edip teknik grafiklere bakmak her zaman bir nebze de olsun işe yarayacaktır. Bütün kripto para birimlerinin dedesi olan Bitcoin de analiz için gerekli teknik grafikler konusunda en uzun tarihe sahip. Daha uzun tarihi grafik beraberinde daha detaylı teknik analizi ve daha az volatiliteyi getiriyor. Veya daha çok tahmin edilebilirliği.
Ancak bu tahmin edilebilirliği sağlayan tek olay tarihi grafikler değil. Yukarıda bahsettiğimiz daha yüksek ticari hacim ve kurumsal ilgi de fiyatlardaki hareketliliğin bir nebze olsun tahmin edilebilir olmasına yardım ediyor. Destek ve direnç hatları, eğilim hatları ve diğer göstergeler bu çevrede daha iyi performans gösteriyor.
BTC/USD trading işlemlerindeki daha iyi tahmin edilebilirlik durumu, ciddi ve kurumsal traderlardan daha fazla ilgi çekilmesini sağlıyor ve sonuç olarak fiyatlar ve piyasa egemenliği de artıyor.
4 ) Ethereum’un Ölçeklenme Sorunu
Bitcoin’i bir kenara bırakıp, diğer rakip kripto para birimlerinin asıl sorunlarına odaklanmak da durumu daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır. Ethereum Bitcoin’e karşı heyecan verici bir alternatif sunuyor ve çoğu İlk Dijital Para Arzı (ICO) projesine temel oluşturmasıyla öne çıkıyor. Yine de, Ethereum’un da kendi sorunları var ve bunlar gerçekten can yakıcı. Bir zamanlar Bitcoin’in de ciddi kan kaybetmesine sebep olmuş olan ölçeklenme sorunu, şu an Ethereum üzerindeki baskısını ciddi bir şekilde hissettiriyor.
Ölçeklenme konusunda Sharding‘ten tutun da, Casper’a hatta Raiden‘a kadar bir çok çözüm üretildi veya üretilme sürecinde. Ancak ciddi geliştiricilerin projede yer almasına rağmen, bugüne kadar ölçeklenme konusunda Ethereum için ‘cuk oturdu’ diyebileceğimiz bir çözüm hala üretilemedi. Bunun temel nedenlerinden birisi aslında ağın kendi alt yapısından kaynaklanmakta. Ethereum ağı bir sürü ERC-20 tokenine ve merkeziyetsiz uygulamaya ev sahipliği yapmasından dolayı ciddi bir yoğunluğa sahip. Hatta tam olarak bu sebepten ötürü ağda zaman zaman tıkanmalar ve gas fiyatlarının ciddi yükselmesi durumları yaşanmaktaydı.
Kripto hedge fonları bu gibi ölçeklenme sorunlarını piyasa hacmine göre ikinci kripto para biriminin geride kalma sebebi olarak vurguluyor. Bu aslında Ethereum ve Bitcoin arasındaki en temel farklardan bir tanesi.
5 ) Ripple, XRP Değildir
Ripple özellikle Asya içerisindeki bankalar tarafından kullanılan inanılmaz yararlı bir teknolojiyi mümkün kılıyor. Kurumlar tarafından artış yaşayan kullanım oranı, XRP fiyatlarının 2017 yılının Aralık ayında inanılmaz bir ivme yakalamasını ve Bitcoin’den sonra ikinci kripto para birimi olarak tahtına oturmasını sağlamıştı. O tarihlerde Bitcoin’in ‘hükümdarlığı’, bir çok piyasa yorumcusu tarafından Ripple tehdidi altındaydı ve çoğu insana Ripple’ın Bitcoin’i gerçekten tahtında edebilme ihtimali olduğunu düşünmekteydi.
Ancak, gerçek anlamda verimli teknoloji ve XRP arasında büyük bir kopukluk mevcut. Şuan kulalnımda olan teknolojiyi InterLedger Protocol (IKP) kullanan Ripple Connect teknolojisi. XRP ise hızlı işlem ve yüksek likidite sağlayabilen ayrı bir ürün. Ancak ikisi birbirinden ayrı bir şekilde çok fazla kullanıma sahip değil.
Zaman geçtikçe bu ayrım bir çok yatırımcı tarafından fark edildi ve XRP/USD asla eski pozisyonunu geri elde edemedi. Eğer firma iki ürünü bir araya getirebilirse XRP daha fazla değere sahip olabilir ancak o zaman da çok bariz bir tehlike ortaya çıkıyor: SEC ve menkul kıymet damgası. Ripple ve XRP’nin başı zaten şu sıralar olası bir SEC kararı yüzünden çok dalgın. Eğer SEC, XRP’nin menkul kıymet olduğuna karar verirse ciddi bir değer kaybı yaşanabilir. Bunun yanı sıra şu sıralar Ripple’a karşı bu konuda açılmış üç adet toplu dava da bulunuyor.
Sonuç olarak, Bitcoin’in bu yarışı önde götürmesinin belli başları sebepleri var ancak bu liderliğin tek sebebi Bitcoin’in iyi özelliği değil. Aslında bu liderliğin temel sebebi diğer rakip kripto para birimlerinin ‘açıkları.’
KAYNAK: FXSTREET