Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Bitcoin Vadeli İşlem Piyasası Tehdidi

Yasal olarak düzenlenmiş ve daha çok nakit paraya dayanan CME ve CBOE’nin Bitcoin üzerinden vadeli işlemlere başlayacak olması pek çok yankı uyandırdı ve etkisi hala daha sürüyor.

Dünya’nın en büyük ve en eski türevler borsası CME Group 18 Aralık‘ta Bitcoin vadeli işlem ticaretine başlayacak. Chicago Board Options Exchange’e (ABD’nin en büyük opsiyon borsası) sahip olan CBOE ise CME’den biraz daha erken olarak 10 Aralık‘ta bu ticarete başlayacak.

Teorik olarak baktığımızda CBOE ve CME’nin Bitcoin üzerinden vadeli işlem ticareti yapacak olması hem kurumsal hem de perakende yatırımcılara kolaylık sağlıyor. Kripto para borsa ve cüzdanlarının riskli ve karmaşık olduğunu düşündüğü için tam anlamıyla Bitcoin ticareti yapamayan perakende yatırımcılar için Bitcoin’e dayalı ticaret yapmanın yeni bir yolu açılmış olacak.

CME ve CBOE’den gelen bu duyurular piyasada Bitcoin adına gayet olumlu sonuçlar doğurdu ve Bitcoin fiyatı her ne kadar şuan düşüş yaşamış olsa da  18 bin $ sınırlarına kadar dayanmayı ve hatta geçmeyi başardı.

Ancak piyasada vadeli işlemler başladıktan sonra Bitcoin’e olan talebin çok ciddi ölçüde artacağına dair bir algı var ve bu algı pek doğru olmayabilir.

Başlangıç

Öncelikle vadeli işlemlerin tam olarak nasıl işlediğine  göz atmak gerekiyor. Bu tarz yazılarda genelde hayalı ürünler/kişiler için hayali bir isim uyduruyorum. Bu seferki ürünümüzün adı Küllük olsun. Küllük şuanda 50 $’dan satışta olsun. Ben diyorum ki “Küllük’ün fiyatı 2 ay içerisinde 100 $ olur”.

Birisi de bana, 2 ay içerisinde Küllük’e 80 $ yatırma fırsatı veriyor ve kabul ediyorum. Şuanda ben vadeli işlem sözleşmesi “satın almış” oldum. Eğer ki ben haklıysam 2 ay sonra 100 $ edecek bir ürün için 80 $ ödemiş oldum, eğer ki ben haksızsam ve fiyat daha düşük olursa ürünün piyasa değerinden daha fazla para ödemiş olacağım. Sonra da kalbim kırılacak, cebim yanacak.

Bu örnekte Küllük’ün fiyatının artacağını tahmin etmiştim ama tam tersi de olabilir. Eğer ki Küllük’ün fiyatında düşüş olacağını düşüyorsam vadeli işlem sözleşmesini “satabilirim”. Bu durumda 2 ay içerisinde belli bir fiyat üstünden, 80 $ diyelim, Küllük satmayı kabul ediyorum. Sözleşmenin vakti geldiğinde piyasa değerinden Küllük alıp, ilk başta anlaştığımız fiyat üzerinden sözleşmeyi yaptığım kişiye ürünü satıyorum. Yani eğer haklıysam ilk başta 80 $’a benden Küllük almayı tercih eden kişiye, 80 $’dan daha az fiyata almış olduğum Küllük’ü satmış olacağım, kar edeceğim. Sonra da kalbim hoş olacak, cebim bayram edecek.

Bunlar tabii ki vadeli işlem ticaretinin en yüzeysel taktikleri. Bir sözleşmeyi destekleyen varlığı kullanarak girilebilecek risklerin sayısı yok. Mesela elimde Küllük var ve (satmayı kabul ettiğim) bir vadeli işlem sözleşmesini daha yüksek fiyata da satabilirim.

Eğer fiyat yükselirse sözleşmeyi destekleyen varlıktan kar elde ederim ama vadeli işlem sözleşmesinden zarar ederim. Fiyat düşerse durum tam tersi olur. Vadeli işlem sözleşmelerindeki başka bir yaygın taktik ise vadeli işlem sözleşmelerini belli bir fiyatı “tutturmak” için aynı anda almak ve satmak.

Günümüzde birbirinden farklı koşullar ve şartlar altında geniş bir emtia ve finansal araç yelpazesinde vadeli işlem sözleşmeleri yapılabiliyor.

Bu piyasada çok fazla para dönüyor olsa da oldukça karmaşık bir alan. Mesela altının da kendine ait bir vadeli işlem piyasası bulunuyor ve bu piyasa (sözleşmeleri destekleyen varlık ölçüldüğünde) fiziksel, elle tutulur altın piyasasının 10 katı büyüklüğünde.

Peki bu nasıl oluyor? Nasıl olur da gerçek altın miktarından daha fazla vadeli işlem sözleşmesi altını var olabilir? Çünkü sözleşme tamamlandığında gerçekten bir altın külçesi vermenize gerek yok. Pek çok vadeli işlem sözleşmesi “nakit paraya” dayanıyor. Yani satış sırasında sözleşmeyi destekleyen varlığı fiziksel olarak almaktansa alıcı, şunlar arasındaki farkı nakit para olarak alıyor: vadeli işlemin fiyatı (üstünde anlaşılan fiyat) ve piyasa fiyatı.

Küllük’ü hatırlayalım. Benim Küllük için nakit paraya dayalı bir vadeli işlem sözleşmesi yaptığımı düşünelim. 2 ay sonunda 100 $ olacağını tahmin etmiştim ve diyelim ki haklı çıktım. Bu sözleşme için de 80 $ ödemiştim. Şimdi 2 ayın sonunda ben Küllük almıyorum, 20 $ para alıyorum.

Hem CME’nin hem CBOE’nin vadeli işlem sözleşmeleri nakit paraya dayalı olacak; Bitcoin’e değil. Yani Bitcoin vadeli işlem piyasasının, hakiki Bitcoin piyasasından çok çok daha büyük olması gayet muhtemel.

Yan Etkileri

Bu durum önemli çünkü kurumsal yatırımcılar bundan hoşnut olacak. Boyut ve likidite fon yöneticilerini daha rahat hale getiriyor.

Bitcoin piyasasında pek çok kişi Bitcoin vadeli işlemleri başlar başlamaz piyasaya yığınla kurumsal para geleceğini düşünüyor ancak işte bu kısım pek doğru olmayabilir.

Yasal olarak düzenlenmiş ve nakit paraya dayalı borsalarda böylesine güzel karlar getiren bir varlık varken işin içine çok ciddi paralar girmesi tabii ki ihtimaller dahilinde. Tüzük gereğince düzenlenmemiş borsalarda “alternatif varlık” ticareti yapması yasaklanan pek çok fon, CME ve CBOE düzenlenmiş olduğu için artık bu işe dahil olabilecek.

Bunun yanında zaten ciddi miktarlarda olan karı arttıracak olan kaldıraçlı pozisyon fırsatları şüphe yok ki daha fazlasını isteyen fonları da kendine çekecek.

Yani sorun Bitcoin vadeli işlemleri başladığında piyasaya daha fazla para geleceği konusunda değil. Daha fazla para geleceği neredeyse kesin ancak problem şu: para farklı bir piyasaya girmiş oluyor. Gelen para direkt olarak Bitcoin’e değil, Bitcoin’e neredeyse hiçbir etkisi olmayan sentetik türevlere geliyor.

Yani diyelim ki BizÇokZenginizHedgeFonu diye bir fon var ve Bitcoin vadeli işlemlerine 100 trilyon $ yatırıyor. Bu para Bitcoin’in kendisine gelmeyecek. Bu sözleşmelerde gerçekten Bitcoin’e sahip olmanız gerekmiyor. Yukarıda bahsettiğimiz gibi sözleşme bittiğinde bile Bitcoin almanız veya vermeniz gerekmiyor.

Tabii ki bu vadeli işlemlerle birlikte gelen pozisyonu açığa satma imkanı, fonları gerçek Bitcoin almaya itebilir.

BizÇokZenginizHedgeFonu yaşayabileceği herhangi bir muhtemel zararı vadeli işlem ticaretiyle engelleyebilecekken neden gidip Bitcoin alsın? Neden aynı vadeli işlem ticaretinden kazanabileceği potansiyel geliri azaltsın ya da kısıtlasın? Çok daha az bir başlangıç parasıyla hemen hemen aynı karları elde edebilecekken neden sentetik türevler yerine hakiki Bitcoin’i tercih etsin?

Zaten bu sorular insana endişe veriyor. Neden vadeli işlem sözleşmesiyle uzun döneme girebilecekken ya da yaşayabileceğiniz karları arttıran, zararları kısıtlayan vadeli işlem sözleşmeleri kombinasyonu yapmak varken gidip Bitcoin alınır?

Endişe verici olan şey, kar elde etmek için zaten Bitcoin almış kurumsal yatırımcıların artık vadeli işlem piyasasına geçiş yapma ihtimali. Daha temiz, daha ucuz, daha güvenli, daha yasal olarak düzenlenmiş…

Dikkatli Olmak Lazım

Bahsedildiği gibi endişe verici olan şey zaten Bitcoin almış ve bu sayede Bitcoin fiyatını da arttırmış olan kurumsal yatırımcıların resmi vadeli işlem piyasasının daha güvenli olduğuna karar verme ihtimali. Bu durumda da ellerinde tuttukları Bitcoin’i satabilirler.

Bitcoin vadeli işlemlerine olan talebin ve piyasadaki iyimserliğin vadeli işlem sözleşmelerinin fiyatını arttırma ihtimali de mevcut. Yani bundan bir yıl sonra 20 bin $’dan Bitcoin alma sözleşmesi yapan kişi sayısı 12 bin $’dan alma sözleşmesi yapanlardan daha fazla olacak. Piyasa garip.

Bu durum da hakiki Bitcoin piyasasını etkileyecek çünkü piyasada “vadeli işlem piyasasındakiler bizim bilmediğimiz bir şey biliyor herhalde” düşüncesi yayılacak.

Ayrıca nakit vadeli işlem borsalarının ortaya çıkması yakın gelecekte SEC’in Bitcoin ETF’sini onaylama ihtimalini de arttırıyor. Bu zaten dolmuş bir alana daha da fazla para getirir.

Ancak “bir ihtimal daha var”. Bitcoin’den pek haz etmeyen kurumsal yatırımcıların (onlar kendilerini biliyor) vadeli işlem piyasasına, kendi düşüncelerine göre para koymaları da mümkün. Piyasa fiyatından daha düşük bir sözleşmeyi satmak, Bitcoin’i açığa satmaktan çok çok daha kolay. Bu yatırımcılar hakiki Bitcoin piyasasına, fiyatları karıştırma potansiyeli olan sinyaller yollayabilir.

Ayrıca özellikle nakit paraya dayalı olan vadeli işlem sözleşmelerinin kaldıraç özelliği Bitcoin’in değişkenlik oranını da arttırabilir.

Bu da kalbimizi kırar.

Bu gelişmelerin sebep olacağı paradigma değişikliği de söz konusu. Bitcoin vadeli işlem piyasasının büyümesi Bitcoin’i bir para biriminden ziyade emtia olarak konumlandırmaya başlayabilir ve ABD’de vadeli işlem piyasalarını Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu düzenliyor. Aynı zamanda Bitcoin’i finans sektörünün işleyişini tamamen değiştirme potansiyeli olan bir teknoloji olarak değil de daha çok bir yatırım varlığı olarak gösterebilir.

Piyasada bir değil iki tane büyük borsanın Bitcoin vadeli işlem piyasasını açması (ve yakın gelecekte iki tane daha eklenme potansiyeli) büyük coşkuyla karşılansa da gerçekleşmek üzere olan şeyler Bitcoin ve finans sektörü adına yepyeni bir çağ başlatabilir. Bu çağ kime fayda kime zarar sağlar bilinmez.

Yazı Noelle Acheson’ın görüşlerine dayanmaktadır. 

 

 

Tüm gelişmelerden ve paylaşımlardan haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!

1 Comment

  • Kemal
    Posted 21 Aralık 2017 - 21:54 21:54

    Merhaba

    Bence burada atladığınız mevzular var. Vadeli satış sözleşmesi ile alınan bitcoinlerin vade sonundaki kar payları nereden karşılanacak. Diyelim ki para bitcoine gelmedi ve başka yere fonlandı. Vade sonunda bitcoinle karşılaştırma yapılacaktır. Eğer sonuç yüksek kar ise sorun yok. Fakat kar bitcoinin kazandırdığından düşük çıkarsa, yatırımcı bir daha vadeli satış sözleşmesi yaparmı? Kaldıki bitcoin için vadeli sözleşme yapan kişi parayı bitcoinden başka nerde fonlayıp bu kadar kar elde edebilecek, bu da ayrı bir konu.

Leave a comment