Vay Anam Vay: Bitcoin’de Silkelenenler, Ukrayna’da Madencilik, Kalaşnikof ile Dijital Ruble, G7 Zirvesi ve Çin
Vay Anam Vay, Neler Dönmüş Satoshi ya? serisinin on altıncı yazısındayız. Bugün Miami’de gelmiş geçmiş en büyük kripto para konferansının ikinci günü başlıyor. Twitter CEO’su Jack Dorsey, Microstrategy CEO’su Michael Saylor, Galaxy Digital CEO’su Mike Novogratz, Bit Gold’un mucidi Nick Szabo, Ron Paul gibi isimlerin yer aldığı etkinlikte, 50.000’den fazla insan var. Eğer Miami’deyseniz, umarız eğleniyorsunuzdur. Eğer değilseniz, umarız daha iyi bir yerdesinizdir.
Bu haftaki yazıda mayısta yaşanan düşüşün Bitcoin arzını nasıl etkilediğinden, Ukrayna’daki yolsuzluk endişesinden, Rus silah şirketi Kalaşnikof’un dijital paraya olan desteğinden, Londra’daki dijital para rüzgarından ve Çin’deki güncel gelişmelerden bahsedeceğiz.
Geçen ay yaşanan düşüş, sabırlı yatırımcıları silkelemedi
Coinbase verilerine göre 10 Mayıs’ta 59.592 dolar olan Bitcoin fiyatı, 19 Mayıs’a gelindiğinde 30.000 dolara düştü. Fiyattaki bu neredeyse %50’lik düşüş, Bitcoin tarihi boyunca daha önce hiç olmadığı kadar fazla zararına satış yapılmasına yol açtı. Bundan, geçen haftalarda zaten bahsetmiştik.
Fakat dün paylaşılan yeni veriler, fiyattaki bu %50’lik düşüşün dahi aslında çoğu yatırımcıyı silkelemeye yetmediğine işaret ediyor. Glassnode; likit ve likit olmayan Bitcoin arzını ölçmek için her bir blockchain adresine giren ve bu adresten çıkan kümülatif coin miktarının birbirine olan oranının ölçülüp, bunun ağırlıklarına göre farklı kategorilere dağıtıldığı bir metrik kullanıyor.
Bu metriğin gösterdiği şey, Mart 2020’den (Kara Perşembe’nin yaşandığı tarih), Mayıs 2021’e kadar toplamda 744.000 civarında Bitcoin’in, likit olmaktan çıkıp likit olmayan coin kategorisine girdiği. Başka bir deyişle, bu coinler sirkülasyondan çıktı ve bir süre alım-satım için kullanılmadı.
Mayıs 2021’de yaşanan düşüş sırasında, yaklaşık 160.000 tane Bitcoin’in yeniden likit haline geldiği ve el değiştirmeye başladığı varsayılıyor. Checkmate takma ismini kullanan bir Glassnode analisti, bu veriyi şöyle yorumladı:
“Piyasada yakın zamanda yaşanan toplu satış sırasında, likit olmayan coinlerin %22’si harcandı. Ama bunların %78’i, fiyattaki %50’lik düşüş yüzünden silkelenmedi. Bunların yeniden akümüle edilmesi muhtemelen zaman alacaktır. Ama eli güçlü (yatırımcılar) hala silkelenmedi.”
Kripto para madenciliği, bölgeye 700 milyon dolar yatırım çekti
Ukrayna’da duyurusu geçen yıl yapılan bir madencilik projesi, yolsuzluk açısından bazı soru işaretleri doğurmaya başladı.
Geçen yılın yaz aylarında, Zaporizhia nükleer santralini işleten Energoatom ve H2 diye iki şirket, 700 milyon dolarlık bir anlaşma imzaladı. Interfax’ın haberine göre imza törenine Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy de katıldı.
Avrupa’nın en büyük nükleer santrali olan Zaporizhia’nın ismi tanıdık gelebilir. Burada 2014’te bir sızıntı olmuş, reaktörlerden biri o dönem için kapatılmıştı.
H2; bu santralin yakınlarında Bitcoin madenciliği yapabilmek için Avrupa’nın en büyük veri merkezlerinden birini kurmaya çalışıyor. Ukrayna’daki yetkililer, kripto paralarla ilgili yürürlüğe konan Dijital Varlıklar Yasası ile bunun gibi yatırımların sayısını çoğaltmaya çalışıyor.
ForeignPolicy’den Elisabeth Braw’a konuşan Dijital Dönüşüm Bakan Yardımcısı Alex Bornyakov, Ukrayna’da sayısı şu anda 100 olan kripto para şirketlerinin sayısını 2.000’e çıkarmak istediklerini söyledi. Fakat kripto paraların anonim yapısı ve özellikle bazı madencilik şirketlerinin, kendilerine dair bilgi paylaşmaya pek yanaşmamaları, yozlaşma açısından endişeler doğurdu.
Uluslararası Şeffaflık Örgütünün 2020’deki Yolsuzluk Algı Endeksi’ne göre Ukrayna, 180 ülke içerisinde 117. sırada yer aldı. Aynı endekste Türkiye 86. sıradaydı. Kripto para şirketleri çok şeffaf hareket etmez ve Ukrayna’nın yolsuzluk konusundaki sicili pek temiz değilken, Varşova Ekonomi Üniversitesinden doktora adayı Katarzyna Ciupa, şunları söylüyor:
“Kripto paralar, genel olarak bakıldığında, global ekonomi için fantastik bir fırsat. Ama bazı insanlar aşırıya kaçıp, (kripto paralarla) suç gelirlerini aklıyor. Her ülke, kripto paraların kötüye kullanımını önlemeye çalışıyor. Bu sırada kripto para kullanımına ulusal ve yerel kısıtlamalar getirilmesi ise kripto para şirketlerinin başka yerlere gitmesine yol açar. […] (Ama) bir ülkede yolsuzluğun olduğu biliniyorsa, bu ülke insanların anonim bir şekilde kripto para kullanmasına izin veriyorsa, bu ülke para aklamak isteyenler için cazip hale gelmeye başlar. Yozlaşmayı şu an bitiremiyorken, işin içine kripto paraların zorlukları da girince nasıl bitireceksiniz?”
Fakat bu endişeler, hükümet düzeyinde yankı bulmuyor değil. Dijital Dönüşüm Bakan Yardımcısı, bu endişelere yönelik şu açıklamada bulundu:
“Kripto paralar teknik bir inovasyon getiriyor ve teknik inovasyonlar, zaten genelde suçlular tarafından kullanılır. Ama riskleri düşündüğümüz kadar diğer ihtimalleri de düşünmeliyiz. Kripto paraların suçlular tarafından kullanılabileceğinin farkındayız. Ama nakit de kullanılıyor.”
St. Petersburg’da dijital para rüzgarı esiyor
Rus silah şirketi Kalaşnikof’un (Kalashnikov Concern) sahibi Alan Lushnikov, 2-5 Haziran tarihlerinde St. Petersburg’da düzenlenen Uluslararası Ekonomi Forumu’na katıldı. Burada bankacılık sistemi hakkında konuşan isim, TASS’ın haberine göre şunları söyledi:
“Bankacılık sisteminden beklentimiz, bankacılığın dışında bir mutabakat sistemine geçiş yapmasıdır. Sürekli dijital paralar konuşuluyor. Bize lazım olan şey bu.”
Böyle bir dijital para sisteminin, finansal işlemleri bankacılığın çatısı altından çıkarabileceği düşünülüyor. Lushnikov, dijital paranın SWIFT’e bağlı olmayacağını ve bankacılar tarafından yönetilmeyeceğini vurguladı.
Rusya Merkez Bankası, dijital ruble için araştırmalarını sürdürürken yıl sonuna kadar bir prototip hazırlamış olmayı planlıyor. Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina, 1 Haziran’da CNBC’ye verdiği demeçte şöyle konuştu:
“Hızlı ve ucuz ödeme sistemlerine ihtiyaç var ve merkez bankaları tarafından üretilen dijital paralar, bu ihtiyacı giderebilir. Ben, finansal sistemimizin geleceğinin bu olduğuna inanıyorum çünkü bu, dijital ekonominin gelişimi ile uyuşuyor.”
Bu hafta St. Petersburg’da dijital para konusunu konuşan bir diğer isim, ülkenin en büyük ikinci bankası VTB’nin başkanı Andrey Kostin’di. Kostin, detay paylaşmasa da merkez bankası tarafından üretilen bir dijital paranın özel bankaları ortadan kaldırmayacağını, Merkez Bankası ile bu konuda anlaşmaya vardıklarını açıkladı.
Dijital rublenin test çalışmalarına 2022’de başlanacak.
Dijital para demişken…
Dijital para rüzgarı, Londra’da da esiyor. Dün başlayıp bugün sonlanacak olan G7 maliye bakanları toplantısında da dijital para konusunun görüşüleceği aktarılıyor. Nikkei Asia’nın haberine göre maliye bakanlarının gündeminde özellikle Çin’in, uygulaması hazır olan ve aktif olarak test edilen dijital para projesi olacak.
Çin Merkez Bankası, dijital para konusunda 2014’ten beri çalışmalar yapıyor ve şu anda bu alanda dünyanın öncü merkez bankası olarak kabul ediliyor. G7 maliye bakanlarının, dijital yuanın veri gizliliği bakımından doğuracağı sonuçları merak ettikleri belirtiliyor. Üstünde durulacak bir diğer konunun, dijital yuanın Kuşak ve Yol girişimi kapsamında oynayacağı rol olduğu düşünülüyor.
Aktarılanlara göre maliye bakanları, dijital yuan konusunda bir an önce harekete geçilmesi ve konuyla ilgili yasal düzenlemelerin yapılması gerektiği görüşündeler.
Çin demişken…
Çin’in kripto para madenciliği ve tradingi ile ilgili yaptığı “sıkı önlem” açıklamasının nelere gebe olduğu hala bilinmiyor. Devlete bağlı bazı basın organları, bu duyurunun ardından kripto paralarla ilgili haberler yayımlamaya başladı.
Özellikle Xinhua haber ajansı tarafından paylaşılan bir haber, Batı medyasında yankı buldu. Bu haberde kripto para piyasasında dönen manipülasyonlardan, kripto parayla işlem yapmanın risklerinden ve piyasadaki volatiliden dem vuruldu. Fakat haberde yer alan farklı bir ifade öne çıktı:
“Eğer Bitcoin gibi dijital paralar, alım-satımı yapılabilen dijital emtialar olarak değerlendiriliyorsa o zaman halk, risk alıp bunun ticaretini yapma özgürlüğüne sahiptir.
Bu açıklama, Çin’de kripto para ticareti yapmanın yasak olmadığını açıkça gösteren bir mesaj olarak algılanırken, Çin Merkez Televizyonunun çarşamba günü kripto para dolandırıcılıkları ile ilgili bir haber paylaşmış olması, yine soru işaretleri doğurdu.
The Block ekibinden Wolfie Zhao, Çin medyasındaki bu haberleri şu sözlerle yorumladı: “Devlete bağlı medya kanallarından gelen bu karışık sinyaller, Çin’in kripto para sektörüne karşı gösterdiği karmaşık tutumun bir yansıması.”
Çinli kripto para yatırımcıları, 2013 ve 2017 tarihlerinde alınan yasak kararları sebebiyle bankaları ve finansal kuruluşları kullanamıyor, kripto para alım-satımı yapmak için tezgah-üstü (OTC) platformlara ve daha farklı kanallara yöneliyorlar.