Araştırmalar Ethereum’un Bitcoin’den Daha Merkezsizleştirilmiş Olduğunu Gösteriyor
Binary District tarafından Şubat ayında yapılan Genesis Londra Blockchain Konferansında Cornell profesörü, kripto para uzmanı ve bilgisayar uzmanı olan Emin Gün Sirer yapmış olduğu röportajda, prestijli Cornell Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmanın, Ethereum Blockchain ağının şu anda Bitcoin’den daha merkezsizleştirilmiş olduğunu gösterdiğini söyledi.
2015 yılında Ethereum’un tanıtılmasından bu yana, teknoloji ve Ethereum Blockchain ağının temeli hakkında olan yanlış bilgilerin yayılması sonucunda kripto para toplulukları, bazı yatırımcılar, kullanıcılar ve geliştiriciler Ethereum ağının geniş ölçekli merkezi olmayan uygulamaları ele alma esnekliği ve yeteneği sayesinde diğer ana Blockchainlere kıyasla güvenlik ve merkezileşme konusunda daha aşağıda olduğunu düşünüyor.
Cornell profesörü Sirer ve araştırmacılar tarafından yapılan bir araştırmada, daha az Ethereum düğümünün, kurumlara veya kuruluşlara Bitcoinden daha bağlı olduğunu gösteriyor. Bu, Ethereum ağındaki daha fazla düğümün, şirketler yerine bireyler tarafından çalıştırıldığı anlamına geliyor.
Sirer şunları söyledi:
“Veriler, Ethereum düğümlerinin hem gizlilik alanında hem de coğrafi olarak dünya çapında daha fazla dağıtıldığını gösteriyor. Ethereum düğümleri, veri merkezlerinde yer alma eğiliminde olan Bitcoin düğümlerinin aksine, her türden küçük ağlardan ve evde yapılan varlıklardan gelme eğiliminde. Araştırmamız, Bitcoin düğümlerinin % 56’sının veri merkezlerinde olduğunu ortaya çıkardı”.
Ethereum, yapısında ve özünde Bitcoin’den çok farklı çünkü merkezi olmayan uygulamaları (dapps) işlemek için optimize edilmiş. Daha önce Coinbase kurucu ortağı Fred Ehrsam’ın da belirttiği üzere Ethereum ağı, Facebook’un veya Twitter’ın büyüklüğündeki e-postaları desteklemek için saniyede binlerce işlem gerçekleştirebilmeli.
Güney Kore’nin en büyük medya kuruluşu olan JoongAng ile yapılan bir röportajda Ethereum kurucusu Vitalik Buterin, Plasma ve Sharding gibi yenilikçi ölçekleme çözümlerinin uygulama sürecine bağlı olarak, Ethereum’un tam ölçeklenebilirliğinin 3 ila 5 yılı bulabileceğini vurguladı.
Sharding, madenciler arasındaki rekabeti ortadan kaldırarak proof-of-work (talep edilen bir iş için gerekli eforun sarf edildiğini kanıtlayan gösterge) konsensüs algoritması yoluyla madencilik sürecini önemli ölçüde optimize ediyor. Madenciler, bireysel blokları kazanmak için bilgi işlem gücü harcamak yerine matematiksel problemleri çözmek için işbirliği yapabiliyor, böylece hesaplama gücü kaybolmuyor.
Plasma, birçok Blockchain’in Ethereum ağı içinde farklı görevleri işlemesini sağlayan, ana Ethereum Blockchain’deki yükü azaltmasına olanak tanıyan ve Ethereum geliştiricilerinin açık kaynak topluluğu tarafından geliştirilmekte olan uzun süredir beklenen bir çözüm.
Konferansta Sirer, Intel SGX gibi donanım tabanlı teknolojilerin, Bitcoin ve Ethereum gibi kamu Blockchainlerine saniyede binlerce işlem yapmasına yardımcı olabileceğini belirtti. SGX, dizüstü bilgisayarlar gibi tüm Intel cihazlarda mevcut ve kullanıcılar, ana Blockchain’i zorlamadan eşler arası bir şekilde sıfır-onay işlemleri gönderebiliyor.
Sirer şöyle bir açıklama yaptı:
“SGX çok heyecan verici bir teknoloji ve SGX dışında güvenli işlem yapıp benzer garantileri sağlayan başka teknolojiler de var. Bunun sayesinde, başka birinin izlediği protokolü bilme yeteneğine sahip oluyorsunuz. Bu temel bir atılım”.
Sirer, uzun vadede hızla artan sayıda kurumun, holdingin, perakendecilerin ve şirketlerin genel olarak merkezi veritabanlarından uzaklaşarak Blockchain’e doğru kaydığını söyledi. Ancak, Blockchain’i çevreleyen sorunların çok teknik olması nedeniyle Sirer, Blockchain teknolojisini doğru bir şekilde ticarileştirmek için uzun yıllara dayanan gelişime ve önemli kaynaklara ihtiyaç duyulabileceğini söyleyerek Buterin’in görüşünü yineledi:
“Aslında Blockchainler, arka uç sistemlerini kurma şeklimizi yeniden düşünmek için muazzam bir fırsat. Eski moda şekilde bir şeyler inşa etmek yerine birbirleriyle konuşan, senkronize olan ve bilgiyi doğal olarak sorunsuz bir şekilde paylaşan çok daha verimli dağıtılmış veritabanları oluşturabiliriz”.