Kripto Para Aklamak Zannedilenden Çok Daha Zor
Bitcoin teröristlerin ve para aklamak isteyenlerin kullandığı bir araç. Devlet ve banka yetkililerinden genelde duyduğumuz şey bu. Artık hükûmet yetkililerinin yaptıkları açıklamalar o kadar klişe haline geldi ki. Kripto paralar hakkında fikirleri sorulduğunda adeta ağızlarından çıkan ilk şey Bitcoin’in “para aklamada kullanıldığı” oluyor. Bu cümleden sonra söyledikleri şey ise “ama Blockchain’e laf yok”.
İyi hoş güzel, ama geçtiğimiz hafta Coincheck borsasından çalınan 400 milyon $ değerindeki NEM’lere bakıyoruz ve şunu görüyoruz: yüklü miktarda kripto parayı “aklamak” öyle çok kolay bir şey değil. İtibari parayı aklamak ise nasıl yapacağınızı biliyorsanız son derece kolay.
Coincheck’ten Uçan NEM’ler
Geçtiğimiz hafta hackerlar Coincheck borsasına saldırıp değeri 400 milyon $’dan fazla olacak kadar miktarda NEM çalmayı başardılar. Bu saldırı tarihin en büyük dijital hırsızlığı oldu. 400 milyon $ çalan hırsızlar ne de mutlu olmuşlardır. Ama bu mutluluk, çaldıkları parayı tam anlamıyla kullanamıyor olmanın verdiği acıyla biraz sönüyor olsa gerek.
“Gerçek” dünyaya baktığımızda Dolar’ı, Euro’yu, TL’yi sürekli olarak, gerçek-zamanlı takip eden bir Blockchain yok. Küçük miktarlarda itibari parayı aklamak epey kolay. Hatta tamamen buna odaklı bir işiniz varsa yüklü miktarda itibari paranın aklanması da pek zor olmayabilir. Ancak internet üzerinde Blockchain her şeyi görüyor, her şeyi kaydediyor. Bu da Blockchain’i takip eden kişilerin, çalıntı fonların hareketliliğini daha kolay izleyebiliyor oldukları anlamına geliyor. Geçtiğimiz birkaç günde NEM hırsızları yaptıkları vurgundan elde ettikleri parayı hareket ettirmeye çalışıyorlar ancak bu parayı kabul edecek bir borsa bulma konusunda zorluk yaşıyorlar.
Blockchain’in Kara Listesindeler
Coincheck borsasının saldırısı sonrasında NEM, çalıntı koinleri izole edip değersiz hale getirebilecek bir hard fork yapıp yapmama arasında bir seçim yaptı. NEM, hard fork yapmamayı ve çalınan tokenları değersiz hale getirmemeyi seçti. NEM bunun yerine çalınan koinlerin saklandığı cüzdan adreslerini borsalarla paylaşmaya ve bu adresleri “kara listeye” sokmaya başladı. Şu anda piyasada NEM ödemelerini kabul eden 33 borsa var. Yani hırsızların seçenek konusunda pek kıtlık yaşamıyor olmaları lazım ancak durum öyle değil. Toplam 33 borsa olmasına rağmen bunlardan yalnızca 8’inde NEM’in 24 saatlik ticaret hacmi 1 milyon $’dan fazla. Hırsızlar bir borsa bulsalar dahi çaldıkları paraları aklamak için epey uğraşmak zorunda kalabilirler. NEM başkan yardımcısı olan Jeff McDonald Reuters‘a yaptığı yorumda şöyle söyledi:
“Hackerlar (koinleri) birkaç farklı borsada harcamaya çalışıyorlar. Bu borsalarla iletişim halindeyiz.”
Hackerlar miktari küçültmek atına bu koinleri yeni cüzdanlar üzerinde 100 XEM’lik yığınlara (şu anda 55 $ civarında) ayırmaya başladılar. 500 milyon koini 100-koinlik yığınlarla ayırmak, otomatik gerçekleşiyor olsa dahi epey zahmetli bir işlem. Çalınan NEM’lerin bir kısmının öyle ya da böyle sirkülasyona gireceğine şüphe yok ancak çalınan koinlerin %1’inin dahi böyle bir metotla aklanma ihtimali pek yüksek değil. Jeff McDonald da hackerların bu paranın en azından bir kısmını koruyabileceklerini düşünüyor:
“Paranın bir kısmının yanlarına kalacağını varsayıyorum.”
Kripto Para Aklamak Zor İş
Kripto paralar, para aklamak isteyen birinin kullanabileceği en uygun araçlar gibi gösteriliyorlar ancak durum pek öyle değil. Kripto paralar hakkında yorum yapma sırası geçtiğimiz hafta İngiltere Başbakanı Theresa May’deydi. Başbakan kripto paralar hakkında yaptığı yorumda bu paraların çok dikkatli incelenmeleri gerektiğini söyledi. Nedenini tahmin edebiliyor musunuz? Evet, başbakan bu paraların “özellikle de suçlular tarafından kullanım biçimleri” yüzünden dikkatli incelenmeleri gerektiğini düşünüyor. Kasım ayında Donald Trump’ın Hazine Bakanı da Bitcoin hakkında yorum yapmış ve gayet benzer şeyler söylemişti:
“İlk soru insanların Bitcoin’i yasa dışı eylemler için kullanmadığından emin olmak. Bu yüzden dark web’de Bitcoin kullanılmadığından emin olmak istiyoruz ve bu şu anki endişelerimizden biri. Yani eğer ABD içerisinde bir Bitcoin tüccarı iseniz sizin de aynı müşterini-tanı ve BSA yükümlülükleriniz var.”
Politik liderler kripto paraların “para aklama” gibi nedenler yüzünden düzenlenmeleri gerektiğini söylediklerinde aslında demek istedikleri şey şu:
“İtibari paranın aklanması konusunda yapabileceğimiz çok bir şey yok o yüzden biz kripto paralara odaklanacağız.”
Herkese açık olan Blockchain’lerin yapısı ve kripto paranın itibari paraya dönüştürülme gerekliliği yüzünden kripto paraların takibini yapmak çok daha kolay. “Anonimlik” ve “deep web’de saklanan suçlular” hakkında söylenen onca laf aslında bu sonuca çıkıyor. Gerçekte eğer elinizde Monero gibi gizlilik koini yoksa, kripto para aklamak baya zahmetli ve riskli.
Bitcoin ekonomisinde 2013-2016 yılları arasında sirkülasyonda olan fonların takibini yapan yakın zamanlı bir raporun sonucuna göre Bitcoin işlemlerinin %1’inden daha azı yasa dışı bir kaynaktan geliyor. Buna kıyasla Dolar bazındaki küresel GSYİH’nin yıllık olarak %2 ile %5’lik kısmının -800 milyar $- 2 trilyon $ aralığı- aklandığını görebiliyoruz. Kripto para aklamanın itibari paraya kıyasla daha zor olduğu yetmiyormuş gibi üstüne üstlük sürekli “suçlular” tarafından kullanıldığı Bitcoin, Dolar’a kıyasla daha az (hem sayı, hem oran) suçlu barındırıyor. Ama niyeyse devlet yetkilileri bundan hiç bahsetmiyorlar.